24 Şubat 2025 Pazartesi

"İstanbul'da Ustazımız Süleyman Efendi Hazretlerinin genç bir talebesi devamlı kötü ahlaklı bir kadının tacizine maruz kalır...

 "İstanbul'da Ustazımız Süleyman Efendi Hazretlerinin genç bir talebesi devamlı kötü ahlaklı bir kadının tacizine maruz kalır...

"Bu bayan çok yakışıklı olan bu gençten dünyevi bir ram almak için onun geçeceği yollarda ona fitnekar tuzaklar kurmaya başlar...
"Gençte zamanla o kadının tesiri altına girmeye başlar...
Bir gün kadın gencin önünü keserek ona bu akşam evine gelmesini ve saat beşte kendisini beklediğini söyler...
Bu cazibedar fitneye aldanan genç akşam saat beşte kadının evine gelir ve dakikalarca kapıyı çalar ama kapı açılmaz yarım saat sonra da genç kapı çalmayı bırakır ve geri döner...
Ertesi sabah kadın tekrar gencin önünü keser ve dün akşam niçin gelmedin diye sorar...
"Gençte geldiğini ve yarım saat kapıyı çaldığını ve kendisinin kapıyı açmadığını söyler...
"O günün akşamında genç Süleyman Efendi Hazretlerinin yanına gider ama "Hazret kendisine tebessüm etmez.Yanına gelip elini öpmeye çalışırken bir de bakar ki Efendi "Hazretlerinin gömleği açılmış ve göğsü mosmor olmuş...
"Süleyman Hilmi Tunahan hazretleri buyurur; Dün akşam yarım saat boyunca göğsüme öyle yumruklar attın ki göğsümü moralttın...
"Genç talebe Akşam kendisini korumak için üstadının kapının önünde siper olduğunu anlar ve ağlayarak üstadının ellerine ve eteklerine sarılır ve aff diler...
"Daha sonra bu talebe tekrar kur'an hizmetine sımsıkı sarılır... "Rabbimiz bizleri bu mübarek zâta intisab ettirmiş Rabbimize ne kadar şükretsek hamdetsek azdır,kıymet ve değerini bilelim, ona göre onun gösterdiği istikamette yolumuza yaşantımıza devam edelim, elimizden geldiği nisbette hizmet etmeğe devam edelim yardımlarımızı eksiltmeyelim vazifelerimizi aksatmayalım irtibatımızı kesmeyelim ziyaretlerimizi yapalım... "Mevlamız cümlemizi Şefeatllerine nâil eylesin,himmet ve teveccühlerini her dâim üzermizden eksik etmesin... "Rabbimiz kendine kul habibine ümmet ustazımıza evlat eylesin"...
"Alıntı...

Hangi ağaç hangi ağaca aşılanır?

 Hangi ağaç hangi ağaca aşılanır?

Aşı ağaçların cinsini iyileştirmek, daha iyi cins meyva almak için yapılır. Çünkü, bahçemize diktiğimiz bir meyva fidanı, aşılı değilse, büyüyünce yabanileşir; iyi cins meyva vermez olur. Dikilen fidandan yenebilecek, iyi meyvalar almak istiyorsak, ya fidanı aşılatmalıyız, ya da önceden aşılı fidan almalıyız. Bunun dışında, ne yapsak iyi meyva yetiştiremeyiz. Aşı olmasaydı, meyvacılık dünyanın en kolay işi olurdu, Meyva bahçesi sahiplerinin düşündükleri ilk şey fidanlarını aşılatmaktır.
Aşılatmanın bir başka amacı da, değişik, çeşitli meyvalar elde edebilmektir. Örneğin, «vaşington» tipi portakal yetiştirmek için, herhangi bir portakal ağacına bu ağaçtan alınan parçanın aşılanması gerekir. Aşılanan portakal ağacı «finike» cinsiyse, bundan ince kabuklu «finike vaşingtonu»; yafa cinsiyse de, kalın kabuklu «yafa vaşingtonu» yetişir.
Aşı, doğrudan doğruya yabani ağaçlara da yapılabilir. Bir yabani ağaca aynı familyadan bir başka ağaç aşılanırsa, aşılanan ağaç o ağacın meyvasını verir.
Ayrıca, kimi cins meyva ağaçlarına başka cins meyva ağaçları da aşılanabilir. Hangi ağaçlara ne gibi ağaçların aşılanabileceğim aşağıda görüyorsunuz:
Eriğe: Şeftali, kayısı, badem,kiraz
Elmaya: Armut,
Zerdaliye: Kayısı, şeftali, erik.
Vişneye: Kiraz.
Ahlata: Armut, muşmula, ayva.
Kayısıya: Erik,Şeftali,Badem,kiraz,zerdali
Şeftaliye: Kayısı, erik, badem.
Ayvaya: Malta eriği, muşmula,Armut (Şekli Ayvaya benzer ve 2.yıl ürün alınır verim harika),elma
Vişne: Kiraz
Dut:Asma
Meşe:Kestane
Menengiç Ağacına:Antep Fıstığı
Alıç Ağacına:Muşmula
Ahlat Ağacına:Armut,muşmula, ayva.
Kızılçam ağacına:Fıstıkçamı
Badem ağacına:Şekerpare
Mandalina:Limon
Turunç (Citrus aurantium)Ağacına: Tüm turunç giller(turunç, portakal, limon, mandalina,greyfurt ve benzerlerini içine alan bir altfamilyası, narenciye,Kumkuat),AğaçKavunu
Şeftaliye: Kayısı, erik, badem.
Zerdaliye: Kayısı, şeftali, erik.
Aşılama yada aşı; bitkilerin, süs bitkilerinin ve bilhassa meyve ağaçlarının üretilmesinde çok eski tarihlerden bu yana uygulanagelen bir metodtur. Doğada, ormanlarda dalların birbirine sürtünmeleri sonucu kendiliğinden oluşan bir çeşit aşılanmanın, çok eski zamanlarda insanlar tarafından görülerek meyve ağaçlarının iyileştirilmesinde kullanılmaya başlandığı düşünülmektedir.
Çoğunlukla iyi nitelikli bir ağacın tohumu, yada bir meyvenin çekirdeği bazen o bitkinin özelliklerini taşımayan özelliklere sahip olur. Bunun sebebi ise, bunların çoğunun hibritlerinden yani melezlerinden elde edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
Ağaç filizi üretiminde uygulanan metodlardan biri olan çekirdekten yetiştirme, ağacın özgün nitelikleri değişerek asıllarına yani anacına çeken başka çeşitler ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı aşılama veya çelikleme metodları ortaya çıkmıştır. Çelikle ve aşılama ile yapılan üretimlerde, o bitkinin özellikleri korunarak devam etmesi sağlanmak istenmektedir.
Bitkileri üretiminde genaratif ve vegetatif ya da başka bir deyişle eşeyli yada eşeysiz üreme çoğalmanın iki ana yoludur. Bahçe bitkilerinde ise aşı, bir eşeysiz üreme şeklidir. Kısaca aşı yada aşılama, bir ağaç yada o ağacın bir dalı üzerine aynı cinsten yada aileden, ama daha genç ve daha üstün nitelikleri olan bir başka ağaç parçasını ekleme işlemine denmektedir. Aslında aşı, bitkilere uygulanan cerrahi bir işlemdir.
Aşı, ağaç üretiminde kullanılan en sağlıklı ve çabuk sonuç alınabilen bir tekniktir. Aşı için öncelikle bir ANAÇ ve bir de DAMIZLIK AĞAÇ veya fidan gerekir. Üzerine aşı yapılacak ağaç veya fidana ANAÇ; kendisinden aşı kalemi alınan ağaca ise DAMIZLIK AĞAÇ denir.
Anaçlar iki ana gruba ayrılmaktadır. Tohumdan elde edilenlere “Generatif Anaçlar” (çöğür ya da yoz), çelik daldırma, kök sürgünleri vBulletin. bitki parçalarından oluşanlara ise “Vegetatif Anaçlar” (klon anaçlar) denir
Generatif anaçlar genelde tohum, tozlanma ve döllenme sonucu oluşur ve kalıtsal yapıları homojen değil, heterojen niteliktedir. Bunlar çimlendikleri zaman yozları yada çöğürleri oluştururlar. Kültür çeşitlerinin tohumlarından
oluşan yeni bitkilere yoz; yabanilerin tohumlarından oluşanlara ise çöğür denir.
1- Generatif anaçlar genel olarak kuvvetli gelişirler ve uzun ömürlü olurlar. Aşı yapıldığında geç meyveye dururlar fakat meyveye durduklarında da bol ürün alınır ama bunun standartı yoktur, bazen ürün az olabilir.
Çöğür anaçlar tohumdan elde edildiği için kalıtsal yapısı heterozigottur. Alındığı çeşidin bir çok üstün özelliği, tohumlarda kaybolur, çoğunlukla bir yozlaşma meydana gelir. Heterozigot yapıdan dolayı standart ağaçlar oluşmaz. ve aşılanan çeşitten bir örnek meyve alınamaz. Ağaçların soğuğa ve sıcağa, hastalık ve zararlılara dayanıklılıklarında farklılık oluşur. Ayrıca habitüsü farklı olur. Kültürel işlemler zorlaşır, üretim maliyeti artar.
Kuvvetli kök oluşturduklarından topraktan su ve besin maddesi alımları yüksektir. Toprağa tutunumları kuvvetlidir. Stres koşullarına dayanıklılıkları daha iyidir. Tohumdan elde edildikleri için virüs kaynaklı hastalıklar taşımazlar.
2- Vegetatif (Klon) anaçlar, generatif anaçların tersine dikimin 2. veya 3. yılından itibaren, üzerine aşı yapılan yeni çeşit meyveye yatar. Bu nedenle yatırım masraflarının geriye dönüşümü için gerekli süre kısalır (gençlik kısırlığı kısa sürer). Homojen ağaçlar oluşacağından ve bodur anaçlarla da bodurluk sağlanacağından işçilik masrafları düşer, budama, sulama, hastalık ve zararlılarla mücadele, hasat gibi işler daha kolaydır, üretim maliyeti daha azdır.
Üretilen ürünün kalitesi ve standardı yüksektir. Klon anaçlara aşılı yarma_asifidanlarla daha homojen bahçeler kurulur. Her yıl ve düzenli meyve elde edilir. Birim alana düşen ağaç sayısı fazla, birim alandan alınan verim yüksek ve kalitelidir. Ancak, bu tür ağaçların ekonomik ömürleri kısadır ( 15-25 yıl ).
Anaç-kalem arasındaki uyuşmazlık durumu ve anaçların hastalık taşıma riski (özellikle virüsler) yönünden dikkatli olunması gerekir. Bahçenin tesis masrafı yüksektir. Birim alana daha fazla fidan gerekecektir, bodur anaçlarla bahçe tesis ediliyorsa destek sistemi isteyecektir, damla sulama tesisat masrafı yüksek olacaktır.

Oruçlu İken İğne Yaptırmak Orucu Bozar, 1 Gün Kaza Gerekir. Büyük İslam İlmihali/ Ömer Nasuhi Bilmen


 

 









 


İmam Buhari ’nin Meziyetleri
Muhammed Buharî rh.a. hazretleri, çocukluğunda babasının ölümüyle yetim kalmış, ardından ağır bir hastalık geçirerek gözleri görmez olmuştu.
Bu münasebetle oğlunun şifa bulması için Allah’a çokça dua eden gözü yaşlı annesi, bir gece rüyasında İbrahim Aleyhisselam’ı görmüş, o kendisine: “Sen çok dua ettiğin için Allah Tealâ oğlunun gözlerini açıverdi.” demişti. Sabah olunca gerçekten Muhammed Buharî’nin gözleri açılmıştır.
Buharî henüz on beş yaşlarında iken yetmiş bin hadis rivayetini ezberlemişti. Bu işe hayret edenlere demiştir ki: “Evet, yetmiş bin küsur hadis ezberlediğim gibi, sahabe ve tabiîlerden bir hadis rivayet etsem, çoğunun doğum ve ölüm tarihlerini, yerleştikleri yeri dahi bilirim.”
Bir gün nafile namaz kılarken elbisesi altına giren bir arı tarafından rahatsız edilmişti. Namazdan sonra elbisesini kaldırarak yanındaki birine: “Bak hele, gömleğimin altında bir şey görüyor musun?” demiş. Bir de görülmüş ki o arı vücudunu on yedi yerinden iğnelemiş ve kabartılar oluşmuş! “Neden ilk iğnede namazdan çıkmadın?” diyenlere: “Okuduğum sureyi tamamlamak istemiştim..” demiş.
“Allahım, dünya bana dar gelmeye başladı.”
İmam Buharî rh.a., Buhara valisi tarafından hiç gereği yokken cebren memleketinden çıkarılınca, Semerkand’ın 8-10 kilometre yakınındaki Hartenk kasabasında akrabaları yanında konaklamıştı.
Bir gece namazdan sonra: “Allahım, dünya bana dar gelmeye başladı. Ruhumu kendine alıver.” diye dua etti. Bir aya kalmadan hastalığı artarak vefat etti (1 Şevval 256). Altmış yaşını geçmişti. Kabri Hartenk’tedir.
İmam Buharî rh.a. hazretleri zamanında yaşayan Abdülvahid b. Adem isimli bir zat demiş ki: Rüyamda Rasulullah Aleyhisselam’ı, yanında ashabından bir cemaatle bir yerde beklerken gördüm. Selam verdim ve selamımı aldılar. “Burada durmanızın sebebi nedir ya Rasulallah?” dedim. “Muhammed Buharî’yi bekliyoruz.” buyurdular. Günlerce sonra ölüm haberiyle öğrendim ki, tam o rüya sırasında vefat etmiş.
Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, 12/393-468; Tehzîbü’l-Kemâl, 24/445-467; Tabakâtü’ş-Şâfiyyeti’l-Kübrâ, 1/431-442. Alıntı: Semerkand Dergisi. (Yusuf Yavuz)

Peygamberimizden sonraki hiristiyan ve yahudileri mümin kabul etme, onların da dini haktır diye itikat etmek. dinden çıkarır.

Zengin den fakire akan paraya zekât denir, Fakirden zengine akan paraya da fâiz denir, Âhir zamanda helâl diye yenir!

İmsak’tan Sonra 18 Dakika Bekleyip Sabah Namazını Öyle Kılalım.Ramazanda Temkinli İmsakiyeleri Kullanalım.

.........Musa aleyhisselam Tur dağına gidince, israiloğulları dinden çıktı, buzağıya taptı. İki grup, buzağıya tapanlar ve tapmayanlar birbirleriyle öldüresiye çarpıştılar. Bir rivayete göre 70 bin İsrailli öldü. [Tefsir Taberi, 2/73 ; Tefsir Tantâvî, 1/91] Sonra pişman olup tevbe ettikleri için, Yahudi denildi. Yahudi, doğru yolu bulucu , bulan demektir. Fakat bugün ne halde oldukları, ne denli sapıttıkları da ortada… Hatta sadece İslâm âlemine de değil, hemen her alanda topyekün dünya milletlerine çektirdikleri inkâr edilemez bir gerçek!. - Yahudiler, peygamberleri Hz. Musa’ya çok eziyet etti. - Keza bazı peygamberleri şehit ettiler. Kur'ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde, Yahûdiler tarafından öldürülen peygamberlerin isimleri sarahaten belirtilmez. Ama bu durum, o kadar açıktır ki, Yahûdilerden bu mevzudaki âyetlere itiraz eden kimse çıkmamış, dolaylı yoldan hepsi bu tarihsî suçu, bu meş’ûm fiili kabul etmiştir. Bazı tarih ve araştırma kitaplarında Yahûdiler tarafından öldürülen peygamberler olarak Zekeriyyâ ve Yahyâ aleyhimesselâm ile birlikte başka peygamber isimleri de zikredilir. - Hz. İsa’yı babasız çocuk diye kötülediler. Annesi Hz. Meryem’e iftira ettiler, onları öldürmek için saldırdılar. - Ahir zaman peygamberi Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) zehirlediler. Hz. Osman (r.a.) zamanında fitne çıkararak, halifenin şehit edilmesine sebep oldular. Hurûfîliği meydana çıkarıp, Müslümanları parçaladılar.

 OKUNACAK NELER VARSA... BUYRUN..

*Cennette iki şey olacaktır.*
1. Ziyaret
2. Ziyafet
✅ Zikir, okuma da 3 kelime olacaktır. *Subhanallah, *Selam ve *Elhamdülillah.
✅İslam’ın vazifelerinden iki vazife de cennette devam edecektir. Bunlar iman ve aile hayatıdır. Çünkü insanın En Mesut olduğu zaman ailesi ile baş başa kaldığı zaman, beraber olduğu zamandır.
✅Cennete Cuma günü girilecek ve ziyaretler başlayacaktır.
✅Evvela Cumartesi günü evlatlar anne babasını ziyaret edecek,
✅Pazar günü de ana-babalar evlatlarını ziyaret edecektir.
✅Pazartesi günü talebeler hocalarını ziyaret edecek,
✅Salı günü de hocalar talebelerini ziyaret edecektir.
✅Çarşamba günü Ümmetler peygamberlerini ziyaret edecek,
✅Perşembe günü de peygamberler ümmetlerini ziyaret edecektir.
✅7.Gün yani Cuma günü cennet halkı Cenab-ı hakkın Cemal’ini seyredeceklerdir.
BU VESİLE İLE CUM’ANIZI TEBRİK EDERİM.
🤲🏻 CENNET BAHÇELERİNDE BULUŞMAK,ve CEMALİ İLAHİ İLE MÜŞERREF OLMA DUASI İLE🌹
🤲🏻 DUA EDER DUALARINIZI BEKLERİM.