31 Ağustos 2024 Cumartesi

İNTİHAR BİR KURTULUŞ DEĞİLDİR: İslâm dininde, bir kimsenin intihar etmesi cinayettir, haramdır ve büyük günahlardandır. Zira Allâhü Teâlâ’ya şirk koşmaktan sonra en büyük günah, haksız yere bir kimseyi (veya kendini) öldürmektir. Allâhü Teâlâ insanı en güzel şekilde yaratmış ve insanoğlunun bu güzelliği dâima muhafaza etmesi ve kemâle erdirmesi için ona bir kısım ibadetler ve vazifeler emretmiştir. İntihar, bu şerefi zâyi eder. İntihar eden, bu vazifeleri yapmaktan kaçarak Rabb’ine isyan etmiş; diğer insanlara da kötü örnek olmuş olur. İnsanın, hoşuna gitmeyen şeylere karşı sabretmesi bir fazilettir. Mesela, sevdiği kimselerin vefatlarına, malının zayi olmasına, hastalığa, gözün âmâ olmasına vesair belalara karşı sabretmek, sabrın en yüksek makamıdır. Kişinin bu hâle karşı sabretmesi, ilâhî takdire razı olması icab eder. Muhakkak bu, kulluk borcu ve vazifesidir. Sabredenler için pek çok mükâfat vardır. Nitekim Allâhü Teâlâ (meâlen): “Ancak sabredenlerin mükâfâtları hesapsız olarak ödenecektir.” (Zümer Sûresi, âyet 10) buyurmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de “Sabır, imanın yarısıdır.” buyurmuştur. İntihar eden kişi, sıkıntılardan asla kurtulmuş olmayacaktır. Ölümden sonra kabirde ve âhirette o sıkıntıdan binlerce kat ağır olan felaketlere, azaplara maruz kalacak, yaptığına pek çok pişman olacak, fakat bu pişmanlık fayda vermeyecektir. Allâhü Teâlâ (meâlen): “Kendinizi öldürmeyiniz.” (Nisâ Sûresi, âyet 29) buyurarak bu cinayeti yasaklamış olduğu hâlde insan, buna nasıl cüret edebilir! Bunun elîm âkıbetini düşünmesi icab etmez mi? Hâsılı Rabb’ini bilen, kadere razı olan, âhirete iman eden bir Müslüman, kendi canına kıyamaz. İnsanın; bir âzâsını (organını) kesmesi, sefahate (zevk ve eğlenceye) düşmesi, ahlâkını ve sıhhatini mahveden kötü işler yapması, aklı ve sağlığı bozan ve sarhoş eden şeyler içmesi de tedricen (yavaş yavaş) kendini öldürmektir. İNTİHAR EDEN ÂHİRETTE GÖRÜLECEK CEZA İntihar edenin uhrevî cezası, intihar şekline uygun olarak verilir. Hadîs-i şerifler "Kim kendisini bıçak gibi keskin bir şeyle öldürürse, cehennem ateşinde kendisine onunla azap edilir." (Buhâri, Cenâiz, 84) "(Dünyada ip ve benzeri) şeyle kendisini boğan kimse cehennemde kendisini boğar, dünyada kendisini vuran cehennemde kendisini vurur (azabı böyle olur)" (Buhârî, Cenâiz 84) "Kim kendini bir dağın tepesinden atar da öldürürse cehennem ateşinde de ebedi olarak böyle görür. Kim zehir içerek kendisini öldürürse cehennemde zehir kadehi elinde olduğu halde devamlı ceza çeker."(Müslim, İman, 175; Tirmizi, Tıb, 7; Nesâî, Cenâiz, 68, Dârimi, Diyât, 10; Ahmed b. Hanbel, II, 254, 478) قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَمَنَّوُا الْمَوْتَ فَإِنَّ هَوْلَ الْمُطَّلَعِ شَدِيدٌ وَإِنَّ مِنَ السَّعَادَةِ أَنْ يَطُولَ عُمْرُ الْعَبْدِ وَيَرْزُقَهُ اللهُ الْإِنَابَةَ. (حم) Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Ölümü temennî etmeyiniz. Zira (ölüm anında) muttali olunacak (karşılaşılacak) şeyin korkusu pek şiddetlidir. Ve muhakkak kulun ömrünün uzun olup Allâhü Teâlâ’nın da ona inâbeyi (Hz. Allâh’a dönmeyi yani tâat üzere yaşamayı) nasip etmesi, kulun saâdetindendir.” (Müsned-i Ahmed)

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 Süleyman Hilmi Tunahan (ks) Hazretleri’nin veciz sözleri • Allah kerimdir amma kuyusu da derindir. İp ve kova olmayınca su çıkmadığı gibi, ...