31 Ağustos 2025 Pazar

Çocuğunuz, eşiniz veya

 Çocuğunuz, eşiniz veya akrabanız sihre uğradığında ne yapmalı?


Meşru rukye uygulayın (Kur’an ve sahih sünnet delilleriyle).


Hacamat (kupa/kan aldırma) yapın: baş, göğüs, sırt ve ağrıyan karın bölgeleri.


Caiz ve faydalı ilaçlarla yıkayın (ör. Rumi Karışım, es-Sidr).


Teslim olmayın, dua edin; Allah dualarla sihri yok eder.


Sihirbaz veya haram yöntemlerden uzak durun.


Rumi Karışım Tarifi (Ek Bilgi)


Malzemeler:


1 kg Sidr yaprağı tozu


1 kg ince öğütülmüş şap


1 kg ince kaya tuzu veya deniz tuzu


Hazırlanışı ve Kullanımı:


Malzemeleri iyice karıştırın.


Karışımı 7 eşit parçaya bölün.


Her gün bir parça, yıkanacak suya eklenir.


Bu su ile her gün gusül alınır.


İsteğe bağlı olarak suya Ayetü’l-Kürsi, İhlas, Felak, Nas gibi faziletli sureler okunabilir.


Not: Bu uygulama caiz ve faydalıdır, fakat doğru yöntem ve tecrübe ile yapılmalıdır. Musallat durumlarında deneyimli rukyecilerden destek almak önemlidir.


ÖNEMLİ BİLGİ⚠️

Sihre uğrayan kişi veya yakınları için en doğru ve faydalı şifa yöntemleri: dua, hacamat ve caiz ilaçlar.

Rukye uygulaması uzmanlık ve tecrübe gerektirir; herkes kendi başına uygulamamalıdır. Doğru yöntemleri deneyimli rukyeciler bilir.

Musallat durumlarında mutlaka tecrübeli kişilerden destek alın.

Allah şifa verenlerin en hayırlısıdır. 🌿✨

Rumi karışım tarifi ve kullanım detayları videoda.


#rukye #hacamat #dua #kur’an #musallat #sihir #şifa #ruqyetedavisi #ruqyah #alternatiftedavi #müslüman #muslim #muslimah #tevhid #islam



26 Ağustos 2025 Salı

 Musallat vücuda 3 farklı şekilde bulaşır.


1-Büyü yoluyla bulaşır. Bazı insanlar diğer insanlara delirtme büyüsü, kısmet kapama büyüsü, aşk büyüsü gibi büyüler yaptırırlar. Bu büyülerde cinler kullanılır. Cinler insana musallat edilir. Bu musallat etme yoluyla o kişiye etki edilir. Cinde kendisine yüklenen görevi yerine getirir o kişiye zarar verir.


Delirtmek istiyorsa gözüne gözükür psikolojisini bozar. Nasip bağlılığı büyüsü yapılmışsa büyü yapılan kişinin nasibi bağlanır. Kişinin bütün işleri hep tersine yürür. Büyü yapılan kişinin elini attığı dal kurur, başvurduğu bütün işlerden olumsuz cevap alır, çalışmaya başladığı şirket iflas eder. Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bir kişi bir işi çok isteyebilir. O iş olmuyorsa bende nasip bağlılığı var demesi yanlıştır. Mesela lise öğrencisi tıp okumayı isteyebilir. Kolay yoldan para kazanmak isteyen birisi emlakçılık yapmak isteyebilir veya en bilindik meslek oyuncu olmaktır. Bu işleri yapmayı çok istenir ama başarısız olunabilir. Burada benim nasibim bağlı ondan bu iş olmuyor dememek lazım. Senin rızkın o meslekte olmayabilir ama başka bir branşta başarılı olabilirsin. Nasibi bağlanmış kişinin ise hiçbir meslekte veya branşta işi rast gitmez. İşleri hep kazıklamasına ters yürür. İşlerinde hep sorun çıkar. Aynı işi yapan kişilerde hiçbir sorun olmazken ona gelince sorun olur. İnsanlar hep ona cephe alırlar. Sabırla devam etse bile veya tanıdık bir işletmede iş bulduğu için hatır gönül işinden dolayı onu işten çıkarmasalar bile bu seferde sakarlıklar olur. İşlerinde hep aksaklık olur. Çalışırken beyni durur yanlış yapar vs. Bir diğer hususta aşk büyüsüdür. Kişi beğenildiği kişi tarafından elde edilmek için aşk büyüsü yaptırılır. Aşk büyüsü de illaki senin ona aşık olmana vesile olmaz. Hatta hiçbir aşk büyüsü tutmaz. Hep büyü yapılan kişiye zarar verir. Çünkü neticede o kişiye cin musallat ediyorsun ve cinde her zaman insana zarar verir.


2- Cinler insana, insanoğlunun yapmış olduğu hatalar sonucu musallat olur. Örnek verecek olursak bir insan farz ibadetlerinin yanında nafile ibadette yapıyorsa ve bu ibadeti her gün aksatmadan yapıyorsa o nafile ibadet o şahsın üzerine farz olmuş olur. Farz özelliği kazanan ibadeti de zamanla bıraktığında sana bir cin musallat olur. Normalde farz olan bir ibadeti bırakınca da cin musallat olur ama bilinmedik bir konu üzerinden açıklama yapmayı daha uygun gördüm. Sonuç olarak farz ibadeti yaparken terk eden kişiye cin musallat olur ve o cin de insana zarar vermeye başlar. Zaten insanda bunun farkındadır. Namazı bıraktım işlerim ters gitmeye başladı. Zikiri bıraktım başıma şu iş geldi sözleri çok duymuşsunuzdur. Tarikat ve cemaat ehlinde psikolojik rahatsızlıkların ve kısmet kapalılığın en önemli sebebi budur. Zaten bu sorunlar tarikatçı ve cemaatçi kişilerde diğer bireylere göre daha çok görülür. Bu şahıslar da karşılaştıkları sorunların ise Allah tarafından kendilerine imtihan olarak verildiğini sanırlar. Halbuki hayır Allah’tan şer ise şeytandan gelir bunu bilmezler.


 


Bir diğer hususta kişinin yapmış olduğu başka fiiller yoluyla cinin musallat olmasıdır. Kişinin yaptığı hatalar dolayısıyla da musallat olurlar. Zina eden her kişiye cin musallat olur. Atasına itaatsizlik yapan özellikle babasına el kaldıran kişiye atasından beddua alan kişiye cin musallat olur. Kısacası dini kurallara uymayan kişiye cin çok kolay musallat olur.


Son olarakta insanların cinlere zarar vermesi sonucu insana bulaşırlar. Bir insan küçük tuvaletini dışarıda bir yere yaparken eğer o bölgede cin varsa ve idrarıyla o cini öldürmüş veya zarar vermişse zarar gören cinin kendisi veya ölmüşse akrabaları zarar veren insana musallat olurlar. Dışarıdaki tuvalet yapılan yerler genelde pis yerlerdir. Bu pis yerler de cinlerin mekanıdır. Muhakkak oralarda birkaç cin vardır. Onlar sizi görmüşse çekilirler ama uyurken veya arkası dönükken siz onun üstüne tuvaletinizi yaparsanız o varlık ya ölür yada sakatlanır. Bilmeden yaptığınız bu fiil sonucunda peşinize bir musallatı takmış olursunuz. Banyolar, tuvaletler ve pis ortamlar da bu varlıkların mekanı olduğu için bu yerlerdede bu varlıklara zarar verebilir ve bu varlıkları peşimize takabiliriz. Tuvalete ve banyoya girerken “Cennetten kovulan şeytanın erkeğinin ve dişisinin şerrinden sana sığınırım” dışarı çıkarken de “bütün şer varlıkların şerrinden Allah’a sığınırım” diye dua etmek gerekir. Ancak bu duaları yaparak o ortamlarda korunabiliriz.


3-) Cinler insana insanın bir hatası olmadan bulaşırlar. Bu en çok bayanlarda olur. Bayanların özel günlerinde boy abdesti olmadığından onların vücutlarına daha kolay girer çıkarlar. Bu vesileyle de onların vücutlarına bulaşırlar ve o bayana zarar vermeye başlarlar.


Bunun haricinde cinli anneden doğan çocukta doğuştan musallatlı olur. Veya eşlerden her biri musallatlıysa diğeri de musallatlı olur.


MUSALLAT OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR.


Musallatın zararları etkileri saymakla bitmez. Bir çok rahatsızlığın sebebi musallattır. En bilindikleri şunlardır.


1-      Böbrek taşı başta olmak üzere sağlığa çok zarar verirler. Kulak çınlaması, beyinde ur meydana gelmesi, sırt ve bel bölgesinde ağrılar, baş ağrısı, ayak üşümesi gibi birçok rahatsızlık yaparlar. Bunlardan hepsini aynı anda olmaz. Bazı kişilerde ayak üşümesi ve böbrek rahatsızlığı olur. Bazı kişilerde ise bel ve baş ağrısı veya sırt ağrısı olur. Bunun sebebi cinlerin vücutta hangi bölgede olduğuna bağlıdır. Eğer ayak bölgesindeyseler ayak üşümesi veya ayak uyuşması ayaklarda sızlama olur. Bel bölgesindeyseler bel fıtığı olur. Ağrılar sadece bir yerde olmaz. Ağrılar o bölgeyi dolaşır. Baş bölgesindeyseler baş ağrısı ve baş bölgesinde ur oluşur. Bu varlıklar damar içine girdiği için o bölgede kan akışı yavaşlar. Kan akışının yavaşlaması da rahatsızlığa sebep olur. Zaten bu rahatsızlığı olan kişiler doktora gittiklerinde eğer musallat yeni bulaşmışsa tahliller hep normal çıkar. Hastalığın sebebi bulunamaz. Zamanla damarlarda kan pıhtılaşması olduğu için hastalık nükseder. Eğer üreme bölgesindeyseler böbrek taşı yapar böbreği çürütürler, üreme organlarına zarar verirler cinsel hayatın olumsuz etkilenir. Çok sık tuvaletin gelir. Tuvaletten çıktıktan 1 dakika sonra bile idrarın gelir. Kadınlarda cinsel isteksizlik olur erkekte ise ikditarsızlık olur. Erkekteki etkide 2 değişik farklılık olur. Eğer musallatın cinsiyeti kız ise iktidarsızlık olur. Musallat erkekse aşırı azgınlık olur. Bayana değilde parlak erkeğe meyletmesi yapar.


2-      Depresyon ve diğer psikolojik rahatsızlık yaparlar.


3-      Nasibi bağlarlar ve işlerin hep tersine yürür.(Burada etkileri şudur. Örnek iş başvurusuna gidildiğinde işverenin kulağına seninle ilgili olumsuz sözler söylerler. İşverende işe almaktan vazgeçer.)


4-      İbadet etmekte zorlanırsın. Kuran okumakta namaz kılmakta ve zikir yapmakta çok zorlanırsın. Musallat etkisinde olan kişiler namaza çok soğuktur. Namaz kılarken etki altına giren kişiler ise etki altına girdikten sonra ibadet etmede çok zorlanır.


5-      Beynini kullanamazsın. Çoğu zaman beynin durmuş gibi hissedersin. Tabiri caizse beynin saman dolmuş gibi hissedersin.


6-      Arkadaş edinmede sorun yaşarsın. Az arkadaşın olur. Sosyal hayatın olmaz.


7-      Sakarlık olur. Her şeyi kırar dökersin. Hep bir şeyler ters gider. Bana gelince yine böyle oluyor dersin. Birçok şey ilk seferde olmaz ikinci seferde olur. Elektronik eşyalarda arıza çok olur. ATM den para çekeceksindir para çekemezsin. POS cihazında senin kartından para çekmez. Çalıştığın yerde bilgisayarda devamlı arıza olur. Devlet dairesinde işin olur. Tam sıra sana gelince bilgisayarda veya sistemde arıza olur. Bu devamlı olmaz. Ama genelde olur. Çünkü bu varlıklarda canlı olduğu için onlarında bir hayatı olur. Her zaman senin peşinde olmazlar. Ama eğer bu terslikler oluyorsa bil ki o sırada senin yanındalardır.


8-      Her gün yorgunluk olur. Sabahları hep yorgun kalkarsın. Hayattan zevk alamazsın. Meyvelerin ve yemeklerin tadını alamazsın. Sevgi ve şefkat duygun azalır.


9-      Gece uykusuzluk olur. Gece uyuyamaz gündüz uyursun. Sabah ezanı okuyuncaya kadar gözünde gram uyku olmaz. Ama sabah ezanı okunmaya yakın birden uyku basar. Bunun sebebi şudur. Cinlerin gündüzü akşam namazıyla başlar sabah ezanıyla biter. O sırada gündüz olduğu için senin yanındadır. Sana uyku uyutmaz.


10-   Yalnız kalmak istersin. Musallatın bir etkisi evden dışarı çıkamazsın bir diğer etkiside huzursuzluk yapar evde durutmaz dışarı çıkmak yalnız dolaşmak istersin. Bunun sebebi o varlıkların sana etki şeklidir. Nasıl insanların düşünce yapısı farklı olduğu gibi onlarında düşünce yapısı farklıdır. İnsanlara farklı şekilde yaklaşıp farklı şekilde zarar verirler.


11-   Kalp krizi veya felç yoluyla da zarar verirler. Kalp krizi geçiren zaten hakkın rahmetine kavuşmuştur ama felç geçiren veya bir bölgede uyuşukluk olan kişi rahatsızlığının tedavisine bakması gerekir.


12-   Daha sayılamayacak bir sürü etkisi vardır. Bu etkilerden sadece 1i değil birçoğu varsa sende musallat var demektir. En önemlisi ise nasip bağlılığı yapar. Genelde musallat olan herkesin işleri ters giderMusallat vücuda 3 farklı şekilde bulaşır.


1-Büyü yoluyla bulaşır. Bazı insanlar diğer insanlara delirtme büyüsü, kısmet kapama büyüsü, aşk büyüsü gibi büyüler yaptırırlar. Bu büyülerde cinler kullanılır. Cinler insana musallat edilir. Bu musallat etme yoluyla o kişiye etki edilir. Cinde kendisine yüklenen görevi yerine getirir o kişiye zarar verir.


Delirtmek istiyorsa gözüne gözükür psikolojisini bozar. Nasip bağlılığı büyüsü yapılmışsa büyü yapılan kişinin nasibi bağlanır. Kişinin bütün işleri hep tersine yürür. Büyü yapılan kişinin elini attığı dal kurur, başvurduğu bütün işlerden olumsuz cevap alır, çalışmaya başladığı şirket iflas eder. Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bir kişi bir işi çok isteyebilir. O iş olmuyorsa bende nasip bağlılığı var demesi yanlıştır. Mesela lise öğrencisi tıp okumayı isteyebilir. Kolay yoldan para kazanmak isteyen birisi emlakçılık yapmak isteyebilir veya en bilindik meslek oyuncu olmaktır. Bu işleri yapmayı çok istenir ama başarısız olunabilir. Burada benim nasibim bağlı ondan bu iş olmuyor dememek lazım. Senin rızkın o meslekte olmayabilir ama başka bir branşta başarılı olabilirsin. Nasibi bağlanmış kişinin ise hiçbir meslekte veya branşta işi rast gitmez. İşleri hep kazıklamasına ters yürür. İşlerinde hep sorun çıkar. Aynı işi yapan kişilerde hiçbir sorun olmazken ona gelince sorun olur. İnsanlar hep ona cephe alırlar. Sabırla devam etse bile veya tanıdık bir işletmede iş bulduğu için hatır gönül işinden dolayı onu işten çıkarmasalar bile bu seferde sakarlıklar olur. İşlerinde hep aksaklık olur. Çalışırken beyni durur yanlış yapar vs. Bir diğer hususta aşk büyüsüdür. Kişi beğenildiği kişi tarafından elde edilmek için aşk büyüsü yaptırılır. Aşk büyüsü de illaki senin ona aşık olmana vesile olmaz. Hatta hiçbir aşk büyüsü tutmaz. Hep büyü yapılan kişiye zarar verir. Çünkü neticede o kişiye cin musallat ediyorsun ve cinde her zaman insana zarar verir.


2- Cinler insana, insanoğlunun yapmış olduğu hatalar sonucu musallat olur. Örnek verecek olursak bir insan farz ibadetlerinin yanında nafile ibadette yapıyorsa ve bu ibadeti her gün aksatmadan yapıyorsa o nafile ibadet o şahsın üzerine farz olmuş olur. Farz özelliği kazanan ibadeti de zamanla bıraktığında sana bir cin musallat olur. Normalde farz olan bir ibadeti bırakınca da cin musallat olur ama bilinmedik bir konu üzerinden açıklama yapmayı daha uygun gördüm. Sonuç olarak farz ibadeti yaparken terk eden kişiye cin musallat olur ve o cin de insana zarar vermeye başlar. Zaten insanda bunun farkındadır. Namazı bıraktım işlerim ters gitmeye başladı. Zikiri bıraktım başıma şu iş geldi sözleri çok duymuşsunuzdur. Tarikat ve cemaat ehlinde psikolojik rahatsızlıkların ve kısmet kapalılığın en önemli sebebi budur. Zaten bu sorunlar tarikatçı ve cemaatçi kişilerde diğer bireylere göre daha çok görülür. Bu şahıslar da karşılaştıkları sorunların ise Allah tarafından kendilerine imtihan olarak verildiğini sanırlar. Halbuki hayır Allah’tan şer ise şeytandan gelir bunu bilmezler.


 


Bir diğer hususta kişinin yapmış olduğu başka fiiller yoluyla cinin musallat olmasıdır. Kişinin yaptığı hatalar dolayısıyla da musallat olurlar. Zina eden her kişiye cin musallat olur. Atasına itaatsizlik yapan özellikle babasına el kaldıran kişiye atasından beddua alan kişiye cin musallat olur. Kısacası dini kurallara uymayan kişiye cin çok kolay musallat olur.


Son olarakta insanların cinlere zarar vermesi sonucu insana bulaşırlar. Bir insan küçük tuvaletini dışarıda bir yere yaparken eğer o bölgede cin varsa ve idrarıyla o cini öldürmüş veya zarar vermişse zarar gören cinin kendisi veya ölmüşse akrabaları zarar veren insana musallat olurlar. Dışarıdaki tuvalet yapılan yerler genelde pis yerlerdir. Bu pis yerler de cinlerin mekanıdır. Muhakkak oralarda birkaç cin vardır. Onlar sizi görmüşse çekilirler ama uyurken veya arkası dönükken siz onun üstüne tuvaletinizi yaparsanız o varlık ya ölür yada sakatlanır. Bilmeden yaptığınız bu fiil sonucunda peşinize bir musallatı takmış olursunuz. Banyolar, tuvaletler ve pis ortamlar da bu varlıkların mekanı olduğu için bu yerlerdede bu varlıklara zarar verebilir ve bu varlıkları peşimize takabiliriz. Tuvalete ve banyoya girerken “Cennetten kovulan şeytanın erkeğinin ve dişisinin şerrinden sana sığınırım” dışarı çıkarken de “bütün şer varlıkların şerrinden Allah’a sığınırım” diye dua etmek gerekir. Ancak bu duaları yaparak o ortamlarda korunabiliriz.


3-) Cinler insana insanın bir hatası olmadan bulaşırlar. Bu en çok bayanlarda olur. Bayanların özel günlerinde boy abdesti olmadığından onların vücutlarına daha kolay girer çıkarlar. Bu vesileyle de onların vücutlarına bulaşırlar ve o bayana zarar vermeye başlarlar.


Bunun haricinde cinli anneden doğan çocukta doğuştan musallatlı olur. Veya eşlerden her biri musallatlıysa diğeri de musallatlı olur.


MUSALLAT OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR.


Musallatın zararları etkileri saymakla bitmez. Bir çok rahatsızlığın sebebi musallattır. En bilindikleri şunlardır.


1-      Böbrek taşı başta olmak üzere sağlığa çok zarar verirler. Kulak çınlaması, beyinde ur meydana gelmesi, sırt ve bel bölgesinde ağrılar, baş ağrısı, ayak üşümesi gibi birçok rahatsızlık yaparlar. Bunlardan hepsini aynı anda olmaz. Bazı kişilerde ayak üşümesi ve böbrek rahatsızlığı olur. Bazı kişilerde ise bel ve baş ağrısı veya sırt ağrısı olur. Bunun sebebi cinlerin vücutta hangi bölgede olduğuna bağlıdır. Eğer ayak bölgesindeyseler ayak üşümesi veya ayak uyuşması ayaklarda sızlama olur. Bel bölgesindeyseler bel fıtığı olur. Ağrılar sadece bir yerde olmaz. Ağrılar o bölgeyi dolaşır. Baş bölgesindeyseler baş ağrısı ve baş bölgesinde ur oluşur. Bu varlıklar damar içine girdiği için o bölgede kan akışı yavaşlar. Kan akışının yavaşlaması da rahatsızlığa sebep olur. Zaten bu rahatsızlığı olan kişiler doktora gittiklerinde eğer musallat yeni bulaşmışsa tahliller hep normal çıkar. Hastalığın sebebi bulunamaz. Zamanla damarlarda kan pıhtılaşması olduğu için hastalık nükseder. Eğer üreme bölgesindeyseler böbrek taşı yapar böbreği çürütürler, üreme organlarına zarar verirler cinsel hayatın olumsuz etkilenir. Çok sık tuvaletin gelir. Tuvaletten çıktıktan 1 dakika sonra bile idrarın gelir. Kadınlarda cinsel isteksizlik olur erkekte ise ikditarsızlık olur. Erkekteki etkide 2 değişik farklılık olur. Eğer musallatın cinsiyeti kız ise iktidarsızlık olur. Musallat erkekse aşırı azgınlık olur. Bayana değilde parlak erkeğe meyletmesi yapar.


2-      Depresyon ve diğer psikolojik rahatsızlık yaparlar.


3-      Nasibi bağlarlar ve işlerin hep tersine yürür.(Burada etkileri şudur. Örnek iş başvurusuna gidildiğinde işverenin kulağına seninle ilgili olumsuz sözler söylerler. İşverende işe almaktan vazgeçer.)


4-      İbadet etmekte zorlanırsın. Kuran okumakta namaz kılmakta ve zikir yapmakta çok zorlanırsın. Musallat etkisinde olan kişiler namaza çok soğuktur. Namaz kılarken etki altına giren kişiler ise etki altına girdikten sonra ibadet etmede çok zorlanır.


5-      Beynini kullanamazsın. Çoğu zaman beynin durmuş gibi hissedersin. Tabiri caizse beynin saman dolmuş gibi hissedersin.


6-      Arkadaş edinmede sorun yaşarsın. Az arkadaşın olur. Sosyal hayatın olmaz.


7-      Sakarlık olur. Her şeyi kırar dökersin. Hep bir şeyler ters gider. Bana gelince yine böyle oluyor dersin. Birçok şey ilk seferde olmaz ikinci seferde olur. Elektronik eşyalarda arıza çok olur. ATM den para çekeceksindir para çekemezsin. POS cihazında senin kartından para çekmez. Çalıştığın yerde bilgisayarda devamlı arıza olur. Devlet dairesinde işin olur. Tam sıra sana gelince bilgisayarda veya sistemde arıza olur. Bu devamlı olmaz. Ama genelde olur. Çünkü bu varlıklarda canlı olduğu için onlarında bir hayatı olur. Her zaman senin peşinde olmazlar. Ama eğer bu terslikler oluyorsa bil ki o sırada senin yanındalardır.


8-      Her gün yorgunluk olur. Sabahları hep yorgun kalkarsın. Hayattan zevk alamazsın. Meyvelerin ve yemeklerin tadını alamazsın. Sevgi ve şefkat duygun azalır.


9-      Gece uykusuzluk olur. Gece uyuyamaz gündüz uyursun. Sabah ezanı okuyuncaya kadar gözünde gram uyku olmaz. Ama sabah ezanı okunmaya yakın birden uyku basar. Bunun sebebi şudur. Cinlerin gündüzü akşam namazıyla başlar sabah ezanıyla biter. O sırada gündüz olduğu için senin yanındadır. Sana uyku uyutmaz.


10-   Yalnız kalmak istersin. Musallatın bir etkisi evden dışarı çıkamazsın bir diğer etkiside huzursuzluk yapar evde durutmaz dışarı çıkmak yalnız dolaşmak istersin. Bunun sebebi o varlıkların sana etki şeklidir. Nasıl insanların düşünce yapısı farklı olduğu gibi onlarında düşünce yapısı farklıdır. İnsanlara farklı şekilde yaklaşıp farklı şekilde zarar verirler.


11-   Kalp krizi veya felç yoluyla da zarar verirler. Kalp krizi geçiren zaten hakkın rahmetine kavuşmuştur ama felç geçiren veya bir bölgede uyuşukluk olan kişi rahatsızlığının tedavisine bakması gerekir.


12-   Daha sayılamayacak bir sürü etkisi vardır. Bu etkilerden sadece 1i değil birçoğu varsa sende musallat var demektir. En önemlisi ise nasip bağlılığı yapar. Genelde musallat olan herkesin işleri ters gider







 


 

23 Ağustos 2025 Cumartesi

 MÜHİM NASİHATLER

İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri bir mektubunda şöyle buyurmuştur: “…Evlâdım! Şu kıymetsiz dünyanın tarâvetine (nefse hoş gelen lezzetlerine) aldanmaktan, onun çirkin ve faydasız süslerine kapılmaktan sakın. Zira bu dünyanın, güvenilecek, itibar edilecek bir tarafı yoktur. Hem bu dünya, karar kılınacak, ebedî kalınacak bir yer de değildir. Bu söylediğim nasihatlerim, bugün anlaşılmasa da yarın âhirette elbette anlaşılacak fakat o zaman da fayda vermeyecektir. Beyt:

Onun kulağı, benim ağlayıp sızlamama sağır olmuş.

Bu sebeple benim nasihatimi ve ağlamamı işitmeye razı olmaz.

Senin yapman lâzım gelen husûslar şunlardır:

Devamlı zikr-i kalbî ile meşgul olmaya istekli ve gayretli olmalısın. Bunu yaparken, zikr-i kalbînin Allâhü Teâlâ’nın en büyük nimetlerinden olduğuna itikad etmelisin. Beş vakit namazı, gevşeklik ve tembellik göstermeden, cemâatle edâ etmelisin. Malının zekâtını, onun ehli olan ihtiyaç sahiplerine canıgönülden, isteyerek vermelisin. Haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmalısın. Mahlûkata karşı şefkatli olmalısın. İşte ebedî kurtuluş yolu budur. Vesselâm.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1, m. 189)

 HAZRET-İ ALİ RADIYALLÂHÜ ANH’TEN NASİHATLER

Emîru’l-Müminîn Hazret-i Ali kerremallâhü vecheh, tayin ettiği bir valisine yazdığı mektupta şöyle buyurmuştur:

İyilik eden kimse ile kötülük edeni birbirine denk tutma! Zira ikisini de bir tutarsan iyilik eden, “İyiliğim bilinmedi” diye yaptığından döner ve kötülük eden de kötülüğüne devam edip ondan hiç yüz çevirmez. Bu sebeple her kişiye, fiiline göre muâmele eyle.

Eğer sana karşı halkın gönüllerinin hoş olmasını dilersen, onlara karşı hüsnüzannın ve itimadın olsun.

Halka iyilik ve ihsanda bulun ve çektikleri meşakkatleri ve belâları hafiflet (sıkıntılarını gider). Daha önce olmayan şeyler ihdâs edip onları buna zorlama. Halkın iyi geçinmelerini temin eyle ki sana karşı hüsnüzanları olsun. Zira insanların hüsnüzannına en lâyık olan kişi, ancak onlara ihsânı (iyiliği) erişmiş olan kişidir. Sûizanna en müstehak kişi de insanlara kötülük etmiş kişidir.

Bu ümmetin işleyegeldikleri, herkesin isteyerek ve severek yaptığı sünnet-i seniyyeden hiçbirini noksanlaştırma, ortadan kaldırma. Olmayan bir yol; bir bidat icat edip de mevcut olan sünnet-i seniyyelere zarar verme. Sen, sünnet ile amel edersen ecir kazanırsın, eğer bir sünneti iptal edersen günahkâr olursun.

Emrin altındakilerin iyiliği için bir husûsta karar verirken âlimler ve hikmet ehli kimselerle çokça istişare et.

Her dâim; meziyet ve itibar sahibi, sâlih, güzel ameller işleyen hayırsever, yiğit, cesur, cömert kimselerle irtibatın olsun. Zira böyle kimselerin yaptığı işler güzel olur.

Her bir kimsenin çektiği meşakkati ve ettiği hizmeti, bil ve onun mukabilinde mükâfatta bulunmakta kusur etme. Bir kişinin ettiği hizmeti başkasına izafe etme. Bazı kimseleri kayırıp fakir olan veya düşük makamda bulunan kimselere ziyâde meşakkat yükleme.

 İMANI MUHAFAZA ETMEK


İman, bir kandile benzer. Onun muhafazası; dinin emirlerine uymakladır. Son nefeste şeytanın vesvesesi ise çok şiddetli rüzgâra benzer. Kim iman kandilini yakar, lâkin Allâhü Teâlâ’nın emirlerine uyup, menettiklerinden sakınarak onu korumazsa iman kandilinin sönmesinden korkulur.

İmâm-ı Âzam (rah.) Hazretlerine, “Hangi günah sebebiyle imanın kaybolmasından korkulur?” diye suâl edildi, şöyle buyurdular:

“İman nimetine şükretmeyi terk etmek, son nefeste imansız gitmekten korkmamak ve Allâhü Teâlâ’nın kullarına zulmetmektir. Her kimde bu üç fena huy bulunursa -Allah korusun- son nefeste imansız gitmesinden korkulur.”

Hazret-i Ali (k.v.) buyurdu: “İman, üç dalı olan bir ağaç gibidir. Dallardan biri uzuvlara gider ve meyvesi de sâlih amellerdir. Diğer dal, nefse gider, meyvesi de şehvetleri -nefsin âhirette pişmanlığa sebep olacak arzularını- terk etmektir. Bir dalı da kalbe gider ki onun meyvesi, ihlastır.”

Hazret-i Fâtıma (r. anhâ), Resûlullah Efendimize (s.a.v.), “Ey babacığım, ey Resûlullah! Bana, kulun ruhu çıktığı esnada gözlerinden yanağına dökülen inci gibi iki damla yaşı, (o hâlin hakikatini) bildirin.” dedi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Ey Fâtıma! Alın terlediği, inlemeler çoğaldığı, burun delikleri açıldığı, elmacık kemikleri ortaya çıktığı, kollar serildiği vakit; kul artık amelini kendisine göstermekte olan ölüm meleğine bakmaktadır. Kul sağına, soluna bakınır, kendisine bir yardımcı ve arka çıkan bulamaz da bu hâline, dünyasına esef ederek, tasalanarak ağlar ve fâni dünyasından bâki âhiretine adım atar.” buyurdular.

Resûlullah Efendimize (s.a.v.), ölümün eleminden suâl edildi; şöyle buyurdular: “Ölümün en hafif elemi, ıslak yün içindeki budaklı dikeni çekmeye benzer. Hiç diken, yünden kolay çıkar mı? Elbette yolarak çıkar. Eğer dünya, fâni altından olsa ve âhiret de bâki topraktan olsa, bâki elbette fâniden hayırlı olurdu.”

Öyleyse, başa gelmeden önce ölüme hazırlık yapmalı, Hak Teâlâ’dan son nefese kadar, son nefes dâhil ve her nefeste imanını muhâfaza etmeyi istemelidir.

 GERÇEK MÜMİNİN, YAŞLANDIKÇA SÂLİH AMELİ ARTAR

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), şöyle buyurmuşlardır:

“Hayır ve bereket, büyükler iledir. Zira mümin yaşlandığında, onun hayırlı ameli de artmış olur.” Yani işleri görüp tecrübe etmiş, ecir ve sevaplarını artırmaya muvaffak olmuş zâtlar ile oturunuz, onların görüşlerine tâbi olunuz.”

“Sizden biriniz ölümü temenni etmesin, bir an önce kendisine ulaşması için dua etmesin. Zira sizden biri, öldüğünde (sadaka-i câriye sahipleri hariç) ameli kesilir. Hâlbuki (gerçek) mümin, ömrü arttıkça hayırlı ameli de artan kimsedir.”

