30 Kasım 2024 Cumartesi

prostatı

 Eğir kökü (toz halinde) ,ile kereviz tohumunu yarımşar tatlı kaşığı ayrı ayrı 1 bardak suda 1-2 dk. kaynatın bir defada ayrı ayrı için bunu düzenli olarak 1 ay devam edin 15-20 gün içerisinde prostatı eritir.

ŞEKER HASTALIĞI İÇİN

 ŞEKER HASTALIĞI İÇİN STEVİA BİTKİSİNİ TEMİN EDİN 1.5 LİTRE SUYA 2 YEMEK KAŞIĞI DÖKÜP 5 DK.KAYNATIN,SABAH AKŞAM 1 YUDUM İÇİN İNSÜLÜN, HAP OLAYINI BİTİRİN

AĞIZDAN SALYA GELMESİ (GECE UYURKEN)

 Günde 1 adet ayva ile 1 salkım taze üzüm 10-15 gün kadar yenirse bu rahatsızlıktan eser kalmaz.

2. tedavi şekli olarak 50 gr mercimek
20 gr sumak ile kaynatılıp ağızda gargara yapılır

GÖĞÜSTE ŞİŞLİK

 Baklayı lapa haline getirip şişliğin üzerine koyup bağlayın

2- Yine etkili bir uygulama cevizi lapa yapın göğüs üzerine bağlayın

KIRIŞIKLIK VE CİLT GÜZELLİĞİ:

 Gül suyu : Bunu uygulamak isteyen arkadaşlar özellikle gerçek gül (bahçelerde kalın kadife türü gülden bahsetmiyorum) kokulu gül suyunu çıkarıp hergün sabah akşam kırışık olan cilde pansuman yaparlarsa kırışıklıklar yok olur ,yumuşak ve güzel bir cilt meydana çıkar denenmiştir.

İKTİDARSIZLIK (ERKEKLERDE):

 Bal (kaliteli ) 500 gr

Akırıkarha 45 gr
Darülfülfül 45 gr
Zencefil 45 gr
Yumurta sarısı 20 adet (köy yumurtası makbuldur)
Bal ve yumurtanın dışındakiler toz haline getirilir,, bal ve yumurtanın sarıları ateşte tam ısıtıldıktan sonra diğer karışımlar ilave edilerek macun haline getirilir, saabah öğle ve akşam yemeklerden evvel 1 tatlı kaşığı yenir.

DİŞ ETİ İLTİHABI:

 Narı makinede sıkarak suyunu çıkarın, günde 5-6 kez 1 yudum alınarak ağızda 1-2 dakika gargara yapın,şimdi tam mevsimidir.

BİT:

 Ilgın ağacı: Bu ağacın dal ve yapraklarını 3-5 litre suda kaynatıp yıkanın , bir kaç kez devam edilirse bitleri yok eder.

MACUN (ERKEKLER İÇİN):

 MACUN (ERKEKLER İÇİN):

Daha önce yazmıştım arada bir bu tarifleri paylaşacağım ilgilenenler not alabilirler.
Isırgan tohumu 150 gr
Havlıcan 10 gr
Bal 500 gr
Günlük 30 gr
Zencefil 10 gr
Bunları döverek toz haline getirin sonra bal ile karıştırıp macun yapın akşamları 1 tatlı kaşığı yenirse güç 4 misline çıkar. taabii çok daha kuvvetli ve etkilileride var ama hem içeriklerini teminde hemde kaliteli bal bulmakt

KANSIZLIK

 Isırgan ,karahindiba bilinen uygulamalardır sizlere değişik tarif veriyorum herkes evde rahatlıkla yapabilir.

Karabiberle kuru üzüm yiyin,et suyuna bal karıştırarak için,Bulgur pilavını hoşaf la birlikte yerseniz çok güzel kan yapar.

DİNÇ KALMAK (HALSİZLİK):

 100 gr yabani gül ile kuşburnu reçel yapılarak günde 1 tatlı kaşığı yiyilirse kişi dinçleşir.

ÇOCUKLARDA YATAĞA İŞEME:

 Denenmiş bir tedaviyi sizlere sunuyorum özellikle herhangibir rahatsızlığı olmadığı halde gece altına kaçıran çocuklar için etkili bir ilaç

Eşit oranda at kuyruğu ile kantaronu karıştırın 1 dolu çay kaşığını bardağa döküp üzerine kaynar su doldurun 10 dk .demlensin süzüp içirin akşamları yemekte kuru şeyler yesin kısa müddet sonra işeme olayı bitecektir.

ÖKSÜRÜK


Şeytan tersi diğer adı hıt hıt olan bu bitkinin birde reçine halinde olanı var onu ufaltıp 1 çay kaşığını yumurtayla karıştırıp için

ÖLÜMÜ HATIRLAMAK: Vefat eden bir mü'min üzerine cenaze namazı kılmak, onu kabrine dek uğurlamak, arkasından hayır duâ etmek, Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarındandır.

 ÖLÜMÜ HATIRLAMAK:

Vefat eden bir mü'min üzerine cenaze namazı kılmak, onu kabrine dek uğurlamak, arkasından hayır duâ etmek, Müslümanın Müslüman üzerindeki haklarındandır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: Her kim inanarak ve mükâfâtını Hz. Allah’tan bekleyerek bir Müslümanın cenazesinin ardınca gider, cenaze namazı kılınana dek onun yanında bulunur ve defnedildikten sonra oradan ayrılırsa elbette iki kırat ecir ile ayrılır. Her kırat, Uhud Dağı kadardır. Her kim de cenaze namazına iştirak edip definden evvel ayrılırsa o da bir kırat ecir ile ayrılır. (S. Buhârî)
İbn-i Abbas’dan (r.anhümâ) şöyle rivayet olundu: “Mü'min bir kimse, kabrine girdiğinde verilen ilk hediye, kendisi üzerine cenaze namazı kılanların mağfiret olunduğu müjdesidir.” (Dârekutnî)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: Tabuta konulan her ölü, Hazret-i Allâh’ın işitmesini istediği herkesin işiteceği şeyleri konuşur. Der ki, ‘Ah kardeşlerim! Ah benim naaşımı taşıyan dostlarım! Dünya hayatı beni aldattığı gibi sizleri de aldatmasın. (Vazifelerimi yapmak için daha) zamanın olduğu düşüncesi beni oyaladığı gibi sizi de oyalamasın. Kazandıklarımın hepsini vârislerime bıraktım. Hâlbuki Deyyân olan Hazret-i Allah, hesap günü beni onların hepsinden hesaba çekecek. Sizler şimdi beni âhirete uğurluyor ve beni terk ediyorsunuz (mutlaka bir gün sizler de benim yerimde olacağınızı unutmayın.)’ (el-Câmiu’l-Kebîr)
Ölü, kendisini kimin yıkadığını, kimin kefenlediğini, tabutunu kimin omuzladığını bildiği gibi vefatından sonra kabrini kimin ziyâret ettiğini de bilir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Uhud’da, Mus’ab bin Umeyr ve diğer şehitlerin yanında durarak: “Ben şehâdet ederim ki: Sizler, Hazret-i Allah indinde dirisiniz.” buyurdular ve onları ziyaret edin ve (ziyarete gittiğinizde) onlara selam verin. Nefsim kudretinde olan Allâhü Teâlâ’ya yemîn ederim ki (onlar) kendilerine selam verenlerin selamını alırlar. Bu kıyâmet gününe dek böyledir.” buyurdular. (M. Evsat)
Bir gün Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cenâze namazı için Ashâb-ı Kirâm’ın bulunduğu yere geldiler. Dişleri görünecek kadar yüksek sesle gülen bazı insanlar gördüler. Buyurdular ki: “Doğrusu siz lezzetleri yıkan ölümü çokça hatırlasaydınız o, sizi böyle gülmekten alıkoyardı.” (Sünen-i Tirmizî)
قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: زُرِ الْقُبُورَ تَذْكُرْ بِهَا الْآخِرَةَ وَاغْسِلِ الْمَوْتَى فَإِنَّ مُعَالَجَةَ جَسَدٍ خَاوٍ مَوْعِظَةٌ بَلِيغَةٌ وَصَلِّ عَلَى الْجَنَائِزِ لَعَلَّ ذَلِكَ يَحْزُنُكَ فَإِنَّ الْحَزِينَ فِي ظِلِّ اللهِ يَتَعَرَّضُ كُلَّ خَيْرٍ. (فيض)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Kabirleri ziyâret et, onlarla âhireti hatırlarsın. Cenâzeleri yıka. Zîrâ ruhtan ayrılmış ceset ile uğraşmak (yıkayıp kefenlemek) en tesirli nasîhattir. Cenâzeler üzerine namaz kıl, umulur ki bu seni hüzünlendirir. Ve muhakkak hüzünlü kimseler, Allâhü Teâlâ’nın (Arşı’nın) gölgesinde bütün hayırlara nâil olurlar.” (Feyzü’l-Kadîr)
KABİR ÂLEMİ
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
"Mü'minin kul artık dünyâya vedâ edip âhirete yöneldiği zaman yanına yüzleri güneş gibi bembeyaz parlayan melekler gelir. Yanlarında cennetten getirdikleri kefenler ve güzel kokular bulunur. Göz alabildiği yere otururlar. Ardından ölüm meleği gelip ölmek üzere olan kişinin baş ucuna oturur. Ona 'Ey mutmainne olmuş (tevhid ve ihlas ile itaat eden) nefis! Çık o bedenden; Rabbi'nin mağfiretine ve rızâsına kavuş.' der.
Ruh, bir su kabından damlayan su gibi çıkıp gider.
Melekler bu ruhu alıp göz açıp kapayıncaya kadar onun cennet kefeni ve kokularıyla süslerler. Ondan, yeryüzündeki kokuların en güzeli saçılmaya başlar...
Sonra onu dünya semâsına kadar getirirler. Kapıların açılmasını ister; kapılar açılır.
Melekler onu güzel karşılar ve uğradıkları her semâdan öbürüne kadar her tabakadan bir kısım melek yedinci tabakaya vardıklarında Allâhü Teâlâ meleklerine, "Onun kitabına, 'illiyyun'a cennete gireceklerdendir. 'diye yazın
Sonra onu tekrar yeryüzüne indirin. Onları topraktan yarattım, oraya döndüreceğim ve bir kere daha oradan çıkaracağım. "buyurur.
Ruh cesedini iâde edilir ve iki melek gelir, Rabbin kim? 'der 'Rabbim Allah. ' 'Dinin İslam.' Size gönderilen kişi hakkında ne dersin? 'O (Muhammed Mustafa) Allâh'ın Resulü'dür, ona îmân ettim ve onu tasdik ettim. 'der. Sonra bir ses gelir: "Kulum doğruları söylemiştir. Ona cennet yataklarından bir yatak serin; cennet elbiseler giydirin. Cennete açılan bir kapı açın ki, oranın güzel kokuları kuluma da gelsin!"
Kulun kabri göz alabildiğine genişletilir. Bundan sonra güzel yüzlü, güzel kokulu bir adam çıka gelir. Ona, 'Seni sevindirecek bir müjdeyle geldim. Zirâ bu gün sana vaad olunan gündür. 'der. Adam sorar: 'Sen kimsin?' 'Ben senin salih amellerinim.' Bunun üzerine adam: 'Ey Rabbim! Bir an evvel kıyameti kopar da cennetteki âileme ve hizmetçilerime kavuşayım diye duâ etmeye başlar." (Hayat Rehberi)
Abdullah İbn-i Ömer (radıyallâhü anh), Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu anlatıyor: "Sizden biri ölünce gideceği yer kendisine sabah akşam gösterilir Şayet ölen kişi cennetlik ise, cennetteki yeri, cehennemlik ise cehennemdeki yeri gösterilir ve kendisine: "Allah, seni kıyâmet gününde yeniden diriltinceye kadar bu senin kalacağın yerdir." denir. (Buhârî)
CENAZEYİ KABRİNE TAŞIMAK
Cenazeyi omuzlar üzerine alarak kabirlerine kadar taşımak, onların haklarında gösterilen en büyük hürmet alâmetidir. Böyle bir hareket, insaniyetin şeref ve yüceliğine yapılan büyük bir riâyeti ifade etmektedir. Cenazeyi, ızdırap vermeksizin omuzlar üzerinde süratlice götürmelidir.
Cenazeyi takip edenler, hayatın âkıbetini düşünmeli, huşû içerisinde olmalıdır. Bu kimselerin gülüşmeleri, dünyevî şeyler hakkında konuşmaları doğru olmaz. Hattâ zikir (tekbir ve tehlil) ile veya Kur’ân-ı Kerîm okuyarak seslerini yükseltmeleri bile tahrîmen mekruhtur. Cenazeyi buhurlar, mumlar yakarak takip etmek mekruhtur.
Cenaze için gözyaşı dökerek ağlamakta ve kalben mahzûn olmakta bir mahzur yoktur. Ancak lüzumsuz sözler söylenmesi doğru değildir. Cenaze için feryat etmek, yaka yırtmak, yüz tırmalamak, saç yolmak, dizlere vurmak gibi şeyler takdîr-i İlâhî’ye karşı isyandır ve haramdır.
Cenazeyi takip edenler, namazı kılmadan dönmemelidir. Dönmek icap ediyorsa cenaze sahibinin müsaadesi alınmalıdır. Cenaze merasimine iştirâk eden Müslümanların bir kısmı, cenaze namazını kılarken, diğer bir kısmının kılmaması uygun bir hareket değildir.
Kabirlerine götürülen cenazelere el kaldırıp selâm vermek, cenazelere çiçek ve çelenk göndermek ve cenazenin resmini taşımak da uygun değildir ve dînen bir aslı yoktur.
Kadınların, cenazeleri takip etmeleri, kabre taşıma ve defin işlerine iştirâkleri tahrîmen mekruhtur. Bundan dolayı sevaba değil, günaha girmiş olurlar. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kadınları bunlardan menetmiştir.
Cenaze kabre götürülüp omuzlardan indirilince cemaat, bir mahzur yok ise otururlar, bundan önce oturmaları mekruh olduğu gibi bundan sonra ayakta durmaları da mekruhtur.
Defni, gündüz yapmak müstehâbdır, fakat zarûret hâlinde gece yapılmasında da bir mahzur yoktur. (Cenâze Ahkâmı, Iskât ve Devir, Fazilet Neşriyat)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَسْرِعُوا بِالْجَنَازَةِ فَإِنْ تَكُ صَالِحَةً فَخَيْرٌ تُقَدِّمُونَهَا اِلَيْهِ وَإِنْ تَكُ سِوَى ذٰلِكَ فَشَرٌّ تَضَعُونَهُ عَنْ رِقَابِكُمْ. (خ)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Cenazeyi süratlice (lâkin koşmadan) naklediniz. Eğer bu cenaze, sâlih bir kimse ise (onun hâli) hayırdır; onu (bir an önce hayra) ulaştırmış olursunuz. Eğer bu cenaze, iyi bir kişi değilse, (onun bu hâli de) bir şerdir; (bir an evvel) omuzlarınızdan atmış olursunuz.” (Sahîh-i Buhârî)


