9 Ekim 2025 Perşembe

*⚘️HER MÜSLÜMANIN RİÂYET ETMESİ GEREKEN HUSÛSLAR*

Allâhü Teâlâ, En’âm Sûresi’nin 151. âyet-i kerîmesinde, riâyet edilmesi gereken şeylerin mühim bir kısmını bildirmektedir. Bu husûslar, İslâm dininin esasları olup tefsirlerde şöyle hulâsa edilmiştir:

Cenâb-ı Hakk’a ortak koşmamak: Onun şerîk (ortak) ve nazîrden (benzerden) münezzeh olduğunu biliniz, vahdâniyetini (birliğini) tasdik ediniz. Allâh’a isyan ve günah olan bir husûsta başkasına itaat etmeyiniz.
Ana babaya iyilik etmek: Onlar, sizin varlığınıza (dünyaya gelmenize) birer sebeptir, hakkınızda şefkatleri, hizmetleri pek ziyâdedir, onların kadrini bilip haklarında güzel muameleden ayrılmayınız. Onları aslâ incitmeyiniz. Ancak ana baba, evlatlarının Allâh’a isyan etmesiyle memnun olacaklar ise onları bu suretle memnun etmeye çalışmak yasaklanmıştır ve haramdır.
Çocukları fakirlik korkusuyla öldürmemek: Anaya babaya iyilik, evlâdın vazifesi olduğu gibi evlâdın hayat hakkını muhafaza eylemek de ebeveynin vazifesidir. Bu hüküm, çocuk düşürmek cinayetlerine dahi şâmildir. Yani gerek fakir, gerek zengin, gerek zayıf olsanız, gerek çok evlâda bakmakla yoksul kalmaktan korksanız da onları herhangi bir suretle öldürmeyiniz. Siz, rızkınızı tahsil edemeyeceğinizden korkarak öyle bir kötülüğe cüret göstermeyiniz. Sizlere rızkı veren, sizleri yaratandır. Mukadder olan rızık ne ise siz ona kavuşursunuz.
Fuhşiyyâta (kötü şeylere) yaklaşmamak: Zina gibi gayrimeşrû işlere -alenî olana da gizli olana da- yaklaşmayınız. Bunlar, insanların gözlerinden gizli kalsa da Cenâb-ı Hakk’a malumdur. Allâhü Teâlâ -meâlen-: “Ve zinaya yaklaşmayınız, şüphe yok ki o, pek çirkin bir şeydir ve ne fena bir yoldur.” (İsrâ Sûresi, âyet 32) buyurmaktadır.
Haksız yere bir kimseyi öldürmemek.
İşte bu emir ve yasaklar, Allâhü Teâlâ’nın lütuf ve rahmetiyle kesin bir şekilde emrettiği hususlardır. Bu yasaklanan haramların kötülüğü, aklı olanlar için apaçık ortadadır. Öyleyse bunlardan uzak durmalıdır.
🚥 En’âm Sûresi’nin 152. âyet-i kerîmesi, Allâhü Teâlâ tarafından, riâyet edilmeleri lâzım gelen insânî vazifeleri beyan ve tavsiye buyurmaktadır. Bu husûslar, İslâm dininin esasları olup tefsirlerde şöyle hulâsa edilmiştir:
Yetimlerin mallarına yaklaşmamak: Yetim; akıl bâliğ olup malını idareye kâdir oluncaya kadar onun malını güzelce idare ediniz, haksız yere sarf etmeyiniz, hattâ böyle bir maksatla yanına bile yaklaşmayınız. Ancak o malı muhafaza için veya kârlı bir hâle getirmek için kullanılan miktarı sarf edebilirsiniz. Yetim, reşit olunca da malını kendisine teslim ederek o yükten kurtulunuz.
Ölçüleri ve tartıları adâletle yapmak: Mesela bir malınızı satarken miktarını, ağırlığını olduğundan fazla göstermeyiniz, bir malı satın alırken de o malın miktarını, ağırlığını olduğundan noksan göstermeye tenezzül etmeyiniz. Böyle bir hareket, adalete zıt ve başkasının hakkına tecavüz olup haramdır.
Söylerken adâletten ayrılmamak: Herhangi bir husûsta bir söz söylediğiniz vakit hakkını, doğrusunu söyleyiniz, hakkın hilâfını söylemeyiniz ki, bu da haramdır. Yani, lehine veya aleyhine söyleyeceğiniz kimse, sizin akrabanız olsa bile taraftarlık etmeyiniz. Doğru söylemekten, hakka riâyetten aslâ ayrılmayınız. Doğrusu ne ise onu söyleyiniz.
Hak Teâlâ’ya verilen sözü tutmak: Gerek Allâh’ın size teklif etmiş olduğu ahidleri, emirleri, yasakları ve gerek sizin, Allâh’a veya Allah adına başkalarına verdiğiniz ahidleri, nezirleri, yeminleri, akidleri, geçerli olan her çeşit taahhütleri tamamen yerine getiriniz. Ahdi bozmak da haramdır. Bu emir, iman ve amel hududuna dâhil olan her çeşit emirleri, yasakları ve ahidleri içine almaktadır.
İbn-i Abbâs (r. anhümâ) buyurmuştur ki: “Bu (En’âm Sûresi’nin 151. ve 152.) âyet-i celîlelerinde bildirilen emir ve yasaklar, Âdem aleyhisselam’dan beri bütün insanlığa emrolunmuş husûslardır. Bunlar ile amel edenler hidâyete ulaşır, Cennet’e girerler. Bunları terk edenler de Cehennem’e gönderilirler.”
🚥 En’âm Sûresi’nin 153. âyet-i kerîmesinde -meâlen-:
“Şüphe yok ki bu (151. ve 152. âyet-i kerîmelerindeki emirler ve yasaklar), benim müstakîm (dosdoğru) yolumdur. Hep onu takip edin, başka yollar takip etmeyin ki sizi onun yolundan saptırıp parçalamasınlar. İşte bunu -peygamber yoluna uymak ve diğer muhtelif yollara uymamak husûsunu- Allâhü Teâlâ, size emretti ki korunasınız.” buyurulmuştur.
İbn-i Mes’ûd (r.a.) buyurmuştur ki:
“Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, eliyle (yere) bir çizgi çizdi ve bize, “Bu, Allâh’ın dosdoğru yoludur.” buyurdu. Sonra bunun sağından ve solundan birçok çizgi daha çizdi, “Bunlar da birtakım yollardır ki her birinde bir şeytan vardır, ona çağırır.” buyurdu. Sonra da (En’âm Sûresi’nin 153.) âyet-i kerîmesini okudu.
Allâhü Teâlâ’nın emir ve tavsiye ettiği hükümler, Sevgili Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in doğrudan doğruya tuttuğu yoldur. Onun tuttuğu yol, Allah yoludur. Allah yolunu bulmak isteyenler, Peygamber Efendimizin yoluna, sünnet-i seniyyesine sarılarak bunları tutmalıdır. Bu emirlere uyup yasaklardan kaçınmayan; yani Allâh’a şirk koşan, ebeveyenine kötülük eden, evlâdını öldüren, fuhşiyyât yapan veya haksız yere insan öldüren, yetim malına el uzatan, ölçüyü, teraziyi denk ve tam tutmayan, başkasının hukukuna tecavüz eyleyen, söz söylediği zaman adalet ve haktan ayrılan, Allâh’a verdiği ahidlerini yerine getirmeyen, Peygamber Efendimizin yoluna bağlanmayıp türlü türlü yollara saparak tevhidden ayrılan kimseler tefrikaya düşer, perişan olurlar.
İşte Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in yoluna ittibâ etmek ve diğer muhtelif yollara tâbi olmaktan kaçınmak husûsunu, Hz. Allah, size emretti ki fenalıklardan sakınıp tefrika ve ihtilaftan kurtularak tevhid dairesinde, Allâh’ın korumasında bulunasınız. Bu da Peygambere ittibâ etmek ve bu esaslara sarılıp dâima birlik yönünü tutmakla olur
FAZİLET TAKVİMİ
*09-10-11 Ekim 2025 Perşembe Cuma Cumartesi*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cinsel performans ve bel soğukluğu için Osmanlı ocakları kullanmış bu tarifi:

Keçiboynuzu tozu, çakşır Kökü tozu, üzüm çekirdeği tozu, çörek otu tozu, zulumba Kökü tozu, meyan kökü tozu, andız Kökü tozu, havlıcan tozu,...