19 Nisan 2024 Cuma

Bazı günahlar vardır ki zararı umûmî olur. Sebep olacağı fitne ve kargaşa, meydana getireceği sıkıntı ve musîbet, yalnız o günahı yapan, ilk başlatan ve bu sûretle kendine ve başkalarına zulmetmiş olan zâlimlere münhasır kalmaz da kurunun yanında yaşı da yakar. Bir şahsın hatâsı, koca bir orduyu perişan edebilir. Ashâb-ı Kirâm’dan Numan bin Beşîr radıyâllahü anh, minberden Müslümanlara şöyle nasihat etmişti: “Ey insanlar! İçinizdeki sefih kimselerin kötülüklerine mâni olun. Ben, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’den şöyle işittim: (Ey insanlar! Şimdi bir düşünün.) Denizde seyir hâlinde olan bir gemideki birtakım insanlar, geminin odalarını paylaşıyorlar ve herkese bir mekân düşüyor. Bu geminin en alt katındakilerden birisi, eline bir balta alıp geminin tabanını delmeye çalışıyor. Diğerleri, o kimseye, ‘Ne yapıyorsun?’ diye suâl ettiklerinde o, ‘Burası bana ait, burada istediğimi yaparım.’ diyor. Gemidekiler, o kimsenin ellerini tutarak ona mâni olurlarsa, hem gemidekiler kurtulur, hem de o kimse kurtulur. Fakat hiç kimse o kişiye mâni olmazsa gemi batar ve hem gemidekiler boğulur, hem de o kimse boğulur.” Bu husûsla alakalı olarak Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (K.S.) (SİLİSTREVÎ) Hazretleri de “Her koyunu, kendi bacağından asarlar, sözü yanlıştır. Dinimizde neme lâzım demek yok. Bana lâzım demeli.” buyurmuşlardır. Bundan anlaşılır ki; umûmî fitne, yalnız asıl cürmü işleyen zâlimlerin cezası değil, aynı zamanda korunmayıp onun yapılmasına mahal veren gafillerin gafletlerinin de cezasıdır. İSİMLERİMİZ: Erkek: Hilmi, Kız: Hafîze

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “Yâsîn Sûresi, Kur’ân’ın kalbidir.” buyurmuş ve bu sebeple bu sûre-i celîle “Kalbü’l-Kur’ân” diye de isimlendirilmiştir. Huccetü’l-İslâm İmâm Gazâlî (rah.) buyurmuştur ki: “Bu ismin verilmesindeki bir hikmet de şudur: Bu sûre-i celîlede haşir ve neşr, en belîğ ve en güzel surette beyan olunmuştur. Haşir ve neşre iman da imanın kalbi mesâbesindedir.” (Kıyamette bütün insanlar diriltildikten sonra amellerinin karşılıklarını görmeleri için mahşer yerine sevk edilerek toplanmalarına, haşir ve neşr denir.) Bu sûrenin, mevtâya (ölmüş kimseye) okunması hakkında emir dahi vârid olmuştur. Sevgili Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz, “Onu (yani Yâsîn Sûresi’ni) mevtânızın yanında okuyun” buyurdular. Burada mevtâdan murat, ölmek üzere bulunanlardır da denilmiştir. Bir hadîs-i şerîfte de “Yâsîn, herhangi bir meyyitin başucunda okunursa elbette Allah, ona kolaylık verir.” buyurulmuştur. Bu sebeple kabir ziyaretlerinde de okunur. Diğer bir hadîs-i şerîfte, “Her kim anasının, babasının veyahut bunlardan birinin kabrini her cuma ziyaret eder de, yanlarında Yâsîn Sûresi’ni okursa her harfinin adedince ona mağfiret edilir.” Bu husûsta başka hadîs-i şerîfler de vardır: “Kur’ân-ı Kerîm’in kalbi de Yâsîn (Sûresi)dir. Kim onu, Allâhü Teâlâ’nın rızasını murat ederek okursa, Allâhü Teâlâ, onu mağfiret eder. Mevtânıza onu okuyun.” “Kim Allâhü Teâlâ’nın rızasını umarak geceleyin Yâsîn Sûresi’ni okursa o gecede, günahları bağışlanıp mağfiret olunur.” 2 Aralık 2025 Sal �Fazilet Takvimi

  YÂSÎN SÛRESİ OKUMANIN FAZİLETİ Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Her şeyin bir kalbi vardır, Kur’ân-ı Ke...