"Sabah 3 defa, “Eûzü billahis-semiil alim-i mineşşeytânirracim” diyerek Haşr suresinin son üç âyetini okuyana, 70 bin melek, akşama kadar dua eder. O gün ölürse şehid olur. Akşam okursa yine aynı şeylere kavuşur." [Tirmizi]

 




Sesinizde sorunmu yaşıyorsunuz

 SESİNİZDE SORUNMU YAŞIYORSUNUZ MÜKEMMEL SESİ YAKALAYIN m.ulaş

Sağlığımızın müthiş şifreleri
Sesinizde sorunmu yaşıyorsunuz
zencefil çayı demleyin 1 su bardağı sıcak suyla 1 çay kaşığı koyun 30 dakika demleyin 10 damla kırmızı kantaron çayı veya yağı damlatın 1 satte yudum yudum ağzınızda bekleterek için günde 1 seferde yumurta sarısı için çiğ olarak bir adet 1 saat üzerine bişey yiyip içmeyin
25 gün sonra sesiniz mükemmel olacak aç tok fark etmiyor m.ulaş
Şifa olsun şifa Allah tan Rabbim tüm hastalara şafi ismiyle şifa versin inşallah Amin

Safra kesesi taşından basitçe kurtulun

 Safra kesesi taşından basitçe kurtulun

Sağlığımızın müthiş şifreleri m.ulas
Safra kesesi taşı büyük değil küçük ise keten tohumu yağı 2 yemek kaşığı zeytinyağı 2 yemek kaşığı kadar olsun yarım limon sıkın için 7 gün kadar için dökülür taşlar ayricada 1 cm den büyük taşlar için ayrica kirkkilit otu ve pelinotu soğan kabuğu çayı demleyin 1 su bardağı sıcak suya aç için 2 saat aç durun sabah aksam uygulayın safra çamuru ve taşlarıda eriterek yok edersiniz 2 ay uygulayın eriterek yok edersiniz taşlarıda şifa Allah tan kul vesile saygılar hepinize m.ulas

100 gr hakiki tereyağına fındık

 MÜTHİŞ YÖNTEMLE KREÇLENMENİZDEN EKLEM AĞRILARINIZDAN SİYATİĞİNİZDEN KAS AĞRILARINIZDAN BEL BOYUN AĞRILARINIZDAN KURTULUN M.ulaş

Sağlığımızın müthiş şifreleri sayfamda tüm bilgiler okuyun
100 gr hakiki tereyağına fındık kadar 3 adet çam reçinesi koyun bir tutam çam iğnelerinide içine koyun 60 derece sıcaklıkta fırında eritin karıştırın süzün soğusun kreminiz hazır
ağrıyan eklemlerinize kaslarınıza iyice ovarak sürün iyice yedirin ovun sürdüğünüz yerleri streçle sarın 2 saat dursun ağrıların gittiğini göreceksiniz kireçlenme siyatik eklem bel boyun ağrılarınızı gideriyor 20 gün kadar yapın ağrılarınızdan kurtulun
D vitamini de almayı unutmayın ayrıca gurupta kuyruk yağıyla olan tarifide var okuyun karaciğerinizide onarın sağlık kalıcı olsun şifa Allah tan saygılar m.ulaş

göz tedavisi için göz tansiyonu

 KANTARON YAĞIYLA GÖZ TEDAVİSİ

Kantaronla göz tedavisi için göz tansiyonu göz kuruluğu göz çapaklanması ve kornea onarılması için göz dereceleri gözde katarakt gözde oluşan sarı nokta hastalığı olanlar tavuk karası olanlar gece körlüğü olanların gözler için kantaron yağını 2 şer damla damlatın ilk 15 dakika yakar geçer 2 saat puslu görürsünüz sonra geçer zamanla devam ederken göz tedavimiz kantaronu damlattığımızda yakma azalarak devam eder iyileşincede tamamen geçe ve yakma olayı olmaz anlayınki iyileştiniz gözden. Eğer göz rahatsızlığı doğuştan varsa ona kantaron fayda etmiyor. Şifa Allah tan geçmiş olsun saygılar
M.Ulaş

29 Kasım 2024 Cuma

MUĞÎRE BİN ŞÛBE (R.A.) Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) hâdimlerinden birisi de Muğîre bin Şu‘be es-Sekafî radıyallâhü anh’tir. O, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in silahtarı mesâbesinde idi. Muğîre (r.a.), Hudeybiye Musâlahası’ndan hemen ö

 MUĞÎRE BİN ŞÛBE (R.A.)

Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) hâdimlerinden birisi de Muğîre bin Şu‘be es-Sekafî radıyallâhü anh’tir. O, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in silahtarı mesâbesinde idi. Muğîre (r.a.), Hudeybiye Musâlahası’ndan hemen önce Müslüman oldu. Bundan sonraki bütün gazalara katıldı.
Hudeybiye günü çadırda anlaşma şartları görüşülürken Resûlullâh’ın (s.a.v.) yanı başında durmuş, kılıcını da hazır tutmuştu. Kureyş adına elçilik heyetiyle birlikte gelen amcası Urve bin Mes’ud es-Sekafî, Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ile konuşurken Arap âdetince elini hep Resûlullah’ın sakalına uzatıyordu. O, elini Resûlullah’ın sakalına uzattıkça, Muğire (r.a.) da kılıcın kabzasıyla amcası Urve’nin elini dürtüyor ve: “Ben, senin elini koparmadan önce, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in sakalından elini çek istersen!” diyordu.
Kendisi Tâif’te doğmuştu. Tâifliler Müslüman olduktan sonra, Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Tâiflilerin Lât ismindeki putunu yıkmaları için onunla birlikte Ebû Süfyan’ı (r.a.), Tâif’e göndermişti.
Muğîre (r.a.), Arap dâhîlerindendi. Şa’bî (rah.) onun, “Beni bugüne kadar hiç kimse mağlup edemedi.” dediğini işitmiş ve nakletmiştir. Muğîre (r.a.) Hazretleri, Hicret’in 50. senesinde vefat etmiştir.
Ashâb-ı Kirâm’dan Ebû Ganem (r.a.) şöyle anlatmıştır:
“Ben, Peygamberimizin cenaze namazında bulundum. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) kabrine konulduğu zaman Muğîre (r.a.): ‘Resûlullâh’ın ayak kısmından birazının lahdi açık kalmıştı, neden düzeltmiyorsunuz?’ dedi.
‘Sen gir de düzelt.’ dediler. O da kabre girdi ve Resûlullâh’ın (s.a.v) mübârek ayaklarına elleriyle meshetti ve lahdi kapattı. Sonra: ‘Toprak atın.’ dedi. Toprak Muğîre radıyallâhü anh’ın ayaklarının üzerine kadar ulaşınca kabr-i şerîften çıktı. Bu esnada:
‘İşte aranızda, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem ile en son şereflenen kişi ben oldum.’ diyordu.” (Hayat Rehberi)
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: شِعَارُ الْمُسْلِمِينَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَى الصِّرَاطِ اللّٰهُمَّ سَلِّمْ سَلِّمْ. (ك)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:
“Müslümanların, kıyâmet günü Sırât üzerinde alâmeti ‘Allâhümme sellim sellim’ (Allâh’ım Sırat’ın zararlarından, âfetlerinden, dehşetli korkularından selâmet ver,selâmet ver!) sözüdür.” (Hâkim, el-Müstedrek)


 









 




İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Ölmek felaket değil, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek, tedbirini almamak felakettir.)

 





 

 



NİSAN YAĞMURU İLE GELEN ŞİFÂ Şifalı olan Rumi nisan yağm

 NİSAN YAĞMURU İLE GELEN ŞİFÂ

Şifalı olan Rumi nisan yağmurları, Nisan ayının on dördünde başlar, Mayıs ayının on üçünde biter.
Bu zaman içinde yağan yağmurlara “Nîsân yağmuru” denir ve bir çok hastalığa deva olup bir çok faydası vardır.
* Yılanların zehiri, Balıkların incisi, Hatta bal arısının balı gibi pek çok harikulade nimet hep bu yağmurun suyundan oluşur.
* Nisan yağmuru zahmetlere rahmet, dertlere devâ, hastalılara şifâdır.
* Sular içerisinde en saf su Nisan yağmurunun suyudur.
* Nisan yağmuru ile mayalanan yoğurt tutar. (Tecrübe ile de sabittir)
* Nisan yağmurunda ıslanan yeni elbise çürümez. Saç dökülmez. Hele okunan! Nisan yağmuru suyu, Allâh’ın izniyle sar’a hastalığına şifâ, Ruh hastalıklarına deva, Ağrıları gidericidir. Nisan Yağmurunun faydalı ve şifalı olduğuna dair hadisi şerifler vardır.

Nisan yağmuru hakkında Hadisi şerifler:

Peygamber Efendimizden (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) rivayet olundu ki;
"Cebrail (Aleyhisselâm) bana öyle bir ilaç öğretti ki, o ilaç sayesinde insanların doktorların ilacına hiç ihtiyaç kalmaz.

Eshâbı Kirâm o ilaçtan bizede haber ver Ya Rasûlullah dediler: Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselâm) "Nisan yağmurunu toplayınız .
Ona; 70 Ayetel Kürsi,
70 Fâtiha-i Şerife,
70 defa İhlâs-ı Şerif,
70 defa Felâk,
70 defa Nâs Sûresini
70 defa tesbih duâsını "Subhanallahi vel hamdu lillâhi ve lâ ilâhe illellâhu vallâhu ekber. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm." Sonra yedi gün devamlı olarak sabah akşam birer bardak içiniz. Beni hak Peygamber olarak gönderen Cenabı Hakka yemin ederim ki,Cebrail bana dediki;Bu sudan içen kimsenin cesedinden , damarından, sinirinden, etlerinden o kimseye ağrı, acı veren rahatsızlığını Cenab-ı Hak giderir, O kimseye sıhhat ve afiyet verir.

Yine Başka bir Hadisi şerifte:
"Beni hak Peygamber olarak gönderen Allaha Yemin ederim ki, Çocuğu olmayan bir erkek, bu sudan hanımına içirse, Allahü Teâla’nın izni ile Hanımı hamile kalır. Hanımının başı ağrıyan bir erkek bu sudan hanımına içirirse, bu su ona sıhhat için yeterli olur. İçen kimsenin balgamını keser. Rüzgar ona zarar vermez. Çirkin haller kendisine isabet etmez. Bel ağrısından, karın ağrısından,şikayeti kalmaz.Alaca hastalığından korkmaz.göğüs ağrısı çekmez.kalbine gelen vesvese (evham) gönlünden çıkar gider. Kendini çok beğenmek, haset, kibir, düşmanlık, gıybet ve koğuculuk (gibi manevi hastalıklar dahil), dünyada yaşayan her fani (geçici)olanlar için Allahü Teâla’nın izni ile fayda vericidir."(tefsir-i Kebir.Kuran tefsiri)

Ayrıca, Kur'an-ı Kerim ve Ezan-ı Muhammedi okunurken, düşman korkusuyla karşılaşınca, yağmur yağarken ve zulme uğrayınca yapılan duâlar kabul olunur (Teberânî)

Hz.Enes (Radıyallâhu Anh) anlatıyor :Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ile birlikteyken , yağmur yağmıştı, hemen başını açtı ve "Yağmur Rabbimin yeni yarattığı ve indirdiği Rahmettir" dedi.

Diğer bir rivayette ise, Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)'in elbisesini açtığı bildirilmiştir. (Müslim 2/615,Ebu Davud 5/3309)

Ebu Hureyre (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ve sahabeleri senenin ilk yağmuru yağdığında, gökteki ilk damlalara, (değmesi için) başlarını açarlardı ve Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Şöyle derdi: "Yağmur, rabbimizin en son, ve yeni yarattığı bir mahluktur ve bereketi en çok olandır." (Ebu şeyh ,Ahlakun-Nebiyyi 823

❗NOT: Nisan yağmurunu alma şekli: Kap yüksek bir yere konmalı, yağmur direk kaba dökülmeli, oluktan olmaz.


Köpek evcil de olsa taharetini ağzı ile yapıyor. Çoluk çocuk da onunla öpüşüyor. Sonra ,enerjim düşük diye sağlık kuruluşuna başvuruluyor. En çok parazit bu hayvanlarda var. Parazit kapan bir canlı ancak o parazitten ölünce kurtulabiliyor. Evde köpek beslenmemeli. Kedi eve uygundur ama o da günde en az bir iki defa açık havaya çıkarılmalıdır. Apartman dairesinde hapsedilmiş evcil hayvanın durumunu siz düşünün artık. Parazİt için aşı var diye yazan arkadaşlar olmuş. Aşının kendisi zararlı zaten, parazit ilaçları da en ağır toksik madde... tanımlanmamış parazit bilinenin milyon katı zaten. Savunma yapacağımıza kendimize ayar verelim. Bunlar pet shop milyar dolarlik bir pazar olusturuyor. Fakir toplumumuzda büyük insandan daha fazla masraf gerektiriyor.Mama firmaları dev holding olmuş.

 


Hicri takvim neden 355 gün? Ayın dünya etrafındaki devri, yani bir Kameri Ay (güneş ayı) yaklaşık 29.5 gün sürer. Bunu 12 ile çarparsak bir Kameri Yıl'ın 354 gün olduğunu görürüz. Yılın gün sayısını 12 aya düzenli dağıtırsak, Kameri Takvimde 6 tane 29 günlük, 6 tane 30 günlük ay olması gereği ortaya çıkar.

Domuz eti 2006'da kasaplık hayvan oldu olalı heryer domuz doldu dikkat !!!

 


*🌹Kuşların en acâibi* 1- *Baykuş:* Güzel olduğu için nazar değebilir endişesiyle gündüzleri gözükmez. Kendisinin güzel olduğunu düşündüğü için geceleri ortaya çıkar. 2- *Turna Kuşu:* Yere iki ayağıyla değil, bir ayağıyla basar, bastığı yerin çökeceği endişesiyle ağırlığını ayağına vermez. 3- *Mâlik Hâzin Kuşu* balıkçılgillerden bir kuş, Nehir ve kaynak sularının yakınlarında yaşar, Su biter korkusuyla doyasıya su içmez, Bu yüzden susuzluktan ölür, bir benzeri de Taberistan’da (İran’ın kuzeyinde) yaşayan bir böcek, Toprakla beslenir, toprak biter de açlıktan ölürüm korkusuyla doyasıya toprak yemez. Fakir (Bursevî) der ki: Bu kuş ile böcek, servet sahibi cimri olanların hâline işarettir, böyle zenginler, servet sâhibi oldukları halde, malları tükenecek korkusuyla karınlarını doyuramazlar. (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, Yusuf Suresi, Âyet 67)

İki lafzı celal arası yapılan dualar geçerli.yalniz bu cemaziyel evvel aynin 8.gunu ..o da geçti bugün 9.uncu günü.

 Tagva-ehli:

AHBAB HOCA EFENDİNİN DEFTERİNDEN NOTLAR
1- Allah için biri birlerini seven iki arkadaş bir kağıt üzerine (لاَ اِلَهَ ِالاَّ اللهُ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ) yazar ve Kelime-i tevhidi 1000 defa okuduktan sonra (مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ) bir tarafa, (لاَ اِلَهَ اِلا اللهُ) diğer tarafa gelecek şekilde ortadan kesilir. Bir tarafını kendisi diğer tarafını arkadaşına verir. Biri gurbete gitse, aradan 60 sene geçse, bu kâğıtları kaybetmediği müddetçe, buluşmadan vefat etmezler.
2- Mahkemeden berâet etmek için ( وَللهُ غَالِبٌ عَلَى اَمْرِهِ ) 1461 defa ve her yüzüncüde ( وَللهِ غَالِبٌ عَلَى اَمْرِهِ ) kasem yapılarak okunur.
3- Müşkil vaziyette kalındığında o işin hal ve âsân olması için boy abdesti ile 1001 Salat-ı Münciye ve günde 500 Kelime-i Tevhid getiren kula, Mevlâ avuç açtırmaz müşkilini âsân eder.
4- Afat-ı semâviyye ve arazıyye esnasında ve şiddetli yağmur anında, mahfuz kalmak için rabıta ile ( حَوَالَيْنَا وَلاَعَلَيْنَا ) okunur veya rabıta ile İhlas-ı şerife devam edilerek afattan tarafa üflenir.
5- Nazar için; وَاِنْ يَكَادُالَّذِينَ كَفَرُوا لِيُذْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌ وَمَا هُوَ الاَّ ذِكْرٌ لِلْعَالَمٍ 7defa okunur ve yazılır. Su geçirmemek şartı ile üç kat naylon ile sarmak kâfidir.
6- 29 Fatiha-ı Şerife, 29 Sure-i li imran’ın 154. 1 Yasin-i Şerif ve Sure-i Feth’in 29.ayeti 29 defa okunur.Erkâna riayetle Cenâb-ı Hakka yapılan dualar kabul buyurulur veya kul için hayırlı zamana tehir edilir. Duam kabul olmadı diye me’yus olmak lazım gelmez.
ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً نُعَاساً يَغْشَى طَائِفَةً مِنْكُمْ وَطَائِفَةً قَدْ اَهَمَّتْهُمْ اَنْفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِاللهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِ يَقُولُونَ هَلْ لَنَا مِنَ اْلاَمْرِ مِنْ شَئْ ٍقُلْ اِنَّ اْلاَمْرَ كُلُّهُ لِلَّهِ يُخْفُونَ فِى اَنْفُسِهِمْ مَا لا يُبْدُونَ لَكَ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ اْلاَمْرِ شَْئٌ مَا قُتِلْنَا هَهُنَا قُلْ لَوْ كُنْتُمْ فِى بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمْ الْقَتْلُ اِلَى مَضَاجِعِهِمْ وَلِيَبْتَلِىَ اللهُ مَا فِى صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِى قُلُوبِكُمْ وَاللهُ عَلَيْمُ ْبِذَاتِ الصُّدُورِ)
(مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ اَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ تَرَيهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللهِ وَرِضْوَاناً سِيمَاهُمْ فِى وُجُوهِهِمْ مِنْ اَثَرِ السُّجُودِ ذَالِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرَاتِ وَمَثَلُهُمْ فِى اْلاِنْجِيلِ كَذَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْئَهُ فَاَزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّاَر
وَعَدَاللهُ الَّذِينَ اَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفَِرةٍ وَاَجْراً عَظِيماً)
7- Hastaya şifa için 11 tekbir ve 19 Cünnet-ül Esma besmele ile (فَرْدٌ حَىٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ ) (سَلاَمٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ ) okunur.
Tehlikeli zamanda (لَقَدْ جَائَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ الايه ) okunur.
Sabah akşam Cemâl-i ilâhi görmek için ( عَنَتِ الْوُجُوهِ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ ) okunur.
Korkulu yerden emniyetle geçmek için ( وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ اَيْدِيهِمْ سَدّاً وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَدّاً ) okunur.
8- Kur’ân-ı Kerim de 8. cüz’ün 2. yani Sure’i Enam’ın 144. ayeti kerimesinde birbirini müteakip iki lafza-i celâl vardır. Hatim olmak şartı ile Kur’anı Kerim-i okurken oraya geldiği zaman 66 defa Lafza-i celâl okunur ve dua edilirse mutlaka kabul müstecap olur.
9- On iki sarı lirası olana Zekât, altı sarı lirası olana Kurban vacip olur.
10- Nefes darlığına (يَا شَكُورْ ) ismi şerifi zağferan veya siyah mürekkeple bir kâseye 41 defa yazılır, su ile yıkanır ve 7 gün içilirse şifa olur.
11-Nefes darlığı için muşmula yaprağı çay gibi kaynatılıp içilir. Tansiyon yüksekliği için de her ay dokuz gün içilmelidir.
12-Göz hastalığı için ( يَا بَصِيرْ ) ismi şerifi 526 defa suya okunur, gözün içine ve dışına sürülür.
13- ( يَا بَصِيرْ) ismi şerifi 302 defa Hatip Cuma hutbesinde iken okunursa hem basarı (gözü) hem basireti şifa bulur.
14- Gelincik denilen hayvan (mal bekçisi de derler) sözden anlar. Farelerin düşmanıdır. Ey gelinciğim, gel bizim evde farelerin düğünü var, çok fare vardır, dersen gelir tutar. Gelincik çok zehirlidir, onu küstürmeye gelmez, sonra evdeki havanlara dahi zarar verir, onun için korunmalıdır.
15- Bir münazaa kavga ve dövüş zamanında rabıta ile (عَسَى اللهُ اَنْ يَجْعَلَ الأية ) okunur ve sıcak nefes ile ( هو ) diye üflenirse derhal araları düzelir.
16- Yatarken ağrı basmaması için; Letâif üzerine Cihâriyâri Güzin efendilerimizin isimleri,Ahfâya da Rasülümüzün ismi parmakla yazılır, 7Ayet-el Kürsi okuyup cihâtı siteye (هو) denir, yedincide içine çeker ve ; ( اَلَّلهُمَّ بِحُبِّ ذَاتِكَ تَحَصَّنْتُ يَااَلله لااِلَهَ اِلاالله ) okur ve yatar.
17- Kolay doğum için ( آ ه م ك س ق ح ل س ص ااا ) yazılıp içilirse derhal doğar.
18- Azgın denize: (Yukarıdaki hurufat) 11 defa ( آ ه م ك س ق ح ل س ص ااا ) bir taşa okuyup atılırsa deniz sükûnet bulur. Batmak üzere olan gemide 10 defa okuyup 11’ncide bir tahta parçası ile denize atlayan kurtulur.
19- Cünnetül Esma ( فَرْدٌ حَىٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ ) 19 defa bir taşa okuyup atılırsa dalga ve fırtına durur, deniz sükunet bulur.
20- İki aile arasını düzeltip barıştırmak için 123 Yasin’i şerif suya okunur. Her mübinde suya
( يَا وَدُودْ ) diye sıcak olarak üflenir ve o su içilir.
21- Basur için incir yaprağı kaynatılıp içilir veya yaprakları toz yapılıp bal ile hap gibi yutulur.
Veya yaprakları kaynatılır, bir leğende sıcak olarak üzerine de oturulur.
Veya iki kilo kereviz yaprağı veya kökünü kaynatıp kâfi miktarda içmekte iyi gelir.
Veya hurma çekirdeği kavrulup, öğütülür ve kahve gibi içilir.
22- İdrarı tutulan kimsenin tırnağına şu isimler yazılıp, su gelinceye kadar okunur.
( اَرْدَشٍ يَعُونَشٍ عَيْطَلَشٍ عَيُوشٍ عَارُوشٍ )
23- Felç hastalığı için 1 kilo at kemiği yağı, 100 gr zencefil (toz halinde) bal ile karıştırılır ve aç karnına yenir. Mercan veya Alabalık, çalışmayan yerlere sarılır 24 saat kalır. Balıkta et kalmaz.
24- 1 Fatiha-ı şerife, 7 Ayet-el Kürsi, 7 Sure-i Kafirun, 7 İhlâs-ı şerif, 7 Felak, 7 Nas,
7 ( سُبْحَانَ اللهِ وَالْحَمْدُ لِلهِ وَلاَ اِلَهَ الاَّللهُ وَاللهُ اَكْبَرْوَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّتَ اِلاَّبِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ ) , 7 Salâvatı şerife,
7 ( اَللَّهُمَّ اِغْفِرْلِي وَلِوَالِدَىَّ ) , 7 ( رَبِّ اِفْعَلْ بِنَاءَ ِبِهمْ عَاجِلاً وَآجِلاً فِي الدِينِ وَالدُّنْيَا ) Bunu okumaya devam eden dünyada cennete girer, taamlarından yer. Dört ay bir şey yemez.
25- Mü’min ve Müslim olan cenaze, kabre konulduğu zaman 19 defa besmele ile cünnet-ül esma okunur. Bir avuç toprak ( عَنَتِ الْوُجُوهِ لِلْحَيِّ الْقَيُّومِ فَرْدٌ حَىٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ ) okunup kabrin üzerine saçılır ki Mevlâ her türlü şedaidden kurtarır.
Yasin-i şerif dahi yine bir avuç toprağa okunur, her mübinde (هو) denir, ve o kabrin üzerine saçılır.Yasin-i şerifin her harfinin ruhaniyeti o kimse hakkında cevap verirler.
26- Toprağı nem, insanı gam çürütür.
27- Efendi Hz. “Bademciklerin ameliyatla alınmasına hiç razı olmuyor ve ameliyat yaptırmıyordu.Çünkü bademcikler boğazda ve vücudun her tarafında olan mikropları alır.Eğer o bademcikler ameliyat ile kesilirse teverrüm (verem) olma tehlikesi yüzde yüzdür” buyururlardı. .
28- Her sene yazın gök cevizden nohut büyüklüğünde birkaç tane yutulursa o eve doktor girmez. Yani doktora ihtiyaç kalmaz.Kabuğu ile beraber yutulacak. Eğer büyümüş olursa bıçakla küçültülür, yutulur.
29- Midesi kat’iyyen yemek hazmedemeyen kimse, her yemekten sonra bir tek elma yemelidir.Zira elma mideyi düzeltir ve hazmı kolaylaştırır.
30- Kara burçağı kaynatıp içmek şifadır.
31 - Söğüt yaprağını kaynatıp içmek sıtmaya şifadır.
32- Mesanede daralma ve sancı için; Hindistan cevizi dövülerek bir kaşık bir bardakta eritilip sabah akşam içilir.
33- Doktorların çare bulamadığı her hangi bir derde 41defa (يَا شَكُورْ ) ismi şerifini yazıp suda ezip içilir, kağıdı da yutulur,biiznillâh şifa bulur.
34- 19 besmele-i şerife yazılıp ev,dükkan gibi yerlerin bir tarafına konursa Mevlâ her şeyden muhafaza buyurur.
35- Kalp sıkıntısına Sure-i enbiyanın son sahifesinde وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرَ اَنَّ الاَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِىَ الصَّالِحُونَ اِنَّ فِي هَذَا لَبَلاغاً لِقَوْمٍِ عَابِدِينَ وَمَا اَرْسَلْنَاكَ اِلاَّ رَحْمَتً لِلْعَالَمِينَ ) Sure-i İsra’dan ( اَقِمُ الصَّلَوةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسَ اِلَى غَسَقِ الَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ اِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِكَانَ مَشْهُوداً وَمِنَ الَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِهِ نَافِلَتً لَكَ عَسَى اَنْ يَبْعَثَكَ رَبِّكَ مَقَاماً مَحْمُوداً وَقُلْ رَبِّ اَدْخِلْنِى مُدْخَلَ صِدْقٍ وَاَخْرِجْنِى مُخْرَجَ صِدْقٍ وَجْعَلْ لِى مِنْ لَدُنْكَ سُلْطَاناً نَصِيراً وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلَ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً وَنُنَزِّلَ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَتٌ لِلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ اِلاَّ خَسَراً)
36- Kolay doğum için; ( اِذَا لسَّمَاءُ اِنْشَقَّتْ وَتَخَلَّتْ ) yazılıp suyu içirilmelidir.
37- Ülsere şifa: 2 iri fındık büyüklüğünde sarı bal mumu, 1 fındık büyüklüğünde (Avrupa dan gelen beyaz ve sarı renkli) sakız,250 gr halis zeytinyağında yağı yakmamak şartı ile eritilerek her sabah birer fincan içilir. Üzerine bir şey yenmeyecek.40 gün devam edilecek.
38- Dolama için: Alçı kireç ve yumurta karıştırılıp parmağın tamamı alçılanır.24 saat sonra çıkarılır.
39- Sarılık için: 3 hıyar rendelenip sıkılır, sıkılan su nöbet şekeri ile karıştırılıp içilirse şifadır.
40- Göz ağrısı ve kanlanmasında ağaçlara ağan sarmaşık tohumunun suyu damlatılır,ağrıyı ve kanı giderir.
41- Nezle için: Tentürdiyotla su karıştırılıp çay rengi olunca gargara yapar, yüzünü yıkar,burnuna çeker,içmez. Biiznillah geçer.
42- Midesi yemeği kabul etmeyen ve gaz yapan kimse,nane yaprağı ile limon kabuğunu kaynatıp içmelidir.
43- Namazından vazgeçip fenalığa giden bir kimse,veya eri ile imtizaç etmeyen hanım veya bunun aksi olursa; bu kimselerin niyetine Rıza-ı ilahi için 2 rek’at namaz kılınıp badehu bir suya 123 Yasin-i şerif okunup her mübinde suya (هو) diye üflenir ve o su o kimselere içirilir ve iç gömleğini (atletini)ıslatıp kurutarak giydirilir. Ya ıslah ya ihlak olur.
44- Pekmez ve kovan balı kuvvetli gıdalardır.Mideden hazım suretiyle değilde,doğrudan kan menbalarına karışır. Soğuk su ile içilirse 15 dakikada, sıcak su ile içilirse 7 dakikada kana karışır.Tatlı ihtiyacınızı bal ve pekmezden alıverin. Evvelce şeker yoktu, şeker hastalığı da yoktu.
45- Romatizma için 21 gün yemeklerin akabinde üçer tane aspirin eritip içilmelidir.Hemen geçer.
46- İki diz üzerine oturan ehli rabıta romatizma ve sızısı görmez.
47- Ateşli hasta için Cünnetül esma ( يَا نَارُ كُونِى بَرْداً وَسَلاماً ) başında on tekbirle 19 defa besmele çekilerek okunur.
48- Tevhid sünnet, mevlid ise bidattır.
Tevhid hatminin 3 faydası vardır.
Allah esirgesin ahir nefeste şeytan aleyhillâne imanını çalmışsa, Cenab-ı Hak Kelime-i tevhid hatmi hürmetine imanını iade eder.
İmanlı gitti de cehennemde ise , Cenâb-ı Hak cehennemden azat eder.
Cennet’te ise derecesini âli kılar.Dil ile okunan tevhid,Galata köprüsünden geçirmez.Kalb ile okunan tevhit’le cenneti âlâya gider.
Not: Tevhit’le âlâkalı yukarıdaki notları Çarşambalı Nurettin Kuzgun amca Efendi Hz. dinlemiş.
49- Her hangi bir sıkıntının defi murat edilirse; aşağıdaki beyt abdestli olarak bir defada (1001) kere okunur,biiznillah vebişefaati rasulullah hal ve âsân olur.
( هُوَ الْحَبِيبُ الَّذِى تُرِجَى شَفَاعَتُهُ* لِكُلِّ هَوْلٍ مِنَ اْلاَهْوَالِ مُقْتَحَمِ* مَوْلاَىَ صَلِّ وَسَلِّمْ دَاءِماً اَبَدَا*عَلَىَ حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقِ كُلِّهِيمِ )
50- Ağızdan ve ciğerden kan geldiği vakit; besmele ile ( يَا اَرْضُ اِبْلَعِي مَاأَكَ وَيَا سَمَاؤُ عَقْلِعِي ) 7 defa okunur, yazılır ve suya konur, hastaya içirilir.Emri ilâhidir,bir daha gelme
51- Yasin-i Şerif okunacağı zaman, 1 Fatiha,3 İhlâs-ı Şerifden sonra ( يس يس ) diye okunacak.Birincide Rasülullah’ın ismi şerifi olduğu, ikincide Allahü Azimüşşan’ın ismişerifi olduğu hatırlanacak.Bittikten sonra ( وَاعَفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا اَنْتَ مَوْلاَنَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ ) okunacak.Bütün ehli imanın ruhuna ve kendi ruhuna bağışlayacak.
52- Titrek âzâ için Şûrâ suresi ayet 33 besmele ile yazılır.
( ِبسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ اِنْ يَشَاءْ يُسْكِنِ الرِّيحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلَى ظَهْرِهِ اِنَّ فِى ذَالِكَ لاَيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ ) ayeti kerimesi ile Kaside-i bürde de ( فَمَا ِلعَيْنَيْكَ اِنْ قُلْتَ اكْفُفَا هَمَتَا وَمَا لِقَلْبِكَ اِنْ قُلْتَ اسْتَفِقْ يَهِمِ ) mısraları hurûfu mukattaa ile yazılıp titrek âzâya bağlanır.
Dilinde rekâket olan yani peltek olan kimse, yalnız mısra geyik derisine azılır ve sağ kolunun pazusuna bağlanır.
53- Sure-i li imran’ın 154 ve Sure-i Feth’in 29. ayetleri her hangi hacet için veya bir hastaya şifayâp olması için 29 defa okunur.
ثُمَّ اَنْزَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِ الْغَمِّ اَمَنَةً نُعَاساً يَغْشَى طَائِفَةً مِنْكُمْ وَطَائِفَةً قَدْ اَهَمَّتْهُمْ اَنْفُسُهُمْ يَظُنُّونَ بِاللهِ غَيْرَ الْحَقِّ ظَنَّ الْجَاهِلِيَّةِ يَقُولُونَ هَلْ لَنَا مِنَ اْلاَمْرِ مِنْ شَئْ ٍقُلْ اِنَّ اْلاَمْرَ كُلُّهُ لِلَّهِ يُخْفُونَ فِى اَنْفُسِهِمْ مَا لا يُبْدُونَ لَكَ يَقُولُونَ لَوْ كَانَ لَنَا مِنَ اْلاَمْرِ شَْئٌ مَا قُتِلْنَا هَهُنَا قُلْ لَوْ كُنْتُمْ فِى بُيُوتِكُمْ لَبَرَزَ الَّذِينَ كُتِبَ عَلَيْهِمْ الْقَتْلُ اِلَى مَضَاجِعِهِمْ وَلِيَبْتَلِىَ اللهُ مَا فِى صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِى قُلُوبِكُمْ وَاللهُ عَلَيْمُ ْبِذَاتِ الصُّدُورِ)
(مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ اَشِدَّاءُ عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاءُ بَيْنَهُمْ تَرَيهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِنَ اللهِ وَرِضْوَاناً سِيمَاهُمْ فِى وُجُوهِهِمْ مِنْ اَثَرِ السُّجُودِ ذَالِكَ مَثَلُهُمْ فِى التَّوْرَاتِ وَمَثَلُهُمْ فِى اْلاِنْجِيلِ كَذَرْعٍ اَخْرَجَ شَطْئَهُ فَاَزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّاَر
وَعَدَاللهُ الَّذِينَ اَمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفَِرةٍ وَاَجْراً عَظِيماً)
Hasta için; mezkur iki ayeti kerime, bir tabağa yazılıp Nisan yağmuru ile silinerek içilir.
54- Sıtma için söğüt yaprağına yazılır,yakılır ve dumanı teneffüs edilir.
Geçmez ise ikinci bir yaprağa yazılır,
yakılır ve dumanı teneffüs edilir.
Geçmez ise üçüncü yaprağa yazılır yakılır ve dumanı
teneffüs edilir.Biiznillah geçer.
55- Namaz borçlusu olarak gitmemek için; Cuma namazı ile,İkindi namazı arsında 12 rekat namaz kılınır. Her rekatta 1 Fatiha-i Şerife, 1 Ayet-el Kürsi, 1 İhlas-ı Şerif, 1 Nas, 1 Felak okunur.İki rekatte bir selâm verir.
Bu namazı; Ramazan-ı Şerif’in ilk cuması, aynı vakitte 12 rekat namaz, her rekatte Fatiha, 7 Ayete-el Kürsi 5 Kulyâ, 5 İhlas-ı Şerif, 5 Nas, 5 F elâk okunarak kılınır.
56- Büyüklerimizin hakkını ödemek için;Perşembe gecesi, akşam ile yatsı arasında, 2 rekat namaz kılınır. Her rekatte 7 Fatiha-ı Şerife 7 Ayet-el Kürsi 7 İhlas-ı Şerif 5 Nas 5 Felâk okunur.Bu namazın sevabını ve aslını o kimsenin ruhuna hediye eder. Mevlâyı zülcelâl cennetteki metrük köşklerden o kimseye ihsan buyuracaktır.
Kâbe,de sabah namazı
7 cüz dahil yasin şerif hatim tehvid vakıa fetih Ayetel Kürsi İstiğfar salâvat ihlâs hatim kimler nasiplenecek kardeşlerim
Hayır çarşılarımıza teşriflerinizi bekliyoruz