Kendinizi tanıtır mısınız?

MUSTAFA AKÇALIOĞLU:

Antalya eski milletvekili merhum Albay Hasan Akçalıoğlu’nun ağabeysi Mustafa Akçalıoğlu kendisini Ufuk okuyucularına şöyle tanıttı:

1318 doğumluyum. 76 yaşındayım. Yedi yaşında iken annemle babam hacca gittiler. Annem hacda vefat etti. İptidai mektebi birinci olarak bitirdim. Babam beni ilkokuldan sonra hemen medreseye verdi. Çok iyi bir hocamız vardı. Medresede iki sene tahsil gördük. İki senede “Izhar’ın Âmili Kıyâsî” bahsine kadar okumuştuk. Hocamız keramet sahibi birisiydi. Daha sonra Alanya Merkez Camiinde 28 sene imamlık yaptım.

Bu yazifeden emekliye oldum.

Bazı eserlerim de var. Şimdi evimde çocuklara ders veriyorum.

UFUK: Efendi Hazretleriyle (K.S.) alakalı bir hatıranızı anlatır mısınız?

AKÇALIOĞLU — Dine nasıl hücum ettikleri herkesin malumudur. O zamanlar din okumak ve okutmak çok büyük suçtu. İnsanlar idam ediliyor, çeşitli eziyetlere maruz kalıyorlardı. Benim gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatayım da, Efendi Hazretlerinin (k.s.) hangi şartlarda dine hizmet ettiğini daha iyi anlatmış oluruz.

Bir gün evimde oturuyorum. Komşular geldi. Bana dediler ki: “Bizim çocuklarımızı sen evde okut.” O zaman çok tehlikeli idi. Okuttuğunu duydukları takdirde, hemen hapse atarlar, hatta idam ederlerdi. Ben dedim ki: “Arkadaşlar, bu işi bana teklif etmeyin. Sonra şikâyet ederler ve bizi hapse atarlar.” Bu hadise olduğu zaman daha Üstazla tanışmamıştım. Hemen hemen Efendi Hazretleriyle tanışmamdan on sene kadar önce. Nihayet okutmaya başladım. Evin içinde okutuyorum. Bir de baktım ki; Ellerinde kırbaç ile biri başçavuş, iki jandarma geldi. Arkadan köyün muhtarı da geldi. Bizi alıp götürdüler. Çocuklara sordular; “size ne okutuyordu” diye. Onlar da bize “Sübhâneke okutuyordu” dediler. Beni sanki bir cani, adam öldürmüş birisi gibi tevkif ettiler. Ben her ne kadar rica ettiysem de beni çıkarmadılar. Evden kimsenin haberi yoktu. Ben dedim ki: “Ben size buradan kefil bulayım, beni çıkarın eve haber vereyim de yine gelirim” dedim. Bir türlü kabul etmediler. Nihayet otururken tanıdığım Mehmet Çavuş diye birisi vardı, o geldi. O da başçavuşun seferberlikte arkadaşı imiş, o zamandan beri hiç görüşmemişler. Ona söyledim de kurtardık. Yani şunu söylemek istiyorum: Allah demenin yasak olduğu ve dini okutmanın çok tehlikeli olduğu bir zamanda Efendi Hazretleri, hiç korkmadan yılmadan Din-i Celil-i İslâm-ı Müslümanların çocuklarına okuttu. İslam dini için, kellesini koltuğuna aldı. Para ile adam tuttu, okuttu. Yani hem okuttu hem de okuttuğu talebelere para verdi. Jandarma filan geldiği zaman onları ücretli işçi olarak gösteriyor, diğer taraftan dini ilimleri okutuyordu. O böyle dine hizmet etti. Onun okuttuğu talebeler arkadaşlarımız da okuttular. Müftü, vaiz gibi pek çok âlim yetişti. Kur’an Kurslarını açtılar ve buralar da kanuni formaliteleri de yerine getirerek çok sayıda din adamı yetiştirdiler.

- UFUK : Muhterem Mustafa AKÇALIOĞLU Beyefendi, Efendi Hazretleri (K.S.) hakkında anlatma lütfunda bulunduğunuz bu hatıralarınız için size teşekkür ederiz. Allah c.c râzı olsun.

Herkes sustuğunda O KONUŞTU.

Herkes korktuğunda O CESÛR'DU.

Herkes oturduğunda O KOŞTURDU.

Herkes can derdindeyken,. O CANINI ORTAYA KOYDU. Şefâat, Himmet ve

Teveccühleri üzerimizde dâim olsun..ÂMÎN..