*** "Evet, Biz ileride onlara delillerimizi gerek dış dünyada, gerek kendi öz varlıklarında göstereceğiz; öyle ki Kur’ân’ın, tarafından gelen gerçeğin ta kendisi olduğu onlar tarafından da iyice anlaşılacak. Rabbinin her şeye şahit olması yetmez mi?”(Fussilet,53).
" Göklerde ve yeryüzünde nice deliller vardır ki onlar bu delillere aldırış etmeden üstlerinden basıp geçerler" (Yusuf 12/105)
" Eğer Allah, gökler halkına ve yer halkına azap ederse haksız olarak azab etmez. Eğer onlara Allah merhametli davranırsa Onun bu rahmeti kendilerinin ibâdet ve iyi işlerinden daha üstün olur"
[İbn Mâce, Mukaddime, 10; Ahmed, Müsned, V/182; İbn Hıbban, Sahîh, N/55, No. 725.]
Sırf itaat içinde olan meleklerin cezayı gerektirecek bir davranışları bulunmaz. Bu yönden "gök ehli"ifadesi burada onların dışındaki canlılara yorumlanabilir. Peygamber (a.s) bir konuşmasında da göktekiler için "abd: kul" tâbirini kullanır. O; Allah'a bir övgü ve Peygamber'e gönderilen bir selâmın; "gökteki veya gökle yer arasındaki her kula erişeceği"ni söyler.[Buhârî, Ezan, 150; San'anî, U/199.]"Eğer gök halkı ve yeryüzü halkı bir mü'min kişinin kanına ortak olsalar Allah onların hepsini cehenneme atıp kapatır"
[ Tİrmizî, Dıyât, 8; Bağâvî, 11/508, No. 2601.]
1- Muhyiddin Arabi, 1165’te Endülüs’te yani günümüzdeki İspanya’da dünyaya geldi ve 1245 (1239) yılında da Şam’da vefat etti. Şeyhül Ekber yani “En Büyük Şeyh” ünvanı ile anıldı. Ledün İmine vakıf, tayy- mekan yapabilen büyük evliyalardandır. Muhiddn Arabi eserlerinde, yaptığı tayy- mekan gezilerinden de bahseder ve bu bahislerde Merih Gezegenine (Mars) yaptığı gezi sırasında ilerde insanların bulacağı bazı izler bıraktığından bahsetmiştir.
İlginç olan gezdiği yerlerin tamamını “Hakikat Arzı” olarak nitelendirmiştir. Futuhat-ı Mekkiye adlı eserinin 1.clt 8. Bölümünde bu gezilerinden bahsetmiştir.
“-Orada bembeyaz kafûrdan bir yer gördüm içinde çeşitli mekânlar vardı. Burası ateşten daha sıcaktı. İnsan onun içine girer ve o ateş insanı yakmaz. Orada bazı mekanlar ılık bazı mekanlar soğuktu.
Yine aynı eserinde Muhyiddin-i Arabi:
“İnsanoğlu bir gün gelecek uzayda seyahat edecektir. Merih’e uğradıklarında benim onlara bırakmış olduğum bazı iz ve işaretleri göreceklerdir.” demiştir.
2- Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) 1950'li yıllarda söylemiş:
Marsta hayat olup olmadığı tartışılırken sosyal medyada ilginç. bir haber dolaşmaya başladı.
Son devrin büyük Kuran alimlerinden Süleyman Hilmi Hz.leri 1950'li yıllarda talebelerine "İnsanlar Ay'a gitmeye çalışmak yerine Mars'a gidebilselerdi, oradaki mü'min kardeşleri ile tanışacaklardı. Orada teknoloji dünyadan çok üstün ve orada Müslümanlar hakimler." dediği ileri sürüldü.
Haberde şöyle denildi: A.B.D.’nin çok büyük masraflarla Ay’a gitmeye hazırlandığı sıralarda keşif sahibi bir veli (Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) İstanbul’da Topçular Camiinde kürsüye çıkıp insanlığa sesleniyordu:
" –A.B.D. Ay’a gitmeye hazırlanıyor. Fakat bu masraflara yazık… Bu gayret Mars için olsa çok isabetli olurdu… Çünkü Ay’da hayat yok. Ay kupkuru. Fakat Mars’ta hayat var!… Orada insanlar var…Su var…Orada Hz. Kur’an aynen var!?… Hz. Muhammed (a.s.) oradakilerin de peygamberi… Yani; orada Ümmet-i Muhammed var… Hatta orada varisi Resullerin evlatları var… Ve yine orada İslamiyet’e sarılma bizden çok fazla. Orada Kur’an ahkamı hakim… Ve nihayet o insanlar Hz. Kur’an’a sarıldıklarından dolayı teknolojik olarak bizden çok öndeler Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama Kafirler birinci kat... semayı keşfettikleri zaman orada Vahyin indiği yeri ve ayet-i kerimelerde haber verilen bazı emareleri görürler. Dünyaya gelip gördükleri o hakikatleri bütün insanlara haber verdiklerinde herkes
"La ilahe illallah" diyerek imana gelir. Lakin hiç birinin imanı kabul olmaz. Çünkü imanın şartı gayba iman etmektir.(gayb gözle görülemeyen akılla anlaşılamayan duyu organları ile hissedilemeyen şeylerdir.)
Bu dünyaya en uzak yıldız ne kadar mesafede ise oradan birinci kat semaya da o kadar mesafe vardır. Fenciler henüz
birinci kat semayı keşfedemediler. Ne zaman bu Türkiye'nin büyüklüğü kadar ayna yaparlarsa belki o zaman birinci kat semayı öğrenebilirler.
Süleyman Hilmi Tunahan (k.s) hazretlerini dinleyen abilerin naklettiğine göre kendisi Mars halkının 4/3'ünün Müslüman olduğunu ifade etmiş. Bir gün Süleyman Hilmi Tunahan (k.s) hazretleri dışardan eve geldiğinde hanımı ve kızları bakmışlar ki üzeri ıslak."Bey dışarda yağmur yok, sel yok, neden ıslandın?". Cevaben Merihten (Mars) geliyorum. Şuan oraya yağmur yağıyor ondan ıslandım , orada da sizin gibi insanlar var, orada da kardeşlerimiz bu yolun mensubu cematımız var. Gün gelecek sizi ziyaret edecekler.
Süleyman Hilmi Tunahan(k.s.): ''Gün gelecek, Merih/Mars insanları ile dünya insanları bir araya gelecek'
Size bir haber daha vereyim; Bu iki insanlık buluşmadan Kıyamet kopmayacak… Fakat; Dünya insanları Marslılarla buluştuklarında Hz. Kur’an’ın orada da aynen var olduğunu görünce İslam’ı inkar mümkün olmayacak… Fakat bu iman (İman-ı yeis) ve (Suri İman) olacak… Yani; vakit çok geç olmuş olacak."
Süleyman Efendi'nin talebelerinden Mars'a giden, oradaki Mü'minlere sohbet veren bile olmuştur. Bu zat, geldiğinde bu gerçekleri buradaki talebelerine de anlatmış ve oradaki Müslümanların boyca kısa, bizim çocuklarımız gibi olduğunu, vücutlarında hiç ama hiç kıl olmadığını, saçlarının ve kaşlarının bile olmadığını, gayet medeni olduklarını (vahşi olmadıklarını) anlatmıştır. Bunu 1970'lerde bu zat anlatmıştır.
3- 1994'te dünya basınına - kamuoyuna düşen "Uzaylılara otopsi" ismi ile anılan videoda görülen de aynen bu zatın anlattığı gibidir. Bu videoda 1947'de New Mexico'ya düşen bir UFO'da bulunan Marslılara otopsi yapılmaktadır. Bu video 1994'te bütün dünya kanallarına düşünce Kodak bunu incelemiş ve "Montaj değil. Gerçek bir görüntü" demiştir. Buradaki otopsi sırasında olaylara şahit olan ABD'li askeri yetkili de 2007'de vefat etmeden önce, vefatından sonra açılması için el yazısı ile mektup bırakmış ve bu UFO kazası olayının da otopsi görüntülerinin de gerçek olduğunu ABD nin gerçekleri gizlediğini açıkça yazmıştır. ABD'nin teknolojide, özellikle elektronik teknolojisindeki akıl almaz sıçramasının arkasında da bu sır vardır.Alıntı..

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder