29 Haziran 2025 Pazar

 


*⚘️MUHARREM AYI*

 *⚘️MUHARREM AYI*

Muharrem-i şerîf ayı, Hicrî senenin birinci ayıdır.
• Bu ayın ilk gecesi, akşam namazı ile yatsı namazı arasında Allâhü Teâlâ’nın rızası için iki rekât namaz kılınır.
Namaza şöyle niyet edilir:
“Yâ Rabbi! Bizi, yetiştirmiş olduğun bu seneyi, hakkımızda mübarek kılman, afv-ı İlâhî’ne, feyz-i İlâhî’ne mazhar kılman, dünyevî ve uhrevî saadetlere nâil eylemen için, Allâhü Ekber.”
Her rekâtte 7 Fâtiha-i şerîfe, 7 Âyetü’l-Kürsî, 7 İhlâs-ı şerîf okunur.
Namazdan sonra:
11 defa, “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, ve hüve Hayyün lâ yemût, biyedihi’l-hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadîr.”
11 istiğfâr-ı şerîf, 11 salevât-ı şerîfe okunup dua yapılır.
Duada, geçmiş senenin günahlarının affı ve yeni seneye günahsız girmek için ilticâ edilir.
• Muharrem ayının birinci gecesi ayrıca şu şekilde niyet ederek bir Tesbîh Namazı kılınır:
“Yâ Rabbi! Bu yeni senede beni mağfiret-i İlâhiyye’ne, rızâ-yı İlâhî’ne ve hidâyet-i İlâhiyye’ne mazhar eyle, yeni açılan amel defterimi, rızâ-yı İlâhî’ne muvâfık amel ile doldurmayı bana nasip eyle, beni gadab-ı İlâhî’ne dûçâr edecek amellerden muhafaza buyur.”
Tesbîh Namazı’nda (15 tesbîhden sonra) şunlar okunur:
1. Rekâtte: 1 Fâtiha-i şerîfe, 1 Âyetü’l-Kürsî,
2. Rekâtte: 1 Fâtiha-i şerîfe, 1 Âmene’r-rasûlü..
(Sûre-i Âl-i İmrân’ın ilk 2 âyeti de ilave edilerek)
3. Rekâtte: 1 Fâtiha-i şerîfe, 1 Hüvellâhüllezî…
4. Rekâtte: 1 Fâtiha-i şerîfe, 1 İhlâs-ı şerîf.
Namazdan sonra istiğfâr edilir, salevât-ı şerîfe getirilir ve arkasından dua edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
FAZİLET TAKVİMİ
25 Haziran 2025



 


 






 

27 Haziran 2025 Cuma

Muhtesem analiz. Ankebut Ağını sıyönızı anlatıor


 

Abimizin Kütahya Sohbeti

 


Sahib Olun,Muhafaza Edin-Kemal Kacar Ağabey-Muhtaşam Sohbet mutlaka dinle.

 


155 - 1995.07.30 şefaat kıyamet ve deccal ( Kemal Kacar ba )

 


033 - 1979 zikrullahın lüzumu ( Kemal Kacar ba )

 


 [16/6 ÖS 1:40] null: 🟢 Anasonun Sağlığa Faydaları

(Hekim İbn Kutbi’den) 🌿


Eğer bir kadın yaklaşık bir tatlı kaşığı kadar anason çiğner ve yutarsa:

✨ Süt salgısını artırır.

✨ Rahimden gelen akıntıları keser.

✨ Hazımsızlıktan kaynaklı karın şişkinliğini giderir.

✨ Mide guruldamasını durdurur.

✨ Yüzde ve vücutta oluşan ödemi atar.

✨ Vücuttan hazmedilemeyen artık maddeleri temizler.

✨ Balgamdan kaynaklı ateşli hastalıklara iyi gelir

✨ Tütsü olarak kullanıldığında nezle ve baş ağrısına da faydalıdır.

[16/6 ÖS 7:23] null: Hastanede bakıcı olarak çalışan Nesibe hanım, kürtaj ile ilgili videomu seyrettikten sonra ailecek yaşadıkları problemin kaynağını bulmuştu.


Kızının 17 yaşındaki arkadaşı, evlilik dışı olarak hamile kalmıştı. Nesibe hanım, kızının arkadaşının bu çocuğa bakmasının zor olacağını düşünerek doktoru ve hastaneyi ayarlamıştı.


Kürtajdan 15 gün sonra kızı, arkadaşını, doktora kontrole getirmişti. Dönüş yolunda yaptıkları kaza ile araba haşat olmuştu.


3 ay sonra oğlu kaza yapmış ve bu süre içinde eşi ile de arası bozulmuştu. Adeta eve bir lanet bulaşmış durumda idi.


Peygamber Efendimiz (asm): “Kötülüğe sebep olan onu yapan gibidir” buyururken, ayette ise Allah bizi; “Kim (de) kötü bir (işte) aracılık ederse, ona (da) o kötülükten bir pay vardır.” (Nisa suresi, 85) diyerek uyarmaktadır.


Bir türlü evlenemeyen ve hayatında birçok sıkıntılar bulunan bir danışanımın da iş arkadaşına istemediği hamilelik için; “Ne düşünüyorsun, aldır gitsin.” deyivermesi  belayı başına sarmasına yetmişti.


Peygamberimiz (sav); “Sizin fetva vermeye en cüretli olanınız, ateşe atılmaya en cüretkâr olanınızdır.”( Dârimî, Mukaddime, 20) sözüyle bizleri bilgimiz olmayan konularda susmaya teşvik etmektedir.


İlahiyatçı olmama rağmen birçok tartışmalı fıkhi konuda sessiz kalmayı ve fetva veren olmamayı tercih ediyorum.


Maalesef cahiller cesur oluyor. “Bilgisi bulunmadığı halde fetvâ veren onun günahını üstlenir.” (Ebû Dâvûd, İlim, 8)


“Kişinin işi diline bağlıdır”  diyor peygamberimiz. “Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorunuz.” (Nahl suresi, 43)


Susan kurtuldu.

[21/6 ÖS 5:48] null: 🧠 Bugünkü aklın olsaydı, hayatını nasıl yaşardın sence?


— Anlatmak uzun sürer ama, daha iyi olurdu kesinlikle…


— Oysa doğru cevap şuydu: Aynı hayatı yaşardın.


— ❌ Ne ilgisi var? Katılmıyorum!


— Çünkü “bugünkü aklın” dediğin bilinç düzeyine, yaşadıklarınla geldin. Onlar olmasaydı bugünkü sen olmazdın.


— Emin misin?


— 🕰️ Geri dön o hayıflandığın günlere. O anki aklınla, yine aynı kararları verecektin. Çünkü o kararlar senindiler. Kimsenin değil.


— Ama… beni zorla evlendirdiler.


— ⚖️ Peki ne dediler? “Ya o kişiyle evlen, ya evlatlıktan reddederiz.”

Ve sen seçim yaptın. İkinci şıkkı işaretledin.

İmzayı sen attın.


— Keşke başka türlü davransaymışım…


— 💭 Ama o zaman sen olmazdın ki…

Bugünkü aklın, o yolculukla oluştu.


🎯 Asıl soru şu:

Şimdi ne yapacaksın?

Geçmişte takılı kalma. Zamanı geri alamazsın.

“Evet, hepsini ben yaptım. O günün şartları onu gerektiriyordu.”

De, geç.


📌 Çünkü bundan sonrası senin elinde.

Ve “bugünkü aklın” da artık sende.

Meydan senin.


— Ama…


— 🗣️ Yoksa bugünkü aklın sana “kendine acı, hayata küs, ömrünü şikâyetle geçir” mi diyor?


📚(Psikiyatrist Dr.Mehmet Tüzün



 

26 Haziran 2025 Perşembe

İKLİM KANUNU VE MADEN YASASI iKi TEHLIKELİ ÇUVAL.. @aliosmanonder34




 

"... Sus diyorum kendime "Günün sonunda, muhasebe yapmayan var mıdır bilmem. Benim kendime en çok telkin ettiğim şeydir, "Sus!" "Laf taşıyan cennete giremez" hadisini duyduğumdan bu yana "Sus!" diyorum kendime. Oradan oraya taşınan laflar bir moloz yığını gibi kapımın önüne dökülebiliyor bazen. Kimi zaman dudaklarımı ısırıyorum susmak için, kimi zaman insanlardan kaçmakta buluyorum çareyi... Kimi zaman da unutuyorum susmayı... "Herkesin hiç durmadan büyük bir iştahla konuştuğu yerde susmak o kadar zor ki! İnsan leziz bir yemeğe iştahlı olur. Görseli servisi güzel bir yemeğe iştahlı olur. Bir de karnı açsa iştahlı olur. Kur'anda gıybet için, "Ölü kardeşinin etini yemek gibi" denilmesi ne ilginç. O et önümüze ızgara kebap, Adana kebap olarak mı sunuluyor acaba, kıyma köfte olarak mı sunuluyor, kuyu kebabı olarak mı sunuluyor da bu kadar iştahlıyız laf taşımaya ve gıybet etmeye? Yoksa kim ölü kardeşinin etini ne kadar aç da olsa hevesle, işahla, saldırırcasına, kendini kaybedercesine yer ki? "Ama yeniyor, üzerine baharatlar eklenerek, olduğundan daha da acılaştırarak, soslar eklenerek, başkalarına da ikram ediliyor. "İnsan laf taşımaya aç olur mu peki? İnsan laf taşımaya açtır evet, ama bu açlık bir diğerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeye, ona hakikat cümlelerini taşımayadır aslında... "Ömür sermayemden eksilen günüm aklıma geldikçe tekrar tekrar "Sus!" diyorum kendime. Kendime "Sus!" deyince kalbim duyar mı kardeşlerim? Nefsim durup dinler mi beni? "Ya hayır konuşup ya da susmadıkça, Cennet her geçen gün daha da uzaklaşılan ve hasreti çoğalan bir yurda dönüşüyor. "Sus!" "Dilimiz sussada ,ellerimiz, konuşuyor,ellerimiz sussada gözümüz konuşuyor, ne kadar çok susacak dilimiz var. "Bir yolunu bulup konuşuyoruz. O laf içimizde kalırsa, biriyle paylaşmazsak gözümüze uyku girmiyor... Susamıyoruz.. "Susan kurtuldu." der Âlemlerin Sevgilisi sallallahû aleyhi ve sellem 🌹 "Kendine "sus" diye diye uyurken, uyanınca "sus" diye diye sokağa çıkıyor, işe gidiyorken, kendini konuşurken yakalamak suç üstü. Sonra yeniden başlamak sus, sus, sus... Rabbim kurtulanlardan etsin! ''İki dudağı arasını ve iki bacağı arasını koruyanın cennete girmesine kefilim'' demiş Efendimiz s.a.v. Ne güzel bir muştu! Tabi uyabilene. "Hiç yorulmayan tek organdır dilimiz hepsi yorulur... Gün gelir gönül yorulur dil de susar.. Bugün en güzel işaretle takmak zorunda kaldığımız maskeler en güzel "sus" ilahi ikazı aslında.Beşer gittiği yeri görmeyecek kadar gürültü karmaşası içinde.Son'umuz hayr'ola...Alıntı... "Rabbim içi başka dışı başka insanlardan muhafaza etsin" Amin Ecmeın 🤲

 



 

📌Kimki hasta üzerine **besmeleyi bitiştirerek** **41 ** defa Fatiha süresini okur Hû diye üflerse hasta şifa bulur. YAni Bismillahirrahmanirrahimil hamdülillahi rabbil alemin diyerek başlııycak. 📌Yine kimki sabah namazınım sünneti ile farzı arasında hiçbir niyet belirtmeden 41 fatiha-i Şerif okursa 🪻Eğer fakirse Allah onu zengin eder 🪻Borçluysa Allah borcunu ödetir 🪻Hastaysa şifa bulur 🪻Garipse Allah kıyas edilmeyecek şekilde izzet ve şeref verir 🪻alemde sevilen kişi olur 🪻Sözü dinlenen kişi olur 🪻Amelleri makbul olur 🪻Düşmanlarının gözünde heybetli şecaatli olur 🪻İşinden kovulduyda Allah ona daha iyisini verir 🪻Evladı yoksa velevki doktorlar kesinlikle senin çocugun olmaz demiş olsun Allah ona salih bir evlat verir *NOT:Buna devam edildiği müddetçe bu mükafatlara nail olunur.*

 


 


 "... Küfrettiğimizde Neler Olur?

İşte Değerli Âlim Abdullah Hay (r.a.) Hazretlerinin 37. Eseri Olan “Tevsirü Mecmu” Adlı Kitabında Küfür Etmek Anında Olan Olayları Bize Şöyle Nâklediyor...
--Kişi Bir Ân Sinirlenip Ağır Sözler Söyleyince ve Bu Sözler Hasmının Eşi ve Çocuklarına Yönelik Hakâretlerse, O Hakâret Edenin Meleği Ona Dört Yılan Çıkarır Cehennemin Dibinden! Bu Yılanlar Kabirde Cum’a Günü Hariç, O Küfürde Bulunanı Sırtından Isırıp Kabir Eziyeti Ederler.
-- Küfür Eden Ezân Ânında Küfür Ederse ve Eşi Hamileyse Çocuğu Şaşı Olarak Dünyâya Gelir. Kendisi de Sebepsiz Bayılma İlletine Tutulur. Bunun Nedeni ise Meleği, O Küfredenin Göbek Deliğinden İçeri Cehennem Sıkıntısını Sokmuş Olmasıdır. Bu Kişi Nereye Giderse Gitsin, Hep İçinde Bunun Sıkıntısını Taşımış Olur.
-- Küfür Eden Küfrünü Hasmının Arkasından Söylemişse, Ne Kadar Yıkansa da Yıkansın, Hemen Ter Kokar.
-- Hasmının Bir Organı ya da Ameli ile Dalga Geçip Küfreden, Ömür Boyu Nasır İlletine Düşer.
-- Hasmının Eşine, Kızına Şehvetle Küfreden Hiç Bereketli Bir Mülke Sahip Olamaz. Malı Mülkü de Hemen Eksilir.
-- Hasmının Atasına Sövenin Mezarına Pis Su Dolar. Küfür Edenin Mezarı Üzerine Ne Ekersen Çürür.
-- Hasmının İnancına Küfredenin Okuyan Çocuğu Varsa Eğitimi Birden Bozulup Başarısız Olur.
-- Hasmının Arkasından Kaş Göz İşareti Yapıp Küfreden, Yedi Gün Boyunca Aile Huzursuzluğuna Düşer. Sevdiği Bir Eşyası da Ziyân Olur.
-- Hasmına Küfür Etmek İçin Bir Ân Kollayanın Vücûdundan Bir Yeri Eksilir. Ömrünü Ona Buna Muhtaç Olarak Tamamlar.
-- Küfreden, Küfrünü Güneş Batarken Ederse, Hasmı Onu Mutlak Surette ve Hiç Zorlanmadan Öldürür.
-- Hasmına Küfrederken Öldüren, Ağzına Eritilmiş Demir Dökülerek Cehennemde Azap Görür. Kabrinden Gözleri Akmış Olarak Kalkar.
-- Hasmına Deniz Üzerinde ve İçinde Küfür Edenle Ölünceye Kadar İnsanlar Hep Alay Ederler. Hiçbir Yerde Hürmet Göremezler. Etrafındakiler Sadece Mülkünü Kullanmak İçin Ona Dost Görünürler.
-- Ağzında Nimet Varken Küfreden Dokuz Gün Dönümü Süresi Kadar Yediği ve İçtiğinden Hiçbir Tat da Alamaz.
-- Mikâil Aleyhisselâm Kırk Gün Kendisinden Sorumlu Nasip Meleğini Ondan Men Eder.
-- Kur’an Okurken ve Akabinde Küfreden, Kabirde Ağzı İkiye Bölünerek Mahşere Kadar Azap Görür.
-- Hayvanlara Küfredenin Evinden Cenaze Çok Çıkar. Kendisi de Kimsenin Bulamayacağı Bir Yerde Ölür. Cesedi Ziyâdesiyle Azap İçinde Mahşerini Bekler.
[Abdullah Hay, “Tevsirü Mecmu”.]

Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (K.S.) (SİLİSTREVÎ) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:

  Ebu’l-Fâruk Süleyman Hilmi TUNAHAN (K.S.) (SİLİSTREVÎ) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:

• İlim, nûr-ı İlâhîdir, insan ise kovan. Kirli bir kovanda arının durmadığı gibi, isyan ve zulmetle kirlenmiş vücut ve kalpte de ilim durmaz.
• Peygambere ‘elçi’ demek çok çirkindir. Nebî; Cennet, Cehennem ve bütün hâdiseleri bizzât görerek, gelip haber verendir. İlimleri şühûdîdir. Bizim nebîmiz -Cennet, Cehennem dâhil- bütün ulviyyâtı, bizzât görmüştür. Diğer peygamberân-ı ızâm ise rûhen gördüler. Bizim nebîmizin vârisleri de ruhen görür.
• Vaktinde kılınan namazda, cemâl-i ilâhî, rızâ-i ilâhî ve mağfiret-i ilâhî vardır. Geç kılınan namazda bunlar birer birer zâil olup, sadece mağfiret kalır.
• Edep; akıl ve şerîate muvâfık hal ve harekete denir.
• İnsan, bilmediğinin düşmanıdır. Nurdan haberi olmayan, ondan zevk almayan insan, nurun düşmanı olur.
• Meyve veren ağaca kuru denilmediği gibi, eseri devam eden zevâta da ölü denmez.
• Her yerde birlik ve beraberlik lâzımdır. Muvaffak olmak için her husûsta ittifak etmeli ve tesânüdü (yardımlaşmayı) aslâ elden bırakmamalı. Çünkü Allâh’ın nusreti, maddî ve manevî yardımı, cemaat ile beraberdir.
• Allâhü Teâlâ, size rızkı çok vermekle ikram etmiş değil, az vermekle de ihanet etmiş (sizi hor ve hakir kılmış) değildir. Her ikisi de kul için imtihandır. Bir kimse, ‘Benim ne kusurum, ne kabahatim var da beni bu kadar meşakkat ve sıkıntıya sokuyor?’ derse, çok büyük günah işlemiş olur. Allah muhafaza buyursun, imtihanı kaybeder. Bu gibi hâllerde sabretmek lâzım. Eğer sabrederse Cennet’in anahtarı elindedir. Çünkü hastalık ve fakirlik, sabredildiği takdirde Cennet’e girmeye vesile olur.
"Rabbim Şefeatına nâil eylesin.Amin Ecmeın. 🤲
(Fazilet Neşriyat.)

24 Haziran 2025 Salı

 KARBONATIN DİĞER HASTALIKLARDA KULLANIM ŞEKLİ


Tansiyonu ve böbrek sorunu mide ülseri olanlar vücudunda ödem iltihap yüklü olanlarda artırıyor kullanamaz bilginiz olsun


Eczaneden veya aktardan aldığınız sodyum bi karbonat 1 tatlı kaşığı 1 su bardağında kaynar suyla eritin sabah akşam aç olarak için kanser de kullanım günde 5 defa ph ölçülerek uygulanır harici tüm hastalıklar için karbonat kullanım tarifi 20 gün kullanın bol bol su için asitli gıdalar yemeyin saygılar şifa Allah tan kul vesile saygılar hepinize doktorunuza danışın 


M.ulaş

19 Haziran 2025 Perşembe

Çam yaprakları ; İbn Sina El -Kanun Fıt Tıp kitabında çam yapraklarını şöyle anlatır. Cildi yeniler ve parlatır . Kan dolaşımını hızlandırdığı için cildin yaşlanmasını önler. Cildin nem dengesini sağlar . Cildin gözeneklerini açar .

 Çam yaprakları ;

İbn Sina El -Kanun Fıt Tıp kitabında çam yapraklarını şöyle anlatır.
Cildi yeniler ve parlatır .
Kan dolaşımını hızlandırdığı için cildin yaşlanmasını önler.
Cildin nem dengesini sağlar .
Cildin gözeneklerini açar .
Yüzdeki ödemi dağıtır.
Cildi besler .
Yüzdeki tüm kırışıklıkları yok eder .
Kaz ayaklarını yok eder .
1,5 su bardağı kaynar suyun içine çam yapraklarını doğrayın ve 1 yemek kaşığı ekleyin on dk demlemeye bırakın ılık olunca akşam yatmadan temiz cilde bir pamuk yardımıyla süzün .
Çam Yağı Yapımı;
Önce çam yapraklarını toplayın ,temiz bir beze serin ve bir gece bekletin .Daha sonra 1 su bardağı zeytinyağının içine kıyılmış (makas yada bıçakla maydonoz gibi doğrayın )beş yemek kaşığı çam yapraklarını ekleyin .Temiz bir kavanoza koyun ve ağzını kapatın güneş alan bir yerde kırk gün bekletin .Daha sonra süzerek temiz cilde sürebilirsiniz .
Kuyruk yağında ise şu şekilde hazırlanır ;
500 gr kıyma şeklinde çekilmiş kuyruk yağını bir tencereye alın en kısık ateşe koyun ve 1 su bardağı ince kıyılmış yukarda anlattığım şekilde çam yapraklarını yağın içine koyun ara sıra karıştırın .Kuyruk yağı erirken çam rengide yağa çıkacaktır .Tamamen eridiğinde ılık olunca tülbenten süzün .Süzdüğünüz yağı blendır yardımıyla iyice karıştırın .Böyle yaparsanız tortu kalmaz .Cam kavanozda buz dolabında saklayın .

"KUTB'UL AKTAB, EBU'L FARUK S.HILMI TUNAHAN KS HAZRETLERİ 'NE SUAL EDİLMİŞ..:

 "KUTB'UL AKTAB, EBU'L FARUK S.HILMI TUNAHAN KS HAZRETLERİ 'NE SUAL EDİLMİŞ..:

"" Efendim, devr'i fetret'te sayıları üçbin'i bulan, Istanbul da , Osmanlı Medreseleri'nde yetişmiş Dersiam,Müderris ve ilim erbâbı Mütehassıs vardı diye söylediniz...Bunlar ne yaptılar,fetret devrinde çöken Manevi Hayata dair nasıl bir gayret sarf ettiler?" El Cevab:
" Evlâdlarım!
Devr'i Fetret'te, Medreselerde yetişmiş,yüksek ilimlere mücehhez ; Dersiam ve Müderrıs rütbesinde mezun olup icazet alarak vazifeye âmâde olarak ayrıldılar..Bir kısmı muhtelif şehirlere gidip ömrünü oralarda geçirdi, bir kısmı devrin yasak ve tazyiki nden korkarak kendisine tahsis edilen emekli maasını alarak köşelerine çekildiler..içlerinde bır el parmağı kadar ilim erbabı Din'i tedrisat ile meşgul oldular...Ne hazindir ki: Istanbul Medreselerinde yetişen,yüzlerce Dersiam ve Müderris,Ümmet i Muhammed'in Evladı küfre doğru akıp giderken, Sultanahmed ve Ayasofya camileri yanında bulunan kıraathanelerde akşamlara kadar oturur,hoş sohbet! halde ,birçoğunun ağzında nargile, ehli keyf yaşarlar, çoğu zaman Ayasofya ve Sultanahmed minarelerinden yükselen Ezân'ı Muhammedi'nin farkinda olmazlar; namaza bile gitmezlerdi Evladim...! ) ( İKTİBÂS - )

Kabirde bulunan


 

Esmer ekmek

 ESMER EKMEK 


1948 yılına kadar Ekmeğimiz esmerdi. Maya, ekşi maya olarak evde üretilirdi, organikti, doğaldı. Sofrada doyduğumuzu bilirdik.


ABD, Anadolu’nun 14 kromozomlu siyez buğdayı ve 28 kromozomlu kavılca buğdayının genlerini oynayarak 48 kromozomlu "Cüce Buğday" türü geliştirdi.


Sapının kısalığından dolayı bu buğdayımsı "Cüce buğdaylar" Pakistan ve Hindistan'a da ihraç edildi; üretim rekoru kırıldı.Dünyanın verimli tarlalarının, buğdayların kimyasal gübrelerle, zehirli ilaçlarla tanışma dönemi başladı.Tehlikenin farkında değillerdi. Buğdayın genetiğiyle sürekli oynandı; ortaya çıkan "buğdayımsı" bir şeydi! Kavılca ve siyez artık tanınmaz haldeydi....ABD, 1950'den itibaren "ihtiyaç fazlası" diye "yardım" adı altında bu buğdayımsı ürünü Türkiye'ye soktu. Türkiye kurak geçen yıllarda ucuz buğdayımsı "cüce buğday" adını verdiği genetiğiyle oynanmış GDO'lu buğdayı ithal etmeye başladı.Ülkemizde gluten, çölyak, diyabet, her türlü otoimmün hastalıkları, obezite, diyabet, alzheimer, demans,dikkat eksikliği vb. nörolojik hastalar ve romatizmal hastalıklar patladı.

DP'nin iktidar vaadi 10'dan fazla katkı maddesi konan endüstriyel beyaz undan yapılan "Beyaz Ekmek"ti. Dalkavuk medya, beyaz ekmeği "kalite", zenginlik ve refah göstergesi olarak sundu. zenginlik göstergesi, refah göstergesi olarak sundu. Halk, beyaz ekmek yedikçe, acıktı. Acıktıkça, beyaz ekmek yedi. "Ekmeksiz doymuyorum" haline getirildi.  Tika basa yemenin sonucu sağlığı bozuldu. Şeker olduk, astım olduk, alerji olduk ve hastalıklar ardı ardına sıralanmaya başladı. Fiyatı çok daha pahalı olan kara ekmeğin, aslında hem bütçe, hem sağlık açısından çok daha ucuza geldiğini hiç bir beslenme uzmanı halka anlatmıyor. Dünya ortalamasının beş katı ekmek tüketiyoruz. Dünyada çöpe en fazla ekmek atan ülkeyiz. Çünkü beyaz ekmek dünyanın en çabuk bozulan ekmektir. Yıllardan sonra Marshall Yardımı ile Beyaz Ekmek yemeye başlayan Avrupa ülkeleri Beyaz Ekmek yemeyi bıraktı. Beyaz ekmek ile Tam Buğday ekmeği arasındaki farkı daha yeni anlamaya başladık... Hastalıklardan korunmak için ilaçlara değil sağlıklı besinlere sarılmamız gerekiyor.

Tüketici parasını neye verdiğini bilmelidir. Yerli ata tohumu ile geleneksel tarım ile üretilmiş, GDO'suz,kimyasal ilaç ve gübre olmayan, kimyasal katkı maddesi içermeyen" gida talep etmelidir... Ata tohumu ile üretim yapan çiftçiler devlet tarafından. desteklenmelidir...


Ehliyetsiz kaza

 


Sigarayı bırakmak


 

rkeklik gücünü arrtikmak zencefil devamlı veya yeşil çay

15 Haziran 2025 Pazar


 

 İki yaşındaki çocuğumun kafasına kene yapıştı, keneyi çıkardık. Kimseye de bir şey demedik. Bir şey de olmadı. Hastaneye götürsem keneyi bahane edip Tetanoz Aşısı yapacaklar. Aşılara kurban edecek can yok bende.