14 Nisan 2024 Pazar

 Karahindiba: Kökünden çiçeğine yenir, karaciğere şifa kansere düşmandır.


Küçük çayır düğmesi: Sindirimi kolaylaştırır, ballı macunların etkisini arttırır (bkz: İsveç şurubu).

Kangal dikeni: Kökü, çiçeği ve tohumları karaciğer-safra-pankreas üçlüsüne şifadır.

Isırgan otu: Tepeden tırnağa mucize. Yemeği yenir çayı yapılır, kökü prostata şifadır.

Yabani dağ çayı: Demir eksikliği, kronik yorgunluk ve ateşi keser.

Mavi yavşan otu: Nefes darlığı, iştah açma, kabızlık, gaz ve şişkinliği kesmeye şifadır.

Koyun gözü: Göz hastalıkları, mantar, genital akıntı kötü kokuya şifadır.

Turna gagası: Kanamayı durdurur, iltihabı kurutur, damarları büzüştürür.

Ballıbaba: Rahim içi ve sindirime şifa, kadın dostudur.

Laden gülü: Üst solunum iltihabını yok eder, faranjite şifadır.

Dağ adaçayı: Bronşit, boğaz ağrısı, geniz akıntısına şifadır.

Küçük yer kantaronu: Depresyon karşıtı, maserasyon yağı yara iyileştiricidir.

Yoğurt otu: Böbrek, tiroid hastalıklarına ve ağır metal birikimine şifadır.

Oğul otu: Beyin, sinir sistemi, sindirim ve bağışıklığı güçlendirir.

Sığırkuyruğu: Geniz akıntısını bıçak gibi keser, balgamlı öksürüğe şifadır.

Yarpuz otu: Mide bulantısına, ülseratif kolit, helikobakteriye şifadır.

Misk otu: Sindirim dostu, gaz ve şişkinliği bitirir. Uykusuzluğu giderir.

Yabani dereotu: Şekeri dengeler, antioksidan, antikanserdir.

Kuş otu: Demir deposu, otoimmün hastalıklara, kansızlığa, yorgunluğa, akciğer iltihabına şifadır.

Yıldız parmakotu: İshali keser, cilt lekelerini giderir, kökü diş eti iltihabına, yaprakları cilt hastalıklarına şifadır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Yâsîn Sûresi, Kur’ân’ın kalbidir.” buyurmuş ve bu sebeple bu sûre-i celîle “Kalbü’l-Kur’ân” diye de isimlendirilmiştir. Huccetü’l-İslâm İmâm Gazâlî (rah.) buyurmuştur ki: “Bu ismin verilmesindeki bir hikmet de şudur: Bu sûre-i celîlede haşir ve neşr, en belîğ ve en güzel surette beyan olunmuştur. Haşir ve neşre iman da imanın kalbi mesâbesindedir.” (Kıyamette bütün insanlar diriltildikten sonra amellerinin karşılıklarını görmeleri için mahşer yerine sevk edilerek toplanmalarına, haşir ve neşr denir.) Bu sûrenin, mevtâya (ölmüş kimseye) okunması hakkında emir dahi vârid olmuştur. Sevgili Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz, “Onu (yani Yâsîn Sûresi’ni) mevtânızın yanında okuyun” buyurdular. Burada mevtâdan murat, ölmek üzere bulunanlardır da denilmiştir. Bir hadîs-i şerîfte de “Yâsîn, herhangi bir meyyitin başucunda okunursa elbette Allah, ona kolaylık verir.” buyurulmuştur. Bu sebeple kabir ziyaretlerinde de okunur. Diğer bir hadîs-i şerîfte, “Her kim anasının, babasının veyahut bunlardan birinin kabrini her cuma ziyaret eder de, yanlarında Yâsîn Sûresi’ni okursa her harfinin adedince ona mağfiret edilir.” Bu husûsta başka hadîs-i şerîfler de vardır: “Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi de Yâsîn (Sûresi)dir. Kim onu, Allâhü Teâlâ’nın rızasını murat ederek okursa, Allâhü Teâlâ, onu mağfiret eder. Mevtânıza onu okuyun.” “Kim Allâhü Teâlâ’nın rızasını umarak geceleyin Yâsîn Sûresi’ni okursa o gecede, günahları bağışlanıp mağfiret olunur.” 2 Aralık 2025 Sal �Fazilet Takvimi

  YÂSÎN SÛRESİ OKUMANIN FAZİLETİ Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Her şeyin bir kalbi vardır, Kur’ân-ı Ke...