ŞEYTANIN, EVLÂTLARIMIZA ORTAK OLMA MESELESİ
Bil ki;
• Evlâdına lânet ve beddua ederek şeytana ruhsat verirsen,
• Ensest (aile içi-haram) ilişkilerle veya zina ile çocuk dünyaya getirip şeytana ruhsat verirsen,
• Haram yedirerek, haksız miras yeyip-yedirerek, faiz yeyip-yedirerek, zekâtını vermeyerek haramzâde bir çocuk dünyaya getirip haramlarla şeytana ruhsat verirsen,
• Mazlum çocuklara beddua ve lânet okuyarak, lâneti kendi mazlum çocuklarına çevirirsen, • Kibirlenip başkalarını aşağılayarak evlâtların üzerinde kınadıklarını yaşatmada şeytana hisse verirsen,
• Ve birçok lânetin sana ve zürriyetine gelmesine sebep olan ve olacak zulümleri, tacizleri, tecavüzleri işleyip mazlumların beddualarının sana ve zürriyetine dönmesine sebep olup şeytanlara hisse verirsen, Şeytan, evlâtlarımızdan ve bizden ilâhi adaleti yerine getirmek için ruhsatlı bir şerir olarak ve şerre ruhsat alarak hisselerini alır.
Ebû Hüreyre’nin (radıyallahu anh) rivayet ettiğine göre, Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur : “Ye’tî alen-nâsi zemânün yüşârikühümüş-şeyâtînü fî evlâdihim.”
Kıle : “Eve kâinün zâlike yâ rasûlallah?”
Kale : “Neam”.
Kalû : “Ve keyfe na’rifü evlâdenâ min evlâdihim?”
Kale : “Bikılletil-hayâi ve kılletir-rahmeh”.
Dikkat-i şayan bir hadis-i şerif, Kur’an-ı Kerim’den referansı olan hadis-i şeriflerin hepsi dikkat-i şayandır ve bizlere rabbimizin razı olduğu nurlu yolu gösterir.
Bu hadis-i şerifin mânâsını söylediğim zaman, siz de dikkat-i şayan bulacaksınız.
(Ye’tî alen-nâsi zemânün). İnsanların başına devirler geçip bir zaman gelecek ki, (Peygamber Efendimiz’in yaşadığı zamandan sonra, ileride insanların üzerine bir zaman gelecek ki), (yüşârikühümüş-şeyâtînü fî evlâdihim) şeytanlar onlarla çocuklarında ortaklık yapacaklar. Şeytanlar bu kişilerin çocuklarına ortak olacaklar.
Bunu duyunca ashab-ı kirâm (rıdvanullahi aleyhi ecmain - Allah hepsinden razı olsun ve cümlemizi şefaatlerine erdirsin) (Kıle : “Eve kâinün zâlike yâ rasûlallah?”) şaşırarak, hayret ederek dediler ki : “Bu olacak mı?.. Yâni biz evleniyoruz, bizim çocuklarımız oluyor, olan çocukların bir kısmı şeytanın çocukları nasıl olacak; bu olacak mı
yâ Rasûlallah?”
(Kale) Buyurdu ki Peygamber Efendimiz : (Neam) “Evet, olacak.” Doğan çocukların bir kısmı sizin çocuğunuz, bir kısmı şeytanın çocuğu... Bakın ne kadar ilginç.
(Kalû: Ve keyfe na’rifü evlâdenâ min evlâdihim?) “Yâ Rasûlallah, biz doğan her çocuğu kendi evlâdımız biliriz. Doğan çocukların arasından hangisi bizim evlâdımız, hangisi şeytanın evlâdı; bunu nasıl ayıracağız, tefrik etmek için bir işaret, bir emâre var mı?..”
(Kale: Bikılletil-hayâi ve kılletir-rahmeh.) “Utanmalarının azlığından, yâni hayâsızlıklarından, utanmamalarından ve merhametlerinin, acımalarının azlığından, gaddar, zâlim, merhametsiz oluşlarından anlayabilirsiniz.” Bu hususta konunun açıklanmasını sağlayacak bazı bilgiler vererek konuyu genişletmek istiyorum. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz’in huzurunda birisi yemek yiyordu. Yemeğe başladı, bir zaman sonra aklı başına geldi, yediği yemeğe besmele çekti... O zaman Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz buyurdu ki : “Sen besmele çekmeden önce, senin tabağından seninle beraber şeytan da yemek yiyordu. Sen o besmeleyi çektikten sonra, bıraktı.” Hattâ, (Bismillâhi min evvelihî ve âhirihî) “Evvel anından ve şimdiden bismillâh!” demiş o zât-ı muhterem; o zaman şeytan daha evvelinden beri yediklerini de çıkarmış diye rivayet var.
Tabii, şeytanları biz göremiyoruz. Kur’an-ı Kerim’de şeytanlar hakkında; (İnnehû yerâküm hüve ve kâbîlühû) “O ve onun avanesi, şeytanın ordusu, evlâtları, maiyyetindeki küçük şeytanlar vs; (min haysü lâ teravnehüm) onlar sizi
görürler, siz onları görmediğiniz halde...” buyuruluyor. Şeytan böyle bir varlık, ama şeytanın olduğuna dair çok ayet-i kerîmeler var... Bizim görmediğimiz ama varlığı
olan pek çok varlık var ki, aletlerle ölçüyoruz veya emârelerinden anlıyoruz, sezinliyoruz. Aletler gösteriyor. Meselâ hiç bilmediğimiz radyoaktiviteyi aletler farkedip, “Ooo, çok fazlalaştı!” diye ikaz edebiliyor, kırmızı noktaya gelebiliyor.
Demek ki, biz yemeği besmelesiz yemeye başlarsak, şeytan da bizim tabaktan başlayacak yemeye. Şeytan beslenecek, biz zarar göreceğiz. Onun için eûzü besmele çekmek lâzım!
Müslüman evinde, işinde aşında, eşinde her yaptığı işe euzû besmele çekerek başlayacak. Euzû çekmek müstehab, besmele çekmek Allah’ın emri. Allah-u
Teâlâ Hazretleri’nin ilk inen emri : (İkra’ bismi rabbikellezî halâk) “Yaratan Rabbinin adı ile oku!” Yâni bir işe başlarken Allah’ın adı ile başlanılacak, “Bismillâhirrahmânirrahîm” denilecek.
Allah’ın rızası düşünülecek, Allah’tan yardım istenilecek, öyle başlanacak.
Tabii yemeğe de besmele ile başlayacak insan; düğüne, derneğe, gerdeğe de besmele ile başlayacak. O zaman her şeyi hayırlı olacak. Dükkânını da besmele ile açacak, işine de besmele ile başlayacak; o zaman işi rast gidecek. Ama besmelesiz başladığı zaman; (Ve şârikhüm fi’l-emvâli ve’l-evlâdi ve iddu vemâ yaizühümüş-şeytânü illâ gurûrâ) Öyle başlanmadığı zaman şeytan, kabiliyeti dolayısıyla, yaratılışındaki hünerleri dolayısıyla insanın besmelesiz başladığı işlerine iştirak ediyor, katılıyor, ortak oluyor. Böylece evleniyor insan, çoluk çocuk sahibi oluyor, ama çocuğu şeytanın çocuğu olabiliyor. Onun farkında değil...
Çünkü işler hayırlı yapılmıyor, besmeleli yapılmıyor, günahla oluyor, haramla oluyor. Haramla yuva kuruluyor, haramla düğün yapılıyor. Eğlenceler haramlarla, yasaklarla, içkilerle devam ediyor. Ondan sonra tabii ki şeytan ortak oluyor. Böyle çocuklar nasıl anlaşılır?
Huyu değişik, çocuk merhametsiz, çocuk gaddar, çocuk utanmaz, arlanmaz... İşte o şeytanın çocuğu.
Demek ki, her işimizde besmele çekeceğiz, her işimizde şeytandan Allah’a sığınacağız.
Her işimizin başlangıcında, o işimizin Allah’ın rızasına uygun olup olmadığını düşüneceğiz. Uygun değilse, yapmayacağız. Uygunsa, Allah’ın rızasını kazanmak için yapacağız o işi...
Eğer hayırlı bir işi yapmaya başlamışsak, biliyoruz ki güç kuvvet Allah’ın elinde, o yardım ederse olur, yardım etmezse olmaz. Kudret verirse olur, men ederse insan kolunu kıpırdatamaz, gözünü açıp kapayamaz. Ondan yardım dileyeceğiz, ona tevekkül edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder