🌹Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak (kâmil) âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler ne altın ve

 

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak (kâmil) âlimler peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler ne altın ve ne de gümüş miras bıraktılar. Onlar ancak ilmi miras bıraktılar. Kim ilim öğrenirse o mirasdan çok nasiblenmiş olur.”

(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)

Mürşidi kámili hakikide üç vasıf aranmalıdır.

1.birinci alamet.

Mürşidi kámili hakiki-de süret-en, siret-en, şeklen, ahlak-en ve evsaf-en resulullah efendimize benzemiş olması elzemdir.

Resulullah 'İn şemaili ŞERİFİN iyi bilenler tarafından,

Bu benzeyişi

fark eden kalbler ve gören gözler görür ve ferasetiyle fark eder.

2.kendisine rabita' i ŞERİFE yapıldığında feyzi Muhammedin in kalbine geldiğini,

feyizlendiğini his ve muşahade eder.

Ve simasındada zuhur eder.

Belli olur.

Bu durum

hála yaşayanların simalarında müşahade edildiği ve varlığından dolayı allahımıza Hamd olsun.

3. Mürşidi kâmili hakiki muceddid olacaktır.

Üstadımız,

Dinin yıkılıp, yok edilmeye çalışıldığı,

tamamen ortadan kaldırılma mucadelesi verildiği,

ehli küfrün ve deccal-ın ve tüm güçleri ile çalıştığı bir devirde,

gelip dini yeniden,

her türlü zahmet, işkence, hapıshane hayatlarına râmen,

Okutan, öğreten, anlatan, yaşayan, yaşamasına hayatını ádete vakf eden bir

MÜCEDDİTTİR..

(Alanya Eşrafından Merhum Mustafa Çırpanlı Hocaefendinin, hakkındaki sohbeti.. 1979)