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Size hayırlılarınızı bildireyim mi?” buyurdular; Ashâb-ı Kirâm, “Bildirin yâ Resûlallâh!” dediler, şöyle buyurdular:

“Sizin hayırlılarınız, istikâmet üzere, doğru yaşadıkları takdirde; ömrü en uzun olanınızdır.” Diğer rivâyette, “Ömrü uzun, ameli en güzel olanınızdır.” buyurdular.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:

“Sâlih bir kul, Müslüman olarak kırk yaşına vardığında, Allâhü Teâlâ, ondan üç türlü belâyı kaldırır: Delilik, cüzzâm ve baras (alaca). Bir kul, Müslüman olarak elli yaşına erdiğinde günahlarını hafifletir. Bir kul, Müslüman olarak altmış yaşına geldiğinde, Allâhü Teâlâ, ona inâbeyi (gafletten zikre dönmeyi) ihsân eder. Bir kul, Müslüman olarak yetmiş yaşına erdiğinde onu, semâda meleklerine sevdirir. Bir kul, Müslüman olarak seksen yaşına geldiğinde sadece hasenatı, sevapları yazılır, günah yazılmaz. Bir kul, Müslüman olarak doksan yaşına erdiğinde, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır ve “Esîrullâh fi’l-arz: yeryüzünde Allâh’ın esiri” diye isimlendirilir, ailesine şefaat hakkı verilir.”

Bir hadîs-i şerifte de şöyle buyurulmuştur: “Saçınızdaki, sakalınızdaki beyazlıkları yolmayın. Zira kimin saçı, İslâm’da, Allah yolunda ağarırsa, bu saç, kıyamet gününde onun için nur olur.” Diğer rivâyette de “Her bir kıl için bir hasene yazılır, bir günahı silinir.” buyurulmuştur.

 !!!!!!!!   sevgililer günü, evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı gibi İslam'da olmayan kâfir adetleri : !!!!!!!!!!!!!!


• Müslüman erkekleri âhir zamanda felâkete ve helâke sürükleyecek olanların hanımları olacağını, adamın gücünün yetmeyeceği şeyler isteyerek kocalarını harama yönlendirdikleri, veya Allah'ın buğz ettiği şeylere (sevgililer günü, evlilik yıldönümü, doğum günü, yılbaşı gibi İslam'da olmayan kâfir adetlerini aile içinde yaşatmaya) sevk ettikleri için, o adamların âhirette helâkına sebep olacaklarını Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem on dört asır öncesinden haber vermiştir.

• Bu taleplerde bulunan kadınlar bugün senin komşun, benim komşum, onun kardeşi, falanın akrabası veya bizzat şu an bu yazıyı okuyan kadınların ta kendisi.

• Eğer sen yapmıyorsan bile, yetişmekte olan oğlunun ileride evleneceği gelinin, cehenneme sürükleyecek kâfir adetleriyle veya harama sürükleyecek maddi taleplerle evlâdını helâke götürmesini ister misin?

• O halde bu küffâr âdetlerini kendimiz yapmadığımız gibi kızlarımızı ve oğullarımızı da mutlaka buna göre yetiştirmeliyiz.

• İmanı muhâfaza etmenin ateşi elinde tutmaktan daha zor olduğu âhir zamandayız. Hazret-i Allah yardımcımız olsun.

《 Sevâd-ı A'zam 》

 ONUN DOĞMUYLA HER ŞEYİN AKIŞI-NAKIŞI DEĞİŞTİ


Rasûl-i zî-şân Efendimizin (s.a.v.) doğumuyla bu âlem, Allah'ın rahmet ve bereketine gark oldu... Feyz-i Muhammedî inci-mercan taneleri gibi kâinata serpildi... Karanlıklar aydınlandı, zulmetler nûra kavuştu… Hisler engin, fikirler rengin oldu… Sözler tesirlendi, sohbetler lezzetlendi... Nura hasret kalan kalplere huzur geldi. Âlem ayrı bir mânâ, apayrı bir letafet–rikkat, nezafet ve nezaket kazandı… Her şeyin akışı-nakışı değişti...


Güller bambaşka açmaya, bülbüller daha bir coşkuyla ötüşmeye başladı... Zulüm ve küfür bataklıkları kurudu, yerlerinden iman ve adalet filizleri yeşermeye başladı…


Ne saadet kalbini-letaifini O’nun nûruna açanlara. Ne mutlu O’na layık ümmet olmaya gayret edip, O’nun sünneti üzere yürümeye çalışanlara... Ne talih O’nun gerçek varislerinin yürüdüğü dosdoğru ve şaşmaz yol olan Ehl-i Sünnet caddesini takip eden bahtiyarlara...

Zikr-i hafî yolunun 5’inci halkası Ebû Yezîd-i Tayfûri’l-Bestâmî kuddise sırruh (H. 188/M. 803–H. 261/M. 874) devrinde, âbit-zâhit, ârif-fâzıl, keramet ve keşif sahibi pekçok velî yaşıyordu. Bununla beraber “asrın kutbu” ümmî bir demirciydi. Bunu bilen Bâyezid hazretleri onu ziyarete gitti. Demirci her zamanki gibi örsün başında demir dövüyordu. Bâyezid hazretleri selâm verdi. Demirci selâmını büyük bir sevinçle aldı, ellerine sarıldı ve ondan dua istedi. Bâyezid hazretleri tebessüm ederek: - Asıl ben sizin duanıza muhtacım. Ellerinizden öpeyim de siz bana dua buyurun, dedi. - Ben kim, sizin gibi bir âlime dua kim, diye cevap verdi demirci şaşkınlıkla… Hem ben size dua etsem de benim içimdeki dert hafiflemeyecek. - Sizin derdiniz nedir? Söylerseniz belki bir çare bulunur. Demirci hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Göz Yaşları arasında: - Yarın kıyamet gününde insanların hâli ne olacak? Sürekli bunu düşünmekten, buna yanmaktan kendimi alamıyorum, dedi. Bu sözleri duyunca Bâyezid-i Bestami hazretleri de ağlamaya başladı. O anda hâtıftan bir ses duydu: “Ey Bâyezid! Bu demirci ‘nefsim!’ diyenlerden değil, ‘ümmetim!’ diyenlerdendir” deniliyordu. Böylece Kutubluk makamının niçin böyle bir zata verildiğini anlamış oluyordu. - Ey kardeşim, dedi, insanlar azap çekerse bundan sana ne? - Ey üstâz! Cehennemliklerin bütün azabını bana verseler ve onları bağışlasalar ben derdimden kurtulur, saadete ererim. *** Evet bu gibi zatlar, “ümmetim, ümmetim!..” diyen iki cihan serveri Efendimiz (s.a.v.) gibi insanlığın hidayetine kilitlenmiş er kişilerdir. Onlar Sevgili Peygamberimizin zâhir ve bâtınına hakkıyla ve kemâliyle vâristirler. Mevlam şefaatlerinden mahrum bırakmasın





 

Peygamber efendimiz: *Cebrail’e sordum, benden sonra bir daha yeryüzüne inecek misin*? Cevaben dedi ki: *Evet on defa daha ineceğim ve her gelişimde bir şeyi kaldıracağım* • İlk inişimde yeryüzünden bereketi kaldıracağım • İkinci inişimde insanların kalplerinden merhameti kaldıracağım • Üçüncü inişimde insanların kalplerinde sevgiyi kaldıracağım • Dördüncü inişimde hayâyı kaldıracağım • Beşinci inişimde adaleti kaldıracağım • Altıncı inişimde fakirlerden sabrı kaldıracağım • Yedinci inişimde zenginlerden cömertliği kaldıracağım • Sekizinci inişimde Âlimlerden ameli kaldıracağım • Dokuzuncu inişimde yeryüzünden Kuran-ı Kerim’i kaldıracağım • Son inişimde imanı alıp gideceğim… *Mevlam imanımızı korumayı nasip etsin* _Hayırlı Cumalar dilerim_ Tenbîhul Gafilin Abdüllatif s:247


 



 

 *** KINAMAK, BELAYI PEŞİN SATIN ALMAKTIR.


( KINAMA TEVBESİ EN ALTA KONULMUŞTUR.)


.

KINAMA GÜNAHI, SOYA AKABİLEN BİR GÜNAH.. MAALESEF EVLATLAR ATALARININ BU HATA VE GÜNAHLARINDAN BEDEL ÖDEYEBİLİRLER..


.

-ARSIZI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI ARSIZ OLUR.

-HIRSIZI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI HIRSIZ OLUR.

-ZİNA YAPANI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI ZİNA 

YAPAR.

-İÇKİ İÇENİ KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI İÇKİ İÇEN OLUR. 

-KUMAR OYNAYANI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI KUMARCI OLUR.

-MADDE İÇENİ KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI MADDE BAĞIMLISI OLUR.

-FAHİŞEYİ KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI YA FAHİŞE OLUR YA DA FAHİŞECE İŞLER YAPAR.

-DÎNÎ NİKAHLA EVLENİP, ÇOK EŞLİ YAŞAYANLARI KINAYANLAR, YA KENDİSİ YA EVLADI BU ŞEKİL  EVLİLİKLER YAPAR.

-ÇÖP TOPLAYANLARI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI ÇÖP TOPLAYAN OLUR.

-KOCASINI ALDATANI, KARISINI ALDATANI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI ALDATAN OLUR.

-KOCASINI BOŞAYANI, KARISINI BOŞAYANI KINAYAN, YA KENDİSİ YA EVLADI BOŞANIR. 

-NEYİ KINADINIZ BEKLEYİN YAŞANACAK..


.

.

SORU: Sürekli KINAMAYA düşüyorum bundan nasıl kurtulabilirim.


CEVAP: Peygamberimiz a.s.s. kınadığınızı yaşamadan ölmeyeceksiniz buyuruyor. Bu yüzden dilimizi ve düşüncelerimizi kötü sözden ve kötü düşüncelerden korumalıyız. Bunu da en kolay zikirle yapabiliriz.. 


Dilimizi istiğfar sözüne öyle çok alıştırmalıyızki kötü bişeye tanıklık ettiğimizde, başka şey düşünecek zamanımız olmasın.. hem bir yanlışımız oldu ise hemen silinsin.. yani kınanacak bişey gördüğümüzde hiçbir söze karışmadan ard arda  Estağfirullah, Estağfirullah, Estağfirullah...... diyecez.. dilimiz istiğfara öyle alışsınki.. yanlış bişey görüldüğünde dil otomatikman istigfara yönelsin İNŞAALLAH. 

Aklınıza gelen kınamalarınıza da unutmadan hemen tevbesini yapınız.


.

KINAMAK NASIL OLUR :

Ayıplanacak herşey kınamaya girer.. Kızma duygusu veya aşırı derecede o kişiyi uyarmak, tebliğ etmek.... ve alaya almak.. 

Mesela, Aşırı yaramaz çocuğa bu ne biçim cocuk ne kadar yaramaz dersin kınarsın.. Zina yapan birini görürsün aa şuna bak zina yapıyor dersin kınarsın.. eşini aldatan görürsün ben olsam boşardım dersin gene kınamaya düşersin eşin aldatırda boşayamazsın.. kumar oynayanı kınarsın, madde bağımlı olanı kınarsın, eşcinselleri kınarsın, taciz-tecavüz yapanı kınarsın sende yapar yaşarsın, sigara iceni kinarsın, eşini döveni kınarsın, anne baban geçınmez kinarsın, boşananları kınarsın vs.vs...  kınama sonsuzdur sınırsızdır herşey kınanabilir ve maalesef kınadığımızıda sırf o kınama sözlerimiz ayıplamalarımız, aşağılamalarımız, haddi aşan kızgınlıklarımız vs..yüzünden yaşamak zorunda kalırız.. aslen yapmayacağımız bir cok şeyide yaşamışızdırda.. Kınamalarımız varsa mutlaka tevbelerini yapmalıyız.. Ya biz yaşarız ya da zürriyetimizin yaşamasına sebep olabiliriz.. Kınadıklarımızı yaşayacağımızı bize Peygamberimiz ve rehberimiz Hz. Muhammed s.a.s. efendimiz bize bildiriyor.


Bu arada, ağzımızdan çıkan herbir İstiğfar zaten bize fayda.. 


******************************************************


BİR VAKA: 


Dizlerine protez takıldığı için namazını oturarak kılan bir teyzemiz; 


"Gençliğimde teyzemlere ve yengemlere kızar, laf söylerdim: "Neden oturarak namaz kılıyorsunuz, ayakta kılsanız ya" derdim. Şimdi ben de oturarak namaz kılıyorum." dedi.


Çözüm: Tam da kınadığına ne söyledi ise tevbe edilecek. Alabilirse de o kişiden helallik alınacak..


(Tevbe terapisi)


*****************************************************


KİMİ KINADIĞINIZ ÖNEMLİ DEĞİL, HERKES OLABİLİR.


Anne babanızı bile kınasanız, bunu eşinizde evladınızda görürsünüz..


Mesela içki içen, anne babasını kınayan biri, 

bunu kendinde, kocasında, evladında görebilir.


Eşi içki içiyor diye kınayan biri, 

aynısını evladında görebilir.


Başka cocukları içki içiyor diye kınayan biri, 

bunu kendi evladında görebilir.. 


KİM OLDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL, 

ÖNEMLİ OLAN BİR KINAMA GÜNAHI OLMASI.


ÇÖZÜMÜ:  Neyi kınadı isek tam da ona  tevbe edilecek. Alabilirsek de o kişiden helallik alacaz.


.

.

KISACA TEVBE: 

ALLAH'IM ben babamı içki içiyor diye kınadım, ayıpladım, aşağılayıp hor gördüm.. Ben pişmanım ALLAH IM. Beni affet, beni bağışla, beni mağfiret eyle ALLAH'IM. Amin.


TEVBE ETTİM.  ESTAĞFİRULLAH YA GAFFAR, YA SETTAR, YA TEVVAB. BİRAHMETİKE YÂ ERHAMERRÂHİMÎN. 

(Bu tevbe kısmını 100 defa çekiniz.. Kınadıklarınız kadara kadar çoğaltabilirsiniz sayısızca devam edebilirsiniz..)


*****************************************************


KINAMA TEVBE VE DUASI:     

                                                                                                                                                Allahım! Hak’ka kör olan ve kendi kusurunu görmeyen bir gözden... Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye’ye sağır bir kulaktan... Sıdka ve teslimiyete dönmeyen bir dilden...

Senin için sevmeyen bir kalpten... Haram olan muhabbet ve şefkatten... Basîreti olmayan bir akıldan... Kibre düşen bir nefisten... Zinaya müptelâ olmuş bir bedenden... Haram yiyip içmeye alışmış bir mideden... Fayda vermeyen bir ilimden... Kınamaktan, aşağılamaktan, hakir ve hor görmekten.. Şeytanın hissesi olan evlâttan ve dünyaya getirmekten.. Kınananların başa gelmesinden... Nefsimden, kibirden, ucb ve riyadan... Şeytanın tüm hile ve tuzaklarından... Yalan yere yemin etmekten... Yerine getirilmeyen ve getiremediğim nezirden ve adaklardan... Adaklar ve yeminler ile Rabbim sana şart koşup pazarlık yapmaktan... Müslümana kâfir veya müşrik demekten... Kendi için istediğini mü’minler için istememekten... Her türlü hasedden, kinden ve nefretten... Sıla-i  rahimi terketmekten... Anaya, babaya, evlâda, müslümanlara buğz, lânet ve beddua etmekten... Kabul olan belâdan, kahırdan, lânetten ve bedduadan.. İhlâssız ameller ile huzuruna gelmekten.. Başıma gelen belâ ve musibetler ile davet olunan tevbe ve dualara icabet etmeden kusuru nefsimde görmeyip yaradanı ve yaratılmışları suçlayarak nefsimi temize çıkarmaktan ve yaradana ve yaratılmışlara 

iftira ve zulmedip zâlimlerden olmaktan tevbe ediyorum 

ALLAH'IM.. 

Kendim, anne babam ve eşim adıma, soyum ve zürriyetim adına ve tüm inananlar adına Sana sığınıyorum... Yâ Rahmân, Yâ Rahîm, Yâ Ferd, Yâ Hayy, Yâ Kayyum, Yâ Hakem, Yâ Adl, Yâ Kuddûs, Yâ Ğaffâr, Yâ Settâr Birahmetike Yâ Erhame’r-râhimîn...                                                                              

ALLAH'IM benim, eşimin, soyumuzun ve zürriyetimizin ve mü’minlerin düştüğü tüm bu hata ve günahlardan yarattığın zerreler adedince affımızı diliyorum, bağışlanma diliyorum, magfiretimizi diliyorum. Bizi affet ALLAH'IM.

                                    

Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğaffâr, Yâ Settâr, Yâ Tevvâb. Birahmetike Yâ Erhame’r-râhimîn.

                                                  

(Bu tevbe kısmını en az 100 defa çekiniz.. Kınadıklarınız kadara kadar çoğaltabilirsiniz sayısızca devam edebilirsiniz..)


.

NOT: TAM DA KINADIĞINIZA TEVBE YAPACAKSINIZ UNUTMAYINIZ.. HELALLİK ALABİLDİGİNİZDEN DE ALMAYA ÇALIŞINIZ.. GURUR, KİBİR BOŞ İŞLER BUNLAR SİZ HELALLİGİNİZI İSTEYİNİZ DERİM.


*****************************************************


HADİS: 

Kıyamette, amel defterinde çok istiğfar bulunana müjdeler olsun!

[Beyheki]


HADİS:

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse istiğfârı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, 

her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir.” 

(Ebû Dâvûd, Vitir 26. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 57)


HADİS:

Ebû Hüreyre radıyallahu anh Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim, dedi:

"Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah'tan beni bağışlamasını diler, tövbe ederim." (Buhârî, Daavât 3. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîr 47; İbni Mâce, Edeb 57)


Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.

Nuh suresi 10-12:



22 Ağustos 2025 Cuma

Büyüklerimizden Mehdi amca saf temiz yolumuza ba

 Hazreti Üstazımız Süleyman Hilmi Tunahan (KS) Efendi Hazretleri Ve Yuşa (AS)

Büyüklerimizden Mehdi amca saf temiz yolumuza bağlı bir zat, birgün üstazımız Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerini ziyarete gider, selâm verir içerde birisiyle üstazımız sohbet ediyordur onların sohbetini bölmez ve yanlarına oturur onları dinler, karşıdaki kişi Osmanlı askerî kıyafetli heybetli birisidir, sohbet sırasında üstazımız o kişiye: “Efendim o kişiye haksızlık yapılıyor gereğini yapalım İnşaAllah” der bunun üzerine yanındaki zât “Biz gereğini yaparız evvel Allah” der ve ordan ayrılır, Mehdî amca bir konuda çok şaşırır içinden üstazımız bu kişiye “Efendim” dedi, demek ki bu büyük bir zât yoksa üstazımız kimseye “Efendim” demezdi “Evladım veya Komutan” gibi insanlara hitap ederdi, Mehdi amca bu konuyu üstazımıza danışır ve “Efendim, az önceki kimdi acaba?” diye sorar üstazımız: “ O kişi boğazlar sorumlusu Yuşa peygamberdi” buyurur o an Yuşa peygamberi hala hayata gibi anımsayan Mehdi amca üstazımızla biraz muhabbet ettikten sonra ordan ayrılır yolu üç hafta sonra yine İstanbul'a düşer İstanbul'da minibüsçüler “Yuşa tepesi” diye bağırmaktadır. Mehdi amca yanındaki bir kişiye orası neresi diye sorar yanındaki kişi “Boğazlar sorumlusu Yuşa as’ın bulunduğu yer” der, Mehdi amca sevinir gideyim o’nun yanına inşaAllah görüşme fırsatı bulurum der ve minibüse biner ve Yuşa tepesine varır sağa gider Yuşa peygamber yok sola gider Yuşa peygamber yok orda birine sorar Yuşa (as) nerededir der adam kabrini gösterir işte Yuşa peygamber'in meftun olduğu yer burasıdır der Mehdi amca nasıl olur daha üç hafta önce gördüm ben diye şaşırır ağlamaya başlar. Çok şükür… çünkü artık onunda manevi gözü açılmıştır.
Büyükler her daim görüşürler, bizler de çağrılmadan asla bir büyüğün kabir ziyaretine gidemeyiz. "inşaAllah Yuşa peygamber, üstazımız bizleri çağırır bizlerde gidip kabirlerini ziyarette bulunuruz. Unutmayalım ki! onlar kabirlerinde hazır bulunurlar, manevi gözümüz kapalı olduğu için onları biz göremeyiz.
Allah'ım bizleri şefaatlerinden mahrum bırakma. Allah'ım bizleri maneviyatı sağlam kişilerden eyle, yüceler yücesi güzeller güzeli Rabb'im devletimize milletimize dini celili İslam'a zeval ziyan verme, Allah'ım bizleri yücelt, Allah'ım senin dostların hürmetine bizleri bağışla. (amin)
FOTOĞRAF : MEHDİ AMCAMIZ İLE BİRLİKTE HATIRA - 1987


Varis


 

Gileburu suyu böbrek taşı safra taşı


 

21 Ağustos 2025 Perşembe

"...EHL-İ SÜNNET MEZHEBİ'NDE KERÂMET HAKTIR.!

"...EHL-İ SÜNNET MEZHEBİ'NDE KERÂMET HAKTIR.!

Allâhü Teâlâ’ya tâat ve ibâdete devam eden, günahlardan kaçınan, mümkün olduğu kadar Allâhü Teâlâ’yı ve sıfatlarını bilen kişiye ‘veli’ denir.

-Peygamberlik iddiâ etmeksizin- hârikulâde olan bir husûsun peygamberin ümmeti olan velî zâttan meydana gelmesine ‘kerâmet’ denir.

Eğer hârikulâde şey îmân, sâlih amel ve ihlâs sâhibi olmayanda görülürse ona istidrâc denir.

Hârikulâde peygamberden zuhur ederse mucizedir.

Evliyanın kerâmeti haktır. Az bir müddet içinde uzak mesafeleri kat’etmek, ihtiyaç halinde yiyecek-içeceğe dair şeyler bulunması, su üzerinde yürümek, havada uçmak, cemâdât (cansız şeyler) ve hayvanlar ile konuşmak gibi hârikulâde şeyler keramettir.

Evliyanın kerâmeti ümmetinden olduğu peygamber-i zî-şânın mucizesidir. Hâlbuki bir kimse hakikaten dindar olmadıkça veli olamaz. Hakikaten dindarlık ise Resûlüllah’ın (s.a.v.) emirlerine yapışmak, nehiylerinden kaçınmak, peygamberliğini dili ile ikrar ve kalbi ile tasdik etmektir.

Evliyânın kerâmeti haktır, inkâr edilmez. Zirâ; Kur’ân-ı Kerîm’de haber verilmiş, Sahâbe-i Kirâm’ın bir çoğundan tevâtür yoluyla (inkârı mümkün olmayacak sûrette) görülmüş ve rivayet edilmiştir.

Hazret-i Meryem ve Hazret-i Süleyman aleyhisselamın veziri Âsaf bin Berhayâ’dan kerametin zuhuru Kur’ân-ı Mübîn âyeti ile sâbittir.

Hazret-i Câfer-i Tayyâr radıyallâhü anhın ve diğer birçok evliyanın havada uçmaları, Selman-ı Fârisî ve Ebu’d-Derdâ radıyallâhü anhümânın önlerinde bir çanağın tesbihini işitmeleri, Hazret-i Hâlid bin Velid’in (r.a.) zehir içip de ondan asla zarar görmemesi, Ashâb-ı Kehf’in köpeğinin Ashâb-ı Kehf’e söz söylemesi ve birçok evliyanın su üzerinde yürüdükleri sahih olarak rivayet edilmiştir. [Şerh-i Akaid]

🌹Yemenli Mehdi amcamızla bir gün birlikteyken... 1987

KERÂMET GÖSTERMEKTEN KAÇINIRLARDI

Efendi hazretlerinin bağlılarından Aslen Yemenli bir arap olan Mehdi amca, hazretimizle tanıştırmak istediği birkaç misâfirle beraber kısıklı'daki misafirhâne'ye gelmişler ve bakmışlar ki Hazreti Üstâzımız bahçedeki bir ağacın altında oturuyor. Hazreti Üstâzımız misafirleri karşılamış onlara buyurun diye yer göstermiş, hep beraber otururlarken gelenler, “Efendi Hazretlerinin büyüklüğünü bir görsek" diye içlerinden bir kerâmet göstermesini geçirmişler. Bu sırada Cırcır (Ağustos böcekleri) koro hâlinde ötüyorlarmış, bundan dolayı Efendi hazretlerinin konuşması rahat duyulmuyormuş. Hazretimiz Cir cır böceklerine hitâben "Biz şimdiye kadar sizi dinledik susun, biraz da biz konuşalım siz dinleyin" deyince böcekler o anda hemen susumuşlar ve misâfirler gitmek için kalkana kadar bir daha ses çıkarmamışlar. Misafirler gidince böceklere "Şimdi devam edebilirsiniz." buyurmuşlar ve böcekler tekrar ötmeye başlamışlar.Alıntı..


 















Sen daraldığında Hira'ya giderdin ya Resulullah Biz nereye gidelim.

 


Pek çok kadın yiyeceğe defne yaprağı ekliyor özellikle kırmızı et ve kuş etine

 Pek çok kadın yiyeceğe defne yaprağı ekliyor özellikle kırmızı et ve kuş etine

Yemeğe defne yaprağı ekleme sebebini bilmeden, bir kadına sebebini sorduğunda, "Yemeğe tat ve lezzet vermek için" der.
Bu çok yanlış. Defne yaprağı bir bardak suda haşlayıp denerseniz ne tat ne de tat bulamazsınız.
Neden ete defne yaprağı koyuyorsun?
Ete defne yaprağı eklemek trigliseridleri test ve onay için monolipide dönüştürür
Bir tavuğu ortadan ikiye böl ve her yarısını bir tencerede pişir, bir defne yaprağı, ikincisini defne yaprağı olmadan koy ve her iki tenceredeki yağ miktarını not et.
Defne yaprağı varsa eczaneye gitmenize gerek yok, son yapılan bilimsel çalışmalar defne yaprağının birçok faydası olduğunu kanıtladı
Bir çok sağlık sorunlarından ve tehlikeli hastalıklardan kurtulmaya yardımcı olur
Defne yaprağının avantajları arasında:
Defne yaprağı sindirim rahatsızlıklarını tedavi eder defne yaprağı ise şişkinlikten kurtulmaya yardımcı olur
kaura
Asitlik
ve kabızlık
Sıcak defne çayı içerek bağırsak hareketliliğini düzenler.
Kan şekeri seviyesini düşürür ve defne antioksidandır
Vücudun insülin üretmesine izin veriyor, yemekte yiyerek veya defne çayı içerek.
Zararlı kolesterolü yok eder ve vücudu trigliseritlerden arındırır.
Soğuk algınlığı, grip ve şiddetli öksürük tedavisinde çok faydalıdır çünkü zengin bir C vitamini kaynağıdır. Yanıklardan kurtulmak ve öksürüğün şiddetini azaltmak için yaprakları haşlayıp buharını içinize çekebilirsiniz.
Defne yaprağı kalbi hakaretten korur aynı zamanda darbelerden korur çünkü içinde kalp ve kan damarlarını koruyan bileşikler bulunur.
Vücutta kanser hücresi oluşumunu engelleyen maddeler olan kahverengi asit, sercetin, eigenol ve partenolid gibi asit bakımından zengindir.
Yatmadan önce alındığında uykusuzluk ve endişeyi ortadan kaldırır ve rahatlama ve sakin bir uykuya yardımcı olur.
Günde iki kez bir fincan haşlanmış defne yaprağı içmek böbrek taşlarını çözer ve enfeksiyonları tedavi eder....

20 Ağustos 2025 Çarşamba


 Açık Semalar Yani Hava Sahası Rahatlıkla Kullanıma Açık Demektir. Suud'ler Artık Çölde Yaşamıyor.


Günümüzde Hava Olayları Ticarete Ve Aynı Zamanda Güçlü Bir Silah Olarak Kullanılmaktadır.


Karadeniz  Önceden Bu Aylar da Dahi Yağış Alan Bölgeydi Fakat Bir Damla Yağış Yok. Bulutlarımız Çalınıyor. 

#Hava #yağmur #bulut

Sadece karaciğer için basit bi tarifde vereyim

 BASİT KARACİĞER TEDAVİMİZ

Sadece karaciğer için basit bi tarifde vereyim
Devedikeni hapı sabah 1 enginar hapı sabah 1hap olarakta kullanabilirsiniz
Hap olarak içemiyorsanızda taze olarak aktardan hazırlatırsanız 50 gr deve dikeni tohumu 50 gr enginar yaprağı 50 gr karahindibağ otu 20 gr lavanta çiçeği 50 gr sinirli ot bunların tümünü beraberce aktarda un haline getirin sabah akşam 1 çay kaşığı sıcak suyla demleyin 1 saat beklesin aç için 2 saat aç durun etkili olması için daha iyi 2 ay devam edin şifa Allah tan kul vesile
Glütenli gıdalar gıdalar tatlı lar hazır ve işlenmiş ürünler hayvansal ürünlerden uzak duralım tedavi süresince sonrasında yiyorsunuz bunlarıda istiyorsanız
İlk tedavilerde 2 ay devam edilir.
Yılda bir bakımlarda ise 1 ay uygulanır
Rabbim şifa versin saygılar hepinize


 

Şaşırtıcı Volan Yenileyici ÜCRETSİZ Enerji

 


Kayatuzu tuz değildir Karatay hocamız anlatıyor Kayatuzu faydalarını #keşfet #facebook #kayatuzu #karatay

 


BAYADİKLEŞTİRMENLARIN GÖĞÜS BÜYÜTME VE PROBLEMLERİNE KESİN ÇÖZÜM

 BAYADİKLEŞTİRMENLARIN GÖĞÜS BÜYÜTME VE PROBLEMLERİNE KESİN ÇÖZÜM

Göğüslerinize estetik yapın kendi ellerinizle basitceboşuna estetik ameliyatı olmayın marketten yediğimiz çemeni alın 2 yemek kaşığı içinden alın 2 yemek kaşığıda zeytinyağı na karıştırın göğüslerinize sürün 1 saat beklesin sonra yıkayın günde 1 sefer yapın 30 gün devam edin büyür ve dikleşir toplanır göğüsleriniz saygılar

KARACİĞERİMİZ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ VE 3 AYDA TEDAVİ EDİYORUZ İLK ETAPTA OKUYALIM

 KARACİĞERİMİZ NEDEN ÇOK ÖNEMLİ VE 3 AYDA TEDAVİ EDİYORUZ İLK ETAPTA OKUYALIM

karaciğerimiz yılların birikim olan toksinleri zehirleri hemen 1 ayda atacağını düşünmeyelim tıkanmış olan filitreler hemen açılır diyede beklemeyin tedavi süresi en uzun olan hayati organımız karaciğerimiz hemen çabucak iyileşecek bir organımız değil bu sebeble en uzun tedavide karaciğerimizde sürüyor yılların birikmiş toksinlerinden kurtulmak hemen olmuyor kirli yağlı kan vucudumuzda dolaştığı sürece sağlık beklemiyelim kendimizde kirlilik arttıkça hastalıklarda çoğalarak devam ediyor organlarımızı bir bir kaybediyoruz böbrek bitmiş at troid gitmiş at dalak gitmiş at 3 filitreden birinide at ve safra kesesini atmak doğru değil bunlarsız yaşarsınız ama nasıl yaşarsınız düşünün kılcal damarlar hangi organda tıkanmaya başlıyorsa sorunlarda ordan başlıyor sırayla geliyor sorunlar yumağı büyür ve asidoza doğru gidiyor her şey gizlide bekleyen hastalıklar sırayla geliyor karaciğeri düzeltmekte hemen olmuyor ilk uygulama 3 aya kadar sürüyor sonraki yıllar 1 ay olarak uyguluyorum bende her yıl 1 ay bu 5 bitkiyi uygularım faydasını çok çok büyük görüyorum kolay kolay hasta dahi olmuyorum yaşam kalitem artıyor ve sağlığım mükemmel oluyor 20 yıldırda yaparım göz ve karaciğer bakımlarımı çok şükür Rabbime araştırın inceleyin sizde göreceksiniz ama araştırın derim sağlığımız birilerine emanet edilecek kadar ucuz ve basit değil Allah akıl vermiş irade vermiş araştırın her şeyi birileri benim için düşünür benim sağlığımı korur düşüncesi çok çok yanlış bunu sağlığımızı kaybedince anlıyoruz ben bunun bedelini ödedim ve gördüm yaşadım Şifa Allah tan saygıla

KARBONAT KULLANIMINDA BUNLARI YAŞIYORSUNUZ BİLGİNİZ OLSUN

Karbonat kullanımındaki olan etkiler ilk günlerde toksinlrrden dolay 6 gün başınız ağırıyor 3 gün sonra ishal oluyorsunuz simsiyah atıyorsun...