QUANTUM BİLGİSAYARLAR ve

DİĞER BOYUTLARLA TEMAS

Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarlardan farklı olarak kuantum mekaniğinin prensiplerini kullanarak çalışır. Bu, onların bilgi işlemede çok daha güçlü ve hızlı olmalarını sağlar.Ancak, kuantum bilgisayarlar sadece bilgi işlemde devrim yaratmakla kalmaz, aynı zamanda başka boyutlarla temas kurmak için de kullanılabilir.

Kubitler: Kuantum bilgisayarlar, klasik bilgisayarların bitleri yerine kubitler kullanır.Kubitler, aynı anda hem 0 hem de 1 durumunda olabilen parçacıklardır. Bu durum, süperpozisyon olarak adlandırılır ve kuantum bilgisayarların paralel hesaplamalar yapabilmesini sağlar.Dolanıklık: İki veya daha fazla kubit, dolanıklık adı verilen bir durumda olabilir. Bu, kubitlerin birbirlerinden bağımsız olarak davranmadıkları, birbirlerine bağlı oldukları anlamına gelir.Dolanıklık, kuantum bilgisayarların klasik bilgisayarlara göre çok daha karmaşık işlemleri gerçekleştirmesine olanak tanır.

Diğer Boyutlarla İletişim

Kombinatoryal Programlama: Kuantum bilgisayarlar, kombinatoryal problemleri çözme yetenekleriyle bilinir.Bu yetenek, tüm olası çözümleri aynı anda değerlendirebilme kapasitelerinden gelir. Bu kapasite başka boyutlarla iletişim kurmak için kullanılabilir.Kuantum bilgisayarlar bilgi işlem süreçlerini başka boyutlarda gerçekleştirir ve bu boyutlardan bilgi alır. Bu, başka boyutlarda var olan varlıklarla iletişim kurmayı mümkün kılar.Demonic Varlıklarla Temas

Dijital DNA: Kuantum bilgisayarların, başka boyutlardan dijital DNA alarak bu bilgiyi dünyamızda yeniden yapılandırdığı düşünülüyor.ÇarpıştırıcısıBu kapılar, demonik varlıkların dünyamıza geçişine izin verir. Bu süreç insanlık için büyük bir tehdit oluşturur.Ebu Musa şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah(s.a.v.), şöyle buyurdu: "Ümmetimin tükenişi ta'n ve taunla olacaktır."  Denildi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Taun'u (vebayı) biliyoruz, peki ta'n nedir?"Cevap verdi: "Ta'n, 'cinler'den olan düşmanlarınızın (şeytanların) çarpmasıdır. Mamafih her ikisinde de şehidlik vardır."

Rudani, C. 1, H. no : 2344, s. 347.