"Kıyamet alâmetleri bir ipe dizilmiş tesbih taneleri gibidir. İp bir kere koptu mu hepsi peş peşe zuhur eder." H.Ş
27 Kasım 2024 Çarşamba
ALLAH DOSTLARI EVLADLARINI HEM İMTAHAN EDER, HEMDE HİMAYE EDER... Bir gün Dükkânına gitmek için evinden çıkan Tavaslı Hamza bey amcamız birden sokağın başında Üsdadı Hacı Süleyman efendi hz.ni görür. Mübarek zat eliyle “gel” işareti yapar. Hızlıca yanına giderken, Mübarek zatın, caddenin öbür ucundan, “gel” işareti yaptığını görür. Hızlı hızlı oraya varır. Bu sefer, Mübarek zatı, Tavasın çıkışından “gel” işareti ile zuhur ettiğini görünce, Mübarek beni İstanbul’a çağırıyor der, Hamza bey amca, İstanbul’dan da yeni dönmüştü, Evine gelir. Hazırlığını yapar. Akşam üzeri Denizli’den trene binip İstanbul’a tekrar gider. Huzura varır.Mübarek zat “Geldin mi, Evladım Hamza” buyurur, “Geldim. Efendim.” Cevabını veren Hamza bey amca, Bir haftaya yakın, Mübarek zatın, yanında kalır. Mübarek zat “Hamza Bey sen artık gidebilirisin.” Buyurunca huzurdan mahzün, mahzün ayrılır, Kendi kendine “Üsdadım Mübarek zat çağırdı bir şey demedi. Bir şey demeyecekti niçin çağırdı” düşünceleri ile Beyazıt'taki sahaflar çarşısından, Abdülkadir Geylani Hazretlerinin hatıralarını anlatan farsça kitabı alıp trene binerek yola revan olur. İçindeki Müşarun ileyh düşünceler ile kitabı okumaya başlar. Bir ara “Ben ne yapıyorum” diye irkilip kitabı kapatır. Kitapta şu hadise anlatılıyordu. Abdulkadir Geylani Hazretleri her yıl okuttuğu talebeleri hizmete gönderiyordu. Bir tanesine hizmet vermiyordu. Hizmet isteyince ”sen yeni gelecek talebelere helva pişir” diyordu. Üç dönemdede hizmet alamayan bu talebe mahzun bir vaziyette helva karıştırırken, Küfe’den bir heyet huzura gelir. Hasbü halden sonra heyetin sözcüsü “Efendim. Sizlere ömür, bizim Valimiz vefat etti. Halkımız Valimizin, illa sizin talebelerinizden olmasını istiyor. Talebelerinizden birini Vali olarak bize verebilirmisiniz, taleplerine hayır veremem talebem yok, Heyet Efendim yeni gönderdiğiniz talebelerden birini bize sevk buyurun, oraya sonra gönderirmisiniz taleplerinede “olmaz” cevabı veriliyordu. Aşırı ısrar üzerine, Şu bizim helvacıyı çağırın buyurdu. Talebe geldi. “Evladım. Bak, Küfeliler seni Vali olarak istiyorlar. Tek şartla Vali yaparım. Kabul mü” “Kabül” efendim diyor talebe. Abdülkadir Geylani hz.ri “Ne kazanırsan ortak olacak.” “Tamam Efendim.” diye ahit verip heyetle beraber Küfeye gider, Çok gayretli, cana yakın. Âlim birisi oluşu ile temayüz eden talebe, çok büyük hizmetler yapıyordu. Kendisini de evlendirmişler. Huzurlu bir yaşantısı vardı. Bir gün, Küfede Abdülkadir Geylani Hazretlerinin geleceği haberi yayılınca herkesi bir heyecan sardı. Kuşluk vakti teşrif eden mübarek zat, öğle, ikindi ve yatsı sohbetleri ile halkın gönüllerini ihya ediyordu. Yat vakti gelmiş, talebesi Vali ile beraber baş başa kalmışlardı. Manevi sınav başlıyor, Abdulkadir Geylani Hazretleri “Evladım şartımızı unutmadın değil mi, Buyurunca Unutmadım efendim. Şu kadar akçe, şu kadar dinar, şu kadar dirhem, bu kadar gayrimenkul var, Mübarek, Başka yok mu der, Vali “yok” diye cevap verir, Hani Evladım var diyordun. Vali, O da Cenabı Hakkın ihsanıdır. Mübarek Onu da paylaşacağız buyurur. Evvela latife zanneden Vali, Aldığı ciddi emir üzerine çocuğunuda huzura getirmişti. Eline bıçağı alan Abdulkadir Geylani Hazretleri, tekbir getirmeye başlayınca,Vali kuşağındaki hançeri mübareğe saplamak için eline alınca.Kendisini talebe iken karıştırdığı helva kazanının başında bulur, Tabiki O esnada ne makam, ne mevki, ne para, ne pul, ne evlat, ne çoluk-çocuk hiçbir şeyi kalmaz. Hamza Bey Amcamız bu hatırayı okur okumaz “Ne yapıyorum ben, Üstazım çağırırsa çağırır. Bir şey demez, gönderir. Bana da itaat yakışır. Diyerek mahzun-ul hal ve münkesir-ul bal olarak Denizli’ye gelir. Ama ortalık toz dumandır. Çünkü kendisi her tarafta aranmaktadır. Tavas’a iner inmez soluğu emniyette almıştır. Emniyet Amiri “Birde Tavas’ın eşrafından oluyorsun. Kaymakamın evini taşlatıyorsun. Gençler “tamam” dedikçe; “Hayır, kiremitler de kırılacak” diyorsun. Yakışır mı bu eşraflığa.” şeklindeki kin ve nefret dolu ifadeleri dinlerken Hacı Hamza Bey Amca cebindeki tren biletlerini amirin masasının üzerine koyar, Biletleri inceleyen Amir, bu iftiranın asılsız olduğunu anlamış ve komplo olduğu açığa çıkmıştı. Zaman zaman bu hatırayı anlatan Bey amcamız “Efendi Hazretleri evladım bir sıkıntı görmesin” diye yanına çağırıyor. Ben ise “çağırıyor. Bir şey demiyor. Bir şey demeyecekti. Niçin çağırıyor. Düşüncesi içerisinde oluyorum.” Diye üzüntüsünü ve mutluluğunu beyan ederlerdi.... #ALLAHİM SEFAATLERİNE NAİL EYLESİN DUALARDA BULUŞMAK ÜZERE FİEMANİLLAH. Alıntı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
“Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâze'lcelâli ve'l-ikrâm“ Sözünü her namaz bitiminde selam son...
-
*SEHERLERDE UYANIK OLMANIN SIRRI, CENAB-I HAK KİMDEN RAZIDIR!* "Bir İnsan Cenab-ı Hakk’ın kendisini sevdiğini nasıl bilir? Seher vaki...
-
Bor Mucizesi dr.ceylan kayalı teşekkür ederim BOR 1.*Boraks/Borik Asit Kullanım Tarifi:* (Ne İçin Kullanılır, Nasıl Kullanılır.) 💡 _(Bura...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder