🌹Hazretimizin sağlığında Osman Başdede vardı. Gece sabaha kadar kutbiyet makamına çıkarılıyor, ricâl-i maneviyyeye karışıyor. Sabah olunca şöyle oldu, böyle oldu diye, ağzı gevşek olduğu için söyleyiverirmiş ilh… *Merkezlerimizden Belâ gerdân Şâh-ı Nakşibend Muhammed Bahâüddin Hazretleri, çok büyük bir zâttır. Abdülkâdir Geylânî Hazretleri 11 yıl güneşin doğduğu tarafa doğru râbıta yapmış. Müridleri etrafından dağılmış. “Galiba bizim şeyh sapıttı” demişler. Hiç aldırış etmemiş. 11 yıl sonra kendisine bağlı sâdık müritleri demişler ki “Üstâzımız, bunun bir hikmeti vardır, nedir?” demişler. Cevabında “Horasan tarafında bundan 300 yıl sonra zuhur edecek olan Muhammed Bahâüddin Şâh-ı Nakşibend isimli zâtın nûrunu müşâhede ediyorum. Ondan istifâde etmek için, o tarafa râbıta yapıyorum” buyurmuşlardır. İşte bizim Pîrânımız böyle büyük zâtlardır. *Şâh-ı Nakşibend Hazretleri hacca gittikleri zaman, oranın fakîh halkı kendisinin çok büyük tasarrufunun olduğunu bildiklerinden yalvarmışlar. O da Altınoluğu indirerek parça parça oradakilere dağıtmış “Evet dağıttın, ama Kâbe Altınoluksuz kaldı” diyenlere “O kolay, siz kazanlarda bakırları kaynatmaya başlayın” buyurmuş. Cebinden çıkardığı tozu, kaynayan bakırların üzerine dökünce altın olmuş. Ve hazırlanan Altınoluk kalıbına dökülmüş, “Haydi çıkarın, yerine koyun “ deyince “Aman efendim, kaç yüz kilodur veya okka, biz kaldıramayız” deyince “Öyleyse biz kaldırırız” buyurarak, Altınoluğu tutup yerine atmış, tam yerine oturmuş. Oradakiler “Şâh-ı Nakşibend” demişler. “Nakş etti, bend etti, yerine yerleştirdi” demişler. Fakat hıtâbı izzet vaki olmuş “Bu kerâmeti göstermemiş olsaydın, sana öyle bir rütbe ihsân etmiştim ki, bir hıristiyan kabrinden “Bihakk-ı Muhammed Bahâüddin” beni tekrar hayata döndür dese idi, döndürürdüm” buyurmuş. Kerâmet-i Kevnî ve enfüsî haramdır. Sohbeti toparlayalım. Bizim yolumuzda rahat aramak haramdır. Rahat arayanın, rahatı kaçar. Ama bu demek değildir ki, kendisini helâk edercesine hareket etmelidir, bu gerekmez. Rahatını aramayanlara Hazreti Allah koşar ki, rahatlık ihsân eder. Onun için akıllıca hizmet etmek lazımdır. Cenâb-ı Hak kendi yolunda hizmet ettirsin. Biz hizmet edelim dersek eksik olur, mükemmel olmaz, riyâ karışır…