"Kıyamet alâmetleri bir ipe dizilmiş tesbih taneleri gibidir. İp bir kere koptu mu hepsi peş peşe zuhur eder." H.Ş
29 Kasım 2024 Cuma
KIYÂMET ALÂMETLERİ Evvelâ Bilmek Gerektir ki, Kıyâmet Gününün Alâmetleri, Askerin Öncü Kolunun Görünmesi veyâ Top Sesinin İşitilmesi Gibidir. Yani Bu Alâmetler Belirir Belirmez, Gecikmeden Kıyâmet Zuhur Eder. Bir Rivâyete Göre Kamerin Devretmesiyle Bin Yıl Tamam Olunca Kıyâmet Daha İleri Geçmez Diye Deliller Zikredilmiştir. Ancak Kıyâmetin Hangi Zamanda Olacağı Bu Delilleri Zâhir Olmadan Kesinlikle Bilinemez. Çünkü Allah Azze ve Celle ve Rasülullah Aleyhisselâm Bu Hususta Sadece Bu Alâmetleri Bildirmiş, Sene Tâyin Etmemişlerdir. Kıyâmetin Alâmetleri On Tanedir: 1. Güneşin Batıdan Doğması, 2. Deccal’ın Çıkması, 3. Kırk Gün Âlemi Duman Kaplaması, 4. Dabbetü’l-Arz’ın Çıkması, 5. Îsâ Aleyhisselâm’ın Gökten İnmesi, 6. Ye’cûc ve Me’cûc’ün Çıkması, 7. Doğuda ve 8. Batıda ve 9. Arabistan’da Bir Vilâyetin Yere Geçmesi, 10. Yemen’den Bir Ateşin Çıkmasıdır. Kıyâmet Alâmetlerinin Birincisi Güneşin Batıdan Doğması Olduğu Gibi Sonuncusu da Yemen’de, Hûd Adlı Bir Dereden Bir Ateş Çıkıp Halkı Mahşer Yerine Sürmesidir. Bu Alâmetlerin Her Birinin Tafsilatı Vardır Fakât Bunların Hepsinin Etrâflıca Açıklanmasının Yeri Burası Değildir. Bu Alâmetlerden Biri Zuhura Gelince, Arkasından Hemen Süratle Diğerleri de Gelir. O Zaman Kimseye Îmân ve Tevbe Fayda Etmeyip, Tevbe Kapısı Kapanır. Ancak Ne Var ki, Kıyâmetin Yaklaşmasının Alâmetleri Çoktur. Ravzatü’l-Ulemâ ve Mesâbih Kitaplarındaki Hadîslerden ve Açıklamalardan Anlaşıldığına Göre Kıyâmetin Yaklaştığını Gösteren Bu İşâretlerin Başlıcaları Şunlardır: İlim Kaldırılıp Az Kalır, Câhillikten Kimse Utanmayıp Câhilleri Din Yolunda Baş Edinirler. Bunlar, Hem Kendileri Azgındırlar ve Hem de Halkı Azdırırlar. Şarap Aşikâre İçilip Câriyeler Çok Olur ve Câriyeden (Yani Ücret Karşılığında Satın Alınmış Kadınlardan) Doğan Çocuklar da Çoğalır. Yalınayak Koyun Güdenler Şehirlere Düşerler. Çok Yüksek Binâlar Yaparlar. Âlimler, Amel Derdine Düşmezler, Halkın Gözünü Boyayıp Dünyâ Menfaatleri Devşirmeye Hırslı Olurlar. Bunlar, Dünyâyı Dilleri ile Yerler. Zaman Az ve Kısa Görünür; Yıl Ay Miktarı Olur, Ay Hafta Miktarı ve Hafta Gün Miktarı Olur. Namazın Her Yerde Kaybedildiği Görülür ve Her Tarafta Cehennem Azığı Çok Olur. Yani Bid’atlar, Şöhretli Düğünler, Şöhretli Ziyâfetler Hep Cehennem Azığıdır. Bir Taraftan Yarım Hurma Cennet Azığı iken, Allah’ın Evlerini (Mescîdleri) Süpürmek Hûrî Kızlarının Mehri iken Böyle Çok Ucuz Ücretle Cennete Müşteri Olacak Yerde Ağır Pahalarla Cehenneme Müşteri Olurlar. Haksız Yere Adam Öldürmek ve Sünnetler Eskiyip Bid’atlar Çoğalır. Sünnet ile Amel Edenler Azalıp Kimse Sünnetlere Uymaz Olur. Hâlbuki Bid’at Yolunda Gidenlere Yüz-Yüz Uyarlar. Hadîste Buyurulmuştur ki; Dünyâ Cihetinden Ulu Olan Beyleriniz Dinde de Ulunuz Olsa Zenginleriniz Cömert Olsa İşiniz de Birbirinize Danışmakla Olsa... O Zaman Yerin Yüzü Size Yerin Altından Hayırlıdır Fakât Dünyâ Cihetinden Ulu Olan Beyleriniz Fitne Ehli Olsa ve Zenginleriniz de Hasis Olsa O Zaman Yerin Altı Size Yerin Üzerinden Daha Hayırlıdır. Kıyâmetin Yaklaştığını Gösteren Alâmetler Daha Çoktur Fakât Başlıcaları Bunlardır Fakât Bu Alâmetlerin Çoğunu Halk İçerisinde Görüp de, “Bu Halk Helâk Olmuş.” Dememeli! Nitekim Meşârik Hadîslerinden Birinde, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Buyurdular ki; Bir Kimse, Halk Helâk Oldu Dese, Halk İçerisinde O Kimseden Başka Helâk Olan Yoktur. Yani Rasülullah Efendimiz, Halkı Helâk Olmakla İthâm Eden Kişinin Kendi Nefsini Halktan Ayrı Tutarak Böyle Bir Söz Söylemesini Bir Nevi Şirk Gibi İfâde Buyurdular. O Hâlde Gerekli Olan, Halkı Kötüleyip Kendi Nefsini Temize Çıkarmak Değil, Belki Halkın İçerisine Kendisini de Katarak, “Hâlimizde Hiçbir Hayr Yok. Âhir Zaman Halkının Bütün Alâmetleri Bizde Var.” Demektir. Halkı Hor Görüp Kendini Övmek, İyi Bir Alâmet Değildir. Hattâ Buyurmuşlardır ki; Bir Kimse, Halkın Şerrinden Kurtulayım Diye Gidip Halvete Girse, O Şeytândır. Meğerki “Nefsim Köpeğini Birkaç Gün Hapsedeyim de, Ondan Halka Bir Zarar Gelmesin!” Diye Niyet Etmiş Olsun. Yukarıda, Kamerin Devretmesiyle Bin Yıl Tamam Olduğunda Dünyânın İşi Tamam Olur Diye Bahsettiğimiz, Yine Hakk Teâlâ’nın Kendi Kelâmının İşâretidir ve Rasülullah Aleyhisselâm’ın Haberinin Zâhirî Manâsıdır. Yoksa Bu, Kıyâmete Manâ ve Ecel Tâyin Etmeğe Kimsenin Mecâli Yoktur. Nitekim Hakk Teâlâ Hazretleri Buyurmuştur ki; Onun Vaktine Allah’tan Başka Hiç Kimse Ecel Tâyin Edemez! O Hâlde Yine Allahû Teâlâ Hazretlerinin Kendi Kelâmından ve Rasülullah Aleyhisselâm’ın Haberinden Bu Müşkül Hususta Haber Alınıp, Bu Şekilde Küstahane Söylendi. Ancak Allah’ın Kelâmının İşâreti Şudur; Yâ Muhammed! Kâfirler, “Kıyâmette Va’d Olunan Azâb Ne Vakit Olur?” Diye Senden Sorarlar. Hâlbuki Allah, Asla Va’dinden Dönmez. Muhakkak ki, Senin Rabbin Katında Bir Gün, Sizin Sayınızla Bin Yıl Kadardır. O Hâlde Böylece Kıyâmetin Ne Zaman Olacağına Dâir Suale Cevap Vermeyip, “Bizim Katımızda Bir Gün Sizin Bin Yılınızdır.” Diye Cevap Verilmesiyle, Cevabın Manâsını Gizleyen Bir Üslûp Gösterilmesinden Maksadın Ne Olduğunu ve Bu İşâretin Ne Manâya Geldiğini, Hazreti Habîbullah Aleyhisselâm Anlayıp Buyurdu ki; İstikâmet Üzere Bulunan Ümmetimin Ömrü Bir Gündür. Eğer İstikâmet Üzere Bulunmazlarsa, Yarım Gündür. Yani, Rasülullah Sallallâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem Efendimiz Hazretleri Buyurdular ki; Eğer Ümmetim Şeriat Üzere İstikâmette Bulunurlarsa Ömürleri Âhiret Günü ile Bir Gündür ki, Dünyâ Ölçüsüyle Bin Yıl Eder Fakât Şeriat Üzere İstikâmette Bulunmazlarsa, Yarım Gündür. Muhammediyye’de Böyle Yazılıdır. O Hâlde Bu Manâyı, Hazreti Kur’an Öz Olarak Topluca Bildirdi ve Hadîs Gelip Onu Açıkladı. Bu da Tefsîr Usûlüne Uygundur, Usûl Meselesindendir. Demek ki, Bu Âyet-i Kerîmenin Emri ve Bu Hadîs-i Şerifin Manâsı ile Kıyâmetin Vaktine Dâir Bir İşâret Vardır. Ancak Şüphe Şunda Kaldı ki, Âlem Kırk Yıl Issız Kalmıştır. Bu Kırk Yıl Binin İçerisinde midir Yoksa Binden Hariç midir? İzâ Vakaa Sûresinin Tefsîrinden Anlaşılan Şudur ki; Bu Kırk Yıl Bine Dâhildir Fakât Âyetteki “ve Lein Süllim” İfâdesinden Anlaşıldığına Göre de Dâhil Değildir, Hariçtir. Bâzı Fâzilet Sahipleri Dediler ki; Bu Bin Yıl, Güneş Yılı ile Olabilir. O Zaman Bin Yılı Otuz Beş Sene Daha İleri Geçer. Peygamberimizin Vefâtı ile Hicret Arasında Geçen On Yıl Daha Hesap Edilirse, Hepsi Seksen Yıl Eder. Ondan Sonra Ne Olacaksa Olsa Gerektir. O Hâlde Bil ki, Murâd Ne ise Malûm Oldu. O Hâlde Hiç Durmadan O Günün Hazırlığını Görmek Gerektir. Oğlum Kızım Olsun, Yurdum Yuvam Issız Kalmasın Diyecek Hâl Kalmadı. İşin Sonunun Yakın Olduğu Anlaşıldı. Tembellik Vakti Geçti. Göç Davulu Çalmaya Başladı. Davul Sesi Bildirdi ki, Kâfile Göçtü. Atlarının Başını Çekip Dururlar, Bizi Beklerler. Âlem Halkı Toplanmayınca Divân Kurulmaz, Defterler Açılıp Her Kişi Ne Olduğu ve Neler İşlediğini Bilmez. Allah, Hepimizi, O Günün Hazırlığını Görüp Gâflet Uykusundan Uyanmış Kullardan Eylesin; Âmin. [İmâdü’l-İslâm]
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-Nefes darlığı için -Basur için
- Nefes darlığı için Muşmula yaprağı çay gibi içilir Hatta yüksek tansiyonu gidermek ve tansiyonu dengelemek için her ay 9 gün boyunca ça...
-
“Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâze'lcelâli ve'l-ikrâm“ Sözünü her namaz bitiminde selam son...
-
*SEHERLERDE UYANIK OLMANIN SIRRI, CENAB-I HAK KİMDEN RAZIDIR!* "Bir İnsan Cenab-ı Hakk’ın kendisini sevdiğini nasıl bilir? Seher vaki...
-
ŞEYTANIN, EVLÂTLARIMIZA ORTAK OLMA MESELESİ Bil ki; • Evlâdına lânet ve beddua ederek şeytana ruhsat verirsen, • Ensest (aile içi-haram) ...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder