5 Nisan 2024 Cuma

"BİZİM VAZİFEMİZ NEYMİŞ? "BÜYÜK âlim-ârif-fâzıl insan, ekmel ve etemm mürşid-i kâmil ü mükemmil, Rasûl-i zî-şânımızın (s.a.v.) verâset-i tâmmesine sahip Silsile-i Aliyye’nin son halkası bulunan Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri, sözünü ettiğimiz idrâk ve şuur sahibi mü’minlerin vasıf ve vazifelerini sayarlarken buyuruyorlar ki:

 "BİZİM VAZİFEMİZ NEYMİŞ? "BÜYÜK âlim-ârif-fâzıl insan, ekmel ve etemm mürşid-i kâmil ü mükemmil, Rasûl-i zî-şânımızın (s.a.v.) verâset-i tâmmesine sahip Silsile-i Aliyye’nin son halkası bulunan Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretleri, sözünü ettiğimiz idrâk ve şuur sahibi mü’minlerin vasıf ve vazifelerini sayarlarken buyuruyorlar ki:

“Sizler; Allah’ın memuru, Peygamberin memuru, Dinin memuru, Kitabullahı’ın memuru, Füyûzât-ı İlâhiyi tevzi memuru”sunuz.
Peki, böylesine mümtaz memuriyetlerle mükellef olan şuurlu mü’minlerin-insanların, bu ulvi hizmetlerin idamesi dışında politikayla, makam-mevki ve çıkar kavgalarıyla uğraşmaları yakışık alır mı? Veya bunların politikaya ayıracak zamanları olur mu? Yahut bunlar, müntesibi bulundukları yolun sahibi olan, zikri geçen memuriyetleri onlara tevdi ederek mükellefiyet ve mes’ûliyetlerini hatırlatıp ikaz eden Üstâzlarının (k.s.), kendilerine bu tutum ve davranışı vasiyyet etmiş olduğunu bilmeyecek, düşünemeyecek kadar akl-ı selimden, İslâmî şuur ve imanî idrâkten, itaat-sadakat ve teslimiyetten uzak bulunabilir mi?!
Binaenaleyh bizim siyasetle, particilikle-partizanlıkla işimiz olmaz. “Bizim vazifemiz, batağa düşmüş olan ümmeti bataktan kurtarmak... Gaye rıza-i ilahidir.” Dolayısiyle, son zamanlarda yaşanan söz konusu hadiselerle bizim işimiz olamaz. Onlarla vakit öldüremeyiz. Kaldı ki kimin ne yaptığı, hedefinin-gayesinin ne olduğu belli. Konuşulup tahlil edilmeye değer bir durum da yok! Bu nevi tartışmalara girmek, vakit israfından başka bir şey olmaz, o da malumunuz insanı vebal altında bırakır. Herkes vazifesini yapıyor, yukarda saydığımız memuriyetlerle vazifeli olanlar da kendi vazifelerine bakmalıdırlar. Sağa-sola bakarak, kavga-gürültü seyrederek geçirilecek-harcanacak vaktimiz olmamalıdır.
Kısacası biz mü’minler, kendi işimize-gücümüze, Allah yolundaki hizmetlerimize bakmalıyız.
Hâsıl-ı kelâm netice-i merâm;
“Bizim para-pul, makam-mevki, siyaset-politika, kavga ve gürültüyle işimiz yok. İstisnasız her Müslüman çocuğunu da okuturuz. Bir tek fert geri dönmüşse haber versinler.” [Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) hazretlerinden, nakleden, Ali Erol, Hatıratım, s. 21]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cinsel performans ve bel soğukluğu için Osmanlı ocakları kullanmış bu tarifi:

Keçiboynuzu tozu, çakşır Kökü tozu, üzüm çekirdeği tozu, çörek otu tozu, zulumba Kökü tozu, meyan kökü tozu, andız Kökü tozu, havlıcan tozu